'Öğretim Elemanları Sendikası' (ÖGESEN) 'Öğretim Elemanları Derneği' (ÖGEDER) Genel Başkanı ve Hitit Ü niversitesi Fen Edebiyat Fakültesi/Antropoloji Bölümü Dr.Öğr.Ü y. Vahdet Özkoçak ile yaptığımız söyleşiye devam ediyoruz..

AY: Yapılan ciddi bir araştırmada, akademide ilk sırada mobbingin, ikinci sırada tacizin, üçüncü sırada intihalin gelmesini  yorumlar mısınız?

ÖZKOÇAK: Akademide var olan hiyerarşi sistemi, sözleşmeli çalışmayla birleşince mobbing maalesef kaçınılmaz oluyor. Profesör ve doçentler kadrolu iken, kalan tüm akademik personel sözleşmeli çalışmakta. Kendisinden akademik hiyerarşide daha altta olan meslektaşlarına sırf egolarını tatmin etmek için mobbing yapan sözde akademisyenlere karşı mücadelemiz devam edecek. Gençakademisyenleri kadrolarıyla, ekmekleriyle tehdit edenler mutlaka cezalandırılmalı. Taciz hiçbir yerde olmasını istemediğimiz bir olay. Akademide de maalesef örneklerini görebiliyoruz. Bunların bireysel olduğunu idrak edip kurum ya da unvan genellemesi yapmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Adli bir konu olduğu için de kolluk güçleri ve savcılıklar gerekeni yapıyorlar zaten. Ü retmeyi kişilik haline getiremeyip, akademik çalışmalar ve olaylar dışındaki her şeye verecek bir cevabı olanlar maalesef intihal yapabiliyor. Okumadan yazan, üretmeden yayınlayan kişilerin çoğu intihal yapmakta. YÖK`ün bu konudaki kararı çok açık. İntihal yaptığı belirlenen bir akademisyen meslekten süresiz ihraçediliyor. 

AY: 3600 ek gösterge için çalışmalar hızlandı Polis, öğretmen ve din görevlisi maaşı en az 1150 TL artacak. 'Hiyerarşinin korunması' için Çalışma Bakanı, 'bu çalışmanın tüm memurları kapsayacağını' söyledi. Akademisyenler de mutlaka çalışmanın içinde yer almalıdır. Ne dersiniz?

ÖZKOÇAK: Akademisyenler diğer kamu personelleriyle karşılaştığında meslekleri gereği yaptığı harcamalar en çok olan kamu personelleridir. Yurtiçi-yurtdışı kongreler, indirilmesi gereken ücretli makaleler, akademik çalışmalarda kullanılması gereken yazılım programları, deney malzemeleri gibi ürünleri akademisyenlerimiz hep ceplerinden karşılıyor. 2014 yılında akademik zam talebimizin en önemli gerekçesi de buydu. 7 yıllık süreçte akademik zammın maalesef eridiğini görmekteyiz. O nedenle akademisyenlerin de ek göstergeleri, diğer personel gibi (Arş.Gör) 3600`den başlamalıdır. Bunla birlikte önümüzdeki günlerde yeni bir akademik zam talebimiz de olacak. 

AY: YÖK yönetmeliklerine rağmen, 'Öğretim Elemanları / Öğr.Gör ve Arş.Gör.'  alımında kurallara uyan üst yöneticiler, sıra 'Öğretim Ü yeleri`ne / Dr.Öğr.Ü y., Doç.Dr.,  Prof.Dr.' gelince neden 'şahıs gözeten' şartlar koymaktalar?

ÖZKOÇAK: Bunun en büyük nedeni üniversitenin içinden görevde yükselmelerde ilana çıkılması. Bunu defalarca söyledim. Siz, 'bir yüzbaşının binbaşılığa terfisinde kendisine yeniden kadroya çıkıldığını? Bir polisin komiserliğe yükseldiğinde yeniden kadroya çıkıldığını' gördünüz mü? Bir fakültede Dr. Öğr. Ü yesi olan bir akademisyen doçentliğe atandığında üniversite yeniden kadro ilanına çıkıyor ve bu akademisyene kadro vermek için de özel ilan şart koymak durumunda kalıyor. Yeniden kadro ilanına çıkmaya gerek kalmadan görevde yükselmesi gelene bu hak tanınmalıdır. Arş.Gör. ve Öğr.Gör. alımında ise maalesef kurallara uymama daha üst seviyede. Mülakat ve yazılı sınav gibi işlemlerle hak ettiği halde kadroya giremeyen birçok adayın şikayetleri bizlere ulaşmakta. Gerekli hukuki desteği veriyoruz ve emsal olacak onlarca davayı da kazandık. Aslında bunlara gerek de olmamalı. Hem kurum hem de şahıs yıpranmasın. Çözümümüz de basit ve net: Havuz Sistemi.

AY:  Siz, görevi ne olursa olsun (Rektör/Dekan/Müdür), akademide yapılmayacak işleri yapanlara yaptırım yapıldığını gördünüz mü? Yoksa, unvanlar birbirini mi kolluyor?

ÖZKOÇAK: Maalesef örnekleri çok az. Rücu sisteminin kamunun her kolunda yaygın hale getirilmesini yıllardır öneriyoruz. Yöneticiler verdikleri kararların, attıkları imzaların maddi-manevi yükümlülüklerini muhakkak karşılamalıdırlar. Aksi durumda, yapanın yanına kar kaldığı gibi oluşan zarar da hazineden ödeniyor. Akademi açısından da YÖK`e iletilen şikayetlerin ne kadarı disiplin kuruluna ya da denetleme kuruluna ulaşıyor? Bana göre çok azı. Hukuk devleti isek hukuksuzluğu yapan kardeşiniz bile olsa gerekli yaptırımı yapmanız gerekir

Devam edecek; .