Yüreğim kıpır kıpır. Sessiz nehirler geçiyor içimden kabaran dalgalara dönüşerek. Dörtnal yabani atların toz dumanı, pürtelaş kelebekler, rengarenk gök kuşağı ve yaralı üveyiklerin kanat sesleri...   

Kalbim, sen nasıl bir şeysin öyle. Başına toplamışsın her şeyi. Her şeyin başı sen misin yoksa. Aşkımsın, canımsın, derdimsin, tasamsın, sevincimsin, acımsın. Cesaret sende, korku sende. Gurur sende, tevazu sende. Mutluluk sende, hüzün sende hatta en derin inançlarımız sende. Yüzünden keder akan çocukların mahzun bakışIarı da dünyayı ısıtan özgür gülümsemeleri  sende. 

Sen olmasan ne anlamı var bedenimizin elimizin, kolumuzun, gözümüzün, kulağımızın, kafamızın, beynimizin ne anlamı var? Sen sevginin sembolü, duyguların anasısın;

Bütün duygularımız sende toplandığına göre bedenimizin ve zihnimizin işleyişini de sen sağlıyorsun galiba. İhtimalden de öte, bunun böyle olduğuna inanıyorum. Seni tanıdıkça artıyor hayranlığım.

Ey kalbim, sen bilgisayarın işlemcisi gibisin, beyin ise hard disk. Bütün bilgiler hard diskte toplanıyor ama o bilgilerin işleyişini sağlayan işlemcidir. Yani komuta, yalnız bilgi deposu olan beyinde değil, sende. 

Modern bilimin dediği gibi sen yalnızca kanı pompalamaktan çok daha öte bir şeysin. Duygularımız, düşüncelerimiz senin enerjinde bilgi olarak bulunuyor ve vücudumuzdan yayılan en kuvvetli sinyal olarak sadece beynimize ve organlarımıza değil, aynı zamanda dünyanın derinliklerine doğru taşınıyor 

Beyinle aranda kurduğun bağlantıyla, beynin hangi hormonları, endorfini ya da kimyasalları salgılaması gerektiğini sen bildiriyorsun. Beyin, aktiviteleri için gerekli sinyalleri senden alıyor. Zira senin oluşturduğun elektrik akımı beyinde oluşan akımın altmış katı olduğu gibi yine senin manyetik alanın beyinden beş bin kez daha kuvvetli. İnaçlarımızı ve duygularımızı elektromanyetik titreşimlere ve dalgalara dönüştürerek, bizi kuşatan her şeyle iletişim kurmamızı sağlıyorsun.

Sen bütün inançlarımızı, geleceğe yönelik düşlerimizi ve duygularımızı başka bir dile, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline çevirip evrene gönderiyorsun. İşte bu yüzden kalbim, 'kalp gözüyle bakmanın' yollarına düşen ve bu uğurda ömür tüketen bilgeler gibi sana sığınıyorum, sana koşuyorum. 

Yüreğimi kabartacak güzelliklere seninle ulaşacağıma canı gönülden inanıyorum.