Ağaçların şehri İstanbul’da Haziran ayı ıhlamur vaktidir. Ihlamurlar açtığı vakit, davetkâr Ihlamur Kasrı sizi içine çeker.

Bahçe kapısından adım atar atmaz göz alıcı yeşillik, şehrin ortasındaki saklı cennetin müptelası olursunuz. Hafif de bir  yaz esintisi varsa, o efsunlu rayiha başınızı döndürür. Yıllara meydan okuyan anıt ağaçlar gölgesinde tefekkür ederken beş duyunuz şifalanır. Ruhunuz inşirah bulur. 

 Macar ıhlamuru olarak da anılan gümüşî ıhlamur, orman ağacı olmasına karşın Lale Devri’nden itibaren İstanbul’un hemen her yerine dikilmiştir.

Beşiktaş, Yıldız ve Nişantaşı yamaçlarında kalan Ihlamur Vadisi, 18. Yüzyıldan 20. Yüzyıl başlarına kadar, içinde Fulya deresinin aktığı, ıhlamur ve çınar ağaçlarının gölgelediği yeşillikler içinde bir mesire idi.

Ihlamur Vadisi, 18. Yüzyılda, Tersâne Eminlerinden Hacı Hüseyin Ağa’nın mülkü olduğu için ‘’Hacı Hüseyin Bağları’’ adıyla tanınır. Sultan III. Ahmed ( 1703-1730) döneminde Padişah’a ait bir ‘’Hasbahçe’’ ye dönüştürüldüğü halde, 19. Yüzyılın ikinci yarısına kadar Hacı Hüseyin Bağları olarak bilinme özelliğini sürdürür. Bu alan I. Abdülhamid (1774-1789) ve III. Selim (1789-1807) dönemlerinde ilgi çekmeye devam eder.

Sultan Abdülmecid’in, 1846 yılında konuğu olarak ağırlanan, ünlü Fransız şair, yazar ve politikacısı Lamartine, Ihlamur ve çevresini şöyle tasvir eder:

‘’Binanın karşısındaki bahçede güzel yemiş ağaçları ile bu vadiye ismini veren büyük ıhlamurlar vardı. Köşke çıkan üç basamaklı merdivenin önünde, yasemin dallarını aşamayan küçük bir fıskiye, tatlı bir şırıltı ile mermer havuza dökülüyordu. Ihlamur padişahın en sevdiği köşktür, burada dinlenir ve mütalaa eder.’’

Lamartine’nin sözünü ettiği bu mütevazı bağ köşkü yerine, Sultan Abdülmecid, 1849-1855 yıllarında iki kasır yaptırır. Mimar Nikogos Balyan’ın tasarlayarak inşa ettiği kasra, ‘’ferahlık, tazelik, neşe, sevinç’’ anlamlarına gelen ‘’Nüzhetiye’’ adı verilir. Sultan Abdülmecid bugünkü kasırlar yapılmadan önce sıklıkla buraya gelip, mütevazı bağ evinde dinlenirdi.

Cumhuriyet’in ilanından sonra 1966 yılında, TBMM Milli Saraylar bünyesine katılan Ihlamur Kasırları Merasim Köşkü, bir müze-saray olarak ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaya devam etmektedir.

Vakit Ihlamur Kasrı'nda kendini bir saraylı gibi hissetme vaktidir.