Cizre Sanayi ve Ticaret Odası (CSTO) Meclis Başkanı, Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yüksek İstişare Kurulu üyesi, işadamı Ömer Faruk Yıldırım ile içinden Cizre ve CSTO geçen bir sohbet gerçekleştirdik. 

`src=
İbrahim Ethem Gören ve Ömer Faruk Yıldırım Cizre Hz. Nuh Nebi Camii nde

İbrahim Ethem Gören: Ömer Faruk Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ömer Faruk Yıldırım: 1974 yılında Cizre`de doğdum ilk orta ve lise öğrenimimi Cizre`de tamamladım. Küçük yaşlarda ticaretle uğraşmanın verdiği bir hayat tecrübesi ile hem ticarî hayatın hem de bürokrasinin bütün kademelerinde çalışmalar yürüttüm. Şu anda da Cizre Ticaret ve Sanayi Odası`nın Meclis Başkanlığı`nı yürütmekteyim. Önümüzdeki Ticaret ve Sanayi odası seçimlerinde de Yönetim Kurulu Başkanlığına ekip arkadaşlarım ile birlikte adayım. Uzmanlık alanım Uluslararası Ticaret ve Danışmanlık.

Cizre`de ticari anlamda dünden bugüne neler yaptınız? Şimdiki zamanda nelerle meşgul oluyorsunuz?

Az önce de değindiğim gibi bizler Cizreliler olarak küçük yaşlardan itibaren kendimizi ticari hayatın içinde buluyoruz. Ben de doğal olarak çok küçük yaşlarda ticaretle uğraşmaya başladım. 

1993 yılında rahmetli dayım Mehmet Gürri ÖZER`in başvurusunu yaptığı, bununla birlikte vefâtı nedeniyle askıya alınan Cizre Ticaret ve Sanayi Odası`nın kuruluşu için gerekli girişimleri yeniden başlatarak odamızın ilk resmi başvurunun yapılmasına öncülük ettim.

1994 yılında Cizre`nin tanıtılmaya olan ihtiyacını gördüğüm için Cizre`nin ilk A Gurubu Seyahat acentesini kurarak şehir dışından hatta yurt dışından Cizre meraklılarının Cizre`ye gelmesine yardımcı oldum. 

1997 yılında kültürel çalışmalar yapmak üzere bir oluşuma gittik. Ben ve arkadaşlarım çok uzun bir süreden sonra Cizre`nin ilk yerel gazetesi olan Cizre Gazetesi`ni çıkardık. Gazete aracılığı ile hem Cizre`nin tanıtılmasını sağladık hem de etkinlik ve organizasyonlar düzenleyerek Türkiye`nin dört bir yanından misafirlerin Cizre`ye ziyaretler düzenlemesini temin ettik.

`src=
Cizre den genel görünüm. Fotoğraf Cizre Belediyesi portalı.

Cizre`nin kadim tarihini ve Hz. Nuh`u da konuşalım;  

Cizre, Hz. Nuh`un bizlere bir hediyesi, Cizre Hz. Nuh`un kabul olmuş duası. Bizler Hz. Nuh`un torunlarıyız. Kısaca Cizre tarihine değinmek gerekirse;

Lütfen;

Cizre, Nuh (AS) ve oğulları tarafından Tufan sonrası kurulmuştur. Nuh Peygamber türbesinin Cizre`de olması, Cizre surlarının gemi şeklinde oluşu, Gut, Bâbil, Asir yazıtlarında da Tufan olayı Cizre bağlamında kanıtlamaktadır. 

1953-1954 yıllarında Cizre`de yapılan kazılarda bulunan bir plakette, Cizre adının Bazib da (GERZUBAKARTA) olup, nüfusunun 1.850.000 olduğunu yazmaktadır. Şehir sınırlarının Katran köyünden, Kurtuluş köyüne, Güzeller köyünden Cafer SADIK`a kadar devam ettiği bilinmektedir. Nuh Aleyhisselâm`dan Gutilere kadar Cizre tarihi bir karanlık içinde olduğundan elimizde belge bulunmamaktadır.

`height=
Cizre Hz. Nuh Nebi Camii

Cizre, M. Ö. 4000 yıllarından itibaren Gerzubakarta adıyla Guti devleti hâkimiyeti altındadır. Gutiler döneminde ilk Cizre suru yaptırılmıştır. Gutiler önceleri Cizre, Dicle, Cudi dağı arasında kalan bölgede hükümran iken sonra Zagros dağları ile Botan (Kentrites) suyuna kadar uzanmış ve bölgeye Gutiyum (Gudiyum) denilmiştir. Daha sonra bu bölgeye savaşçı, kuvvetli anlamında Karday denildiği biliniyor. Tarihçi İbnuksir, Dicle`nin sonunda 200 köyü bulunan Karday adıyla bir büyük ilin bulunduğunu yazmaktadır.

Cizre`yi bir müddet Nemrut Bin Koz Bin Ham Bin Nuh emrinde görüyoruz. Cizre, M. Ö. 1894 yılında l. Bâbil Devleti`nin yönetimine girmiştir. Babil Cizre`ye 22 km. mesafededir. Dünyanın birçok yerine tarihi eserleri kaçırılmıştır. Kral Hammurabi Cizre`ye gerekli önemi vermiş ve birçok eserler kazandırmıştır. Şimdi de Kebeli köyünde (BÂ BİL) efsanevi hikâyeler ile Hammurabi`den bahsedilmektedir.

Cizre M. Ö. 1595 yılında Babil egemenliğinden Arap egemenliğine geçmiştir. Daha sonra  sur Kralı Senpilos, Cizre`yi kendi ülkesine katmıştır. Tufan olayını anlatan  sur Kralı Sanherip, Cudi`nin tepesine 6 adet kabartma heykel yaptırmıştır. Ayrıca Cudi dağının üzerinde tapınaklar yaptırmış, Cizre`nin Nuh Peygamber Camii içinde bulunan mezarını restore ettirmiş ve Cizre surlarını tekrar onartmıştır. 

`height=
İbrahim Ethem Gören

Medler ve Bâbilliler, Â sur başkenti olan Ninovayı M. Ö. 612`de ele geçirince Cizre Medlerin eline geçmiştir. Med devleti döneminde Cizre çok gelişmiş, çeşitli eserlerle bezenmiştir. M. Ö. 550 yılına gelindiğinde Cizre Pers hâkimiyeti altına girer. M. Ö. 331 yılında Pers Kralı III. Daryus Büyük İskender`e yenilince Cizre de zapt edilmiş olur. M. Ö. 301 yılında Selevkos egemenliğini, M. Ö. 130 yılında Portların hâkimiyeti takip eder. İran Sasani Hükümdarı Erdeşi Babıkan 226 yılında Portları yenilgiye uğratarak Cizre`yi hâkimiyeti altına alır. Cizre`de birçok imar hareketlerine girişilir.  Erdeşir Babekan döneminde Saray Burnu kapısı yaptırılarak aslan heykelleri inşa edilir, devasa kitabeler yazdırılır. 

Sevgili Peygamberimizin (sav) pek çok devlet başkanına davet mektupları gönderdiğini biliyoruz. Asr-ı Saadet`ten sonra da bu sünnet-i seniyye devam ettirilir. İran Sasani Hükümdarı Kisra, II. Hüsrev`e (Perviz)  mektup gönderip, İslâmiyeti seçmesini ister. 

M. 639 yılına gelindiğinde Hz. Ömer (ra) zamanında da Cizre`ye tebliğ mektubu gönderilir. Cizre, İyaz Bin Ganem komutasındaki ordu ile savaşmadan mektupla teslim alınır. Bu dönemde Cizre`de kilise olan bina (Ulucami) camiye çevrilir. Cizre`de bu cami üniversite olarak Hz. Ömer tarafından kullanılır. Halen de İsmi Camia olarak adlandırılmaktadır. Camia malumunuz üzere Arapça da Ü niversite demektir. Cizre, M. 750`den sonra Abbasilerin egemenliğini tanırken Abdulaziz İbn Ömer kadim ilçeye vali olarak tayin edilir. Böylece Cizre Vilayet merkezi olur. Mezkû r vali. kanalizasyon, cami, köprü, hamam ve imar hareketlerine başlayarak Cizre`yi o kadar bayındır bir hâle getirir ki Cizre`nin adı onun adı ile anılmaya başlanır. 1057 yılında Selçuklu sultanı Tuğrul Bey, Cizre`yi kuşatmasına rağmen alamaz. Ancak Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah`ın veziri tarafından 1085 yılında Cizre Türklerin Selçuklu idâresi altına girer. 1096 yılında son Mervani hükümdarı Mansur`un ölümünden sonra Cizre`de bu saltanat sona erer. Artuklular döneminde büyük fizikçi, âlim, mucit İsmail Ebul-iz El Cezeri Cizre`de yetişir. Bu zat`ın 60 makinesi dünya mühendislerini hayretler içerisinde bırakmıştır. Robot, saat ve su makineleri evvelemirde El Cezeri`nin icatları olarak tarihe geçer. 1127 yılında Cizre Musul Zengi devletinin hükümdarlarından İmadeddin İbn Aksankar tarafından ele geçirilir. Cizre onun döneminde bir eyalet haline getirilirken Kudbettin Meudut Han döneminde Cizre`ye Taş Köprü yaptırılır. Bir ara Zengiler başkentlerini Cizre`ye taşımıştır.

`src=
Cizre Ulu Cami

Ebulkasım Mahmut Sencer Şah zamanında Cizre`de Ulu Cami minaresi ile birlikte Ulu Caminin bir çok yıkılan yeri yaptırılır. Ulu Cami`nin kapısının üzerindeki ejder figürlerini ve  sair işlemeleri İsmail Ebul-iz Bin Rezzaz El-Cezeri yapmıştır. 1185 yılında Cizre büyük komutan Selahaddin Eyyubi`nin yönetimine dâhil olur. 1252 yılında Cizre Musul Atabeyleri egemenliği altına girer. 1258 yılında Cizre Moğol hükümdarı Hülagu`nun hâkimiyeti altına girer. Cizre`de Hülagu adına sikkeler bastırılır. 1260 yılında gelindiğinde Cizre Beyliği dönemi başlamıştır. Bu devre Mirekler devri de denilir. Mem-u Zin olayı Cizre Beyliği döneminde vuku bulmuştur. Cizre Beyliği 1627 yılına kadar bölgede hüküm sürmüştür.

1627 yılından itibaren Osmanlı Devleti bu beyliğe son vermiştir. Cizre Osmanlı Cihan Devleti asırlarında önceleri Diyarbakır Sancak Beyliğine bağlı iken 1841 yılında Musul vilayetine bağlanmıştır. Cizre`nin sevk ve idaresi ile görevlendirilen Bedirhan Beyin yönetimindeki Nesturî aşiretlerinin yaptıkları olumsuz bir takım hareketler Bedirhan Bey`in Musul valisinin gözünden düşmesine sebebiyet verir. Bu sıralarda Müşir Osman Paşa komutasındaki orduya itaatsizlik eden Bedirhan Bey görevden alınarak, yerine yeğeni İzzeddin Şir getirilir. Bundan sonra yönetime Cizre yönetimine sırasıyla Mustafa Paşa, Abdülkerim Bey, İbrahim Bey ve onun da ölümü ile Hamidiye Kaymakamı Tahir Ağa getirilir. 

Milli Mücadele döneminde büyük başarılar gösteren Cizre`ye Fransızlar gelir, şehri savaşsız teslim almak isterlerse de halkın direnişini ve silahlanmayı görerek geldikleri gibi giderler! 

Cizre`de Milli Mücadele`ye katılan, şehit ve gazi olan pek çok hemşehrimiz vardır. Cumhuriyet döneminden önce bakımsız olan Cizre, Cumhuriyet döneminden itibaren onarılmış modern bir ilçe haline gelir.

`height=
Ömer Faruk Yıldırım

Cizre bölge için, Türkiye için hangi ne/neler ifade ediyor?

Cizre tarihten süre gelen bir ticaret ve genel yönetim merkezidir. Jeopolitik konumu gereği tarihte hep ticaret merkezi olmuştur. Turizm çeşitliliği, verimli tarım arazileri Cizre`yi çok önemli kılmaktadır. Türkiye`nin en gençnüfusunu barındırmasının da ayrıca bir avantaj olduğuna inanmaktayız.

Cizre özelde bölge ve genelde Türkiye için önemini sırasıyla açıklarsak Habur sınır kapısına  komşu olması nedeniyle Ortadoğu`ya açılan kapının ve ülke ihracatının %10`u nu karşılaması oldukça mihimdir.

Jeopolitik konumu da mühimdir. Zira Irak, Suriye ve İran kısa sürede ulaşılabilecek komşu ülkelerimizdir.

Bölgenin en verimli tarım arazileri ile ülkemizin hem enerji anlamında, hem tatlı su kaynağı olan Dicle nehrinin geçiş güzergâhı olması da mutlaka zikredilmesi gereken bir husustur. 

`height=
Cizre Kırmızı Medrese

Hâsılı Cizre kadim tarihi ile turistik ve antik kent özelliği ile (Hz. Nuh Türbesi, İsmail Ebuliz El-Cezeri, Kırmızı Medrese, Cizre Surları vb.) güzide bir kentimizdir.

`height=
Ömer Faruk Yıldırım

Cizre`nin sanayi ve ticaret hayatına dair genel bilgiler verir misiniz?

Cizre`de sanayi hafif sanayi alanında gelişmektedir. İnşallah küçük sanayi sitelerimizin gerekli misyonu yüklenmesi ile sanayide özellikle üretim hamleleri gelişecektir. İlçemizin ticaret anlamında Ortadoğu`da daha çok söz sahibi olması gerektiğine inanıyoruz ve bunun için çabalıyoruz. Özellikle Güney Irak üzerinden Ortadoğu ve körfez ülkelerine ticaretimizin arttırılması için uğraşmaktayız.

Cizre`deki eğitim imkânlarını ve okullaşma oranını merak ediyoruz;

Cizre`deki gençnüfusu dikkate aldığımızda okullaşma oranı nüfusu karşılamamaktadır. Bundan dolayı öğrencilerimiz çok kalabalık sınıflarda eğitim görmektedir. Bu da dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.

Cizre`nin acil çözüm bekleyen sorunları neler?

Eğitimin kalitesinin artırılması için öncelikli adımların atılması. 

Öğretim kalitesinin artırılması için deneyimli öğretmenlerin maddi manevi desteklenerek bölgede görevlendirilmesi.

Bölge ticaretine bir soluk olması bakımında 6. Bölge Teşviklerinde bölgemize her türlü konuda pozitif ayrımcılık yapılması.

Altyapı ve üst yapı ve şehircilik sorunları.

Cizre oldukça gençbir nüfusa sahip; Türkiye`nin nüfusa göre en gençikinci ilçesi olmak Cizre`ye ve Cizre yöneticilerine hangi fırsatları sunuyor?

İyi bir eğitim fırsatı ortamı oluşturularak gençnüfusun gereği gibi eğitilmesi önümüzde yeni ufuklar açacaktır. Bu keyfiyet Cizre`nin sanayi hamlesini gerçekleştirmesine de olumlu yansıma yapacaktır. 

Ayrıca daha iyi bir eğitim ve öğretim olanağının sağlanması halinde Cizre asırlar sonra tekrardan ilim ve irfan yuvası haline gelecektir.

`height=
​​​​​​​TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve CSTO Meclis Başkanı ve CSTO Başkan Adayı Ömer Faruk Yıldırım

Bu meyanda gençnüfusun ne gibi ihtiyaçları söz konusu?

Her şeyden önce eğitim ve öğretim, sonra da uygun çalışma koşulu olması şartıyla iş ve aş imkânı.

Cizre`de yoksullukla mücadelede iş adamlarına, devlete ve sivil toplum kuruluşlarına ne türden görevler düşüyor?

Bence hepimize tek bir görev düşüyor. O da bireylerin onurlu bir yaşam sürdürmeleri için kimseye muhtaçolmadan yaşamlarını sürdürmeleri için ve hayatlarını idame etmeleri için iş imkânlarına ulaşmalarının sağlanması. Bu keyfiyet evvelemirde en öncelikli durumdur. Bundan sonra hem STK`lara hem de ilgili tüm kurum ve kuruluşlara, vicdan sahibi her bir bireye toplumsal dayanıklılık alanında yaralara merhem olma görevleri düşüyor.

Cizre`de, Cizre`nin ve bölge halkının refâhına ilave katma değerler üretmek için hangi kurumlar, ne türden gönüllü hizmetler üretiyor?

Sivil toplum alanında Hamilik Okulu Vakfı, Şenlendirme Vakfı, İyilik Sağlık Vakfı, İGİAD, MAVERA, BYV, MMG ve İyilik Olsun Hareketi ve Kızılay gibi değerli kurumlarımız toplumsal güçlendirme konusunda çok önemli gönüllü projeler üretmektedir.

`height=
​​​​​​​Ömer Faruk Yıldırım

Başkan Yıldırım: Cizre Kilit noktadır. 

Cizre, stratejik konumuyla Irak ve Suriye`ye komşu. Bu stratejik konum Cizre`ye taşımacılıkla ilgili önemli bir misyon yüklüyor. Taşımacılık Cizre için neler ifade ediyor?

Cizre`nin jeopolitik konumu ve genç, dinamik filosu Cizre`ye kilit nokta misyonu yüklemektedir. Bölgeyi tabir yerindeyse avuçlarının içi gibi bilen cesur ve fedakâr şoförlerimiz sayesinde Cizre neredeyse tek başına tüm Ortadoğu`nun yükünü taşımaktadır.

Cizre`nin ülkemizin kara nakliyat sektöründeki yerine ve hizmet kapasitesine işaret eder misiniz? 

Cizre`miz Karayolu ile yük taşımacılığı sektöründe hatırı sayılı bir konumda bulunmaktadır. 

Türkiye`nin dördüncü büyük filosu, sahip şehrimizin taşıma kapasitesi alanında tartışmasız bir öneme sahiptir.

Cizreli nakliyecilerin çözüm bekleyen sorunları neler?

Taşıma yaptığımız güzergâhların imalattan kaynaklı sorunları.

Vergi ve SSK yükü.

Ve taşıma kotaları.

`height=
​​​​​​​Ömer Faruk Yıldırım

Bahsettiğiniz sorunların halline yönelik ne gibi çözüm önerileriniz var?

Bu hususta söylenebilecek tek çözüm önerisi sektörel bazda bu kadar gelişmiş şehrimize vergisel ve diğer yükümlülükler konusunda pozitif ayrımcılık yapılmasıdır.

Hâlen Meclis Başkanlığı`nı yürütmekte olduğunuz Cizre Ticaret ve Sanayi Odası için büyükçe bir paragraf açalım. CSTO`yu yakından tanımak isteriz;

Cizre Ticaret ve Sanayi Odası benim için manevi olarak çok büyük anlam ifade eder. Cizre`nin ilk muhasebecilerden rahmetli dayım Mehmet Gürri Özer`in bir rüyasıdır Cizre Sanayi ve Ticaret Odası. CSTO`nın ilk kuruluş girişimini de kendisi yapmıştı. Ondan dolayı aynı zamanda üstadımın olan dayımın 1994 yılında elim bir olayda hayatını kaybetmesinden sonra bu Oda`nın kurulmasını önemli bir misyon olarak gördüm. 1994 yılında Adnan MUÇİN, Mehmet İMİR, Halit ACAR, Ramazan AKAY ve Mehmet GÜ L gibi büyüklerimizle kurduğumuz Müteşebbis Heyet ile ilk resmî kuruluş başvurusunu yaptık. 

Ayrıca CTSO`nın kurulması yönünde kamuoyu oluşturmak için biiznillah Cizre gazetesi adı altıda gazete tesis ettim. Sonradan bazı olumsuzluklardan kaynaklı yoğun siyasal iktidar baskılarından dolayı sümen altı yapılan başvurumuz Sayın Kurucu Başkanımız Adnan ELÇİ`nin yoğun çalışma ve gayretleriyle 1998 yılında Oda`mızı kurmaya muvaffak kılındık. CSTO mahkeme kararı ile kurulan ilk Ticaret ve Sanayi Odasıdır. 

Bölgenin ticari ve sanayi hayatında CSTO nerede ve nasıl konumlanıyor?

Merkez konumundadır. Nedeni ise yüklendiği misyon ve kanunla kurulmuş meslek örgütü olması hasebiyle bir köprü konumundadır. Kamu ile özel müteşebbis arasında  köprüdür.

`height=
CSTO Başkan Adayı Ömer Faruk Yıldırım

CSTO`da Meclis Başkanlığı`nın ardından Oda Başkanlığına aday oldunuz. Bu süreçnasıl gelişti?

Cizre Sanayi ve Ticaret Odası`na hizmet sürecinde geçirdiğim süre, edindiğim bilgi birikim beni aday olma sürecine dâhil etti. Gerek aldığım eğitim ve de gerekse daha önce edindiğim deneyimler bu vetirede çok önemli oldu diyebilirim. 

Hangi mülahazalarla adaylığınızı ilan ettiniz? CSTO`na hangi vizyonu dâhil edeceksiniz?

Ü ye kavramının ortak kavramı ile yer değiştirdiği, ortaya çıkacak kolektif yapı ile halktan yana, tüccarın baktığı yöne bakan, sanayici ile aynı büyüme ve gelişme hedeflerini paylaşan, duyarlı bir yönetim anlayışıyla hareket eden bir birlikteliği vizyona dâhil edeceğiz. 

Geniş kadronuzla birlikte CSTO üyelerine ve bölge halkına hangi yeni hizmetleri arz edeceksiniz?

Ulaşa bilirliği, tüm zamanlı hizmet etmeyi kendimize şiar edineceğiz, ayrıştırmadan, ötekileştirmeden tüm tüccarın ve sanayicimizin hizmetinde olan bir yönetim tarzını halkımıza arz edeceğiz.

Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Öncelikle bize bu şansı verdiğiniz için sizlere şükranlarımı arz ediyorum. İnşallah seçilmemiz halinde halkımıza layık olmak ve mahcup olmamak için 7/24 çalışacağız. Hep birlikte bu mübarek beldeye hizmet edeceğiz.

İnşallah. Cizre`yi de, Cizrelileri de, sizi de seviyoruz! Son olarak okuyucularımıza, Cizrelilere ve bölge halkına mesajınızı alalım;

Öncelikle bu seçimin tüm iş insanlarımıza hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah`tan niyaz ediyorum.

Bu seçimin bizleri kutuplaştırmaması tam aksine birleştirmesi gerekiyor. Birleşirsek, bir arada olursak, omuz omuza verirsek, el ve gönül birliğiyle -Allah`ın izniyle- Cizre`ye pek çok yeni hizmetleri getirebiliriz.

Kazanan liyakat olsun, bilgi ve birikim olsun, amasız fakatsız Çizre ve değerli iş insanları olsun.

`height=
Ömer Faruk Yıldırım ve ünlü gastronomi uzmanı, öğretim görevlisi Zeynel Haldun Tüzel

İlginiz için teşekkür ediyorum. 

Ben de teşekkür ediyorum İbrahim Ethem Bey. En kısa zamanda sizi tekrar ve yeniden Cizre`de görmek istiyoruz.

İbrahim Ethem Gцren-Yazı No: 438