Müzikte 'yetenek sahibi olmak hem çok güzel hem de tehlikelidir.' Eğitmen ve Kanun Sanatçısı Sn. Tahir Aydoğdu ile yaptığımız röportajıın ikinci bölümünü yayımlıyoruz.

'Müzikte Sanatçı Meslek Tanımı' için Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 'Mesleki Yeterlik

Kurumu' ile 'Eyüp Musıki Vakfı' bünyesinde oluşturduğumuz bir kurulla çalışma yapıyoruz. Siz 'Kanun, mızrabın eşsiz renk ve melodisidir' diyorsunuz, 'Kanun' zor bir çalgı mı? 'Kötü çalgı yoktur, kötü çalgıcı vardır' söylemini doğru buluyor musunuz?

Kolay bir çalgı yoktur. 'Kötü çalgı yoktur, kötü çalgıcı vardır 'söylemine katılıyorum.

Günümüzde kanun çalgısını yapan çok iyi lütyeler var, hatta Konservatuvarların Çalgı Yapım Bölümleri`nden mezun olup bu bilgi ve birikimlerini piyasadaki lütyelerin bilgi ve tecrübeleriyle birleştirip çok başarılı olan lütyeler var, çok da güzel çalgılar yapıyorlar. Kanun çalgısı biraz pahalı bir çalgı, bu sebeple 'çalgısına çalışmayan', zaman ayırmayan, eğer yeteneği varsa onun üstüne koymayan müzisyenler, başarısızlığa mahkumdurlar. Kanun çalgısı yaklaşık 43 yıldır kucağımda, bakıyorum da gençlere kanunu 3-4 yıl çalan bir müzisyen kendini Kaf Dağı`nda görüyor ve 'yapacak bir şey kalmadı' diyor. Hasbelkader 34 albüm gerçekleştirip birçok ödül almış, pek çok grup kurmuş, pek çok sanatçıyla çalışmış, ülkemizin hemen her yerinde ve 60`dan fazla ülkede konserler vermiş ve Kanun Metodu olan bir sanatçı olarak 'ben böyle bir şey demiyorum', gençler çok çabuk 'ben oldum' diyorlar. Bu konu, gençlerin önünde en önemli engeldir.

Çeşitli illerde 'workshop' yapıyorsunuz? Kanun Metodu`nu da yayınladınız. Ne
amaçlıyorsunuz? Çıktıları iyi mi?

İlk atölye çalışmamı Ankara`da, daha sonra Kültür Bakanlığı`nın desteğiyle İzmir ve Muğla Sıtkı Koçman Ü niversitesi`nin desteğiyle Muğla`da gerçekleştirdim. Ayrıca 2012`de İstanbul ve Ankara, 2015`de Ankara`da olmak üzere iki Uluslararası Kanun Festivali ve Sempozyumu gerçekleştirdim. Bu etkinlikler sayesinde pek çok müzisyen, akademisyen ve öğrenci ile tanıştım. Pek çok kanun üstadını, aynı anda aynı sahnede bir araya getirerek hem bir sinerji hem de öğrencilerle buluşmalarını sağladım. Bu gerçekten çok önemliydi, akademisyenlerle kanun çalgısının bilimsel yönlerini görüştük, düzenlediğimiz çeşitli oturumlar ve sunumlarla gerek akademik gerekse bilimsel pek çok konuyu tartıştık. Bu kadar etkili ve ayrıntılı bir organizasyon yapmamıza rağmen yazılı ve görsel basının yeterli desteğini göremedik.  2004`te babam Gültekin Aydoğdu ile Kanun Metodu`nu yayımladıktan sonra ilk senelerde pek fazla geri dönüş olmadı ama, daha sonra metodu edinip kendi çabasıyla kanun sazını öğrenip geliştiren, gerek Türk gerekse yabancı milletlerden pek çok müzisyen ile tanıştım. Hatta Tayvan-Taipei`de konser için bulunduğumda karşıma kanun metodumuzu gösteren bir müzisyen çıktı, bu etkinlikler sayesinde kanun sazı daha çok tanınır hale geldi, eskisine göre daha popüler oldu. Festival ve sempozyumlara katılan duayen sanatçılarımıza onur ödülleri verdik, onların içinden Halil Karaduman, Rıza Rit, Nevzat Sümer, Necati Yıldızdoğan, Cüneyd Kosal gibi kanun sanatçılarını andık ve bu konuda bir farkındalık yarattığımıza inanıyorum. Kanun Metodu yayınlayıp, kanun festivali ve sempozyumları organize ettikten sonra, bazı sonuçlar kısa vadede belli oluyor, bazıları ise uzun vadeli gerçekleşmekte. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim artık Türkiye`de ve dünyada 'kanun çalgısı' daha popüler hale geldi. İyi lütyeler ve iyi icracıların çoğu Türkiye`de, Orta Doğu`da yer alan ülkelerin çoğu kanun çalgılarını Türkiye`de yaptırıyorlar. Yapılan atölye çalışmalarına yurt dışından pek çok katılım da gerçekleşiyor. Gençmüzisyenlerin dikkatini çekmek için hem İOS hem de Android sistemler için 'kanun maestro' adında bir uygulama yaptık, bu uygulama hala İOS sisteminde çalışmaktadır. Bu uygulama sayesinde gerçek Türk Müziği aralıklarını duyabiliyor, bazı makamları mandal kullanarak seslendirebiliyorsunuz.Metot her şey değildir, bunu hep öğrencilerime söylüyorum. Olsa olsa bir araçolur. Muhakkak bir hoca eşliğinde çalışmalı, hatta meşk yapılmalıdır. Artık günümüzde internet gibi bir güçvar. Eğerdoğru kullanılırsa ki -bu yönlendirmeyi hoca yapacaktır- metot, meşk ve internet, yotube sayesinde öğrenci kesin başarılı olacaktır.

Bir Konservatuar öğrencisinin, okulu bitirmeden kurumlarda/piyasada deneyim kazanmasını
nasıl karşılıyorsunuz?

AYDOĞDU: Okulu bitirmeden, kurum ve piyasada çalışmasını doğru buluyorum, ancak bazı şartlarım var: Konservatuvarda edindiği tecrübe ve üslû ba zarar vermeden piyasa ve kurumlarda çalışırsa doğru bulurum. Ben de zamanında, her ne kadar müzikle ilgili olmasa da ODTÜ Fizik Bölümü`nde okurken hem kendi bütçeme hem de ailemin bütçesine destek olmak için gazinolarda çalıştım, sahne heyecanımı yendim, pek çok sanatçıya eşlik ederek tecrübe kazandım. Gerçi günümüzde kaliteli müzik yapan yerler pek kalmadı ama, yine de öğrencinin tecrübe, birikimini arttıracak, sahne heyecanını yenmesine olanak verecek mekânlar var, artık öğrenci kendisine zarar vermeyecekmekânları kendisi seçecek ve değerlendirecek.

Sanatçı kişiliğinizin yanı sıra eğitimcilik yönünüz de var. ODTÜ Müzik ve Güzel Sanatlar Bölümü
Öğr.Gör., ODTÜ Klâsik Türk Müziği Korosu Şefliği`ni yürüttünüz. Çok konser veriyorsunuz ve özel derslerle/çalıştaylarla 'kanun' öğrencisi yetiştiriyorsunuz.. 'Tanini Trio'nun kurulma amacı nedir? Nasıl bir yol izliyorsunuz?

AYDOĞDU: Öğrenci yetiştirmek, verdiğinizi öğrenciden almak çok güzel bir şey. Bu kutsal görevi layıkıyla yapan Babam Gültekin Aydoğdu, bana rol model oldu. Evimize pek çok öğrenci ve sanatçı geldiği için beni pozitif anlamda çok etkiledi. Radyoya girip yayınlara katıldıktan sonra pek çok sanatçı ve hocayla tanışma imkanı buldum. Bilgi birikimi, tecrübe kazandım. Ankara Radyosu gibi ulvi bir kurumda çalışmanın çok faydasını gördüm. İşte edindiğim bu tecrübe ve birikimlerini öğrenci yetiştirmek için kullanmaya başladım. Bir çalgıyı iyi öğretmek için hem iyi çalmalısınız hem de sıkılmadan, bunalmadan en basitten zora doğru sabretmeniz gerekir. Öğrencilerle çalışırken bir nevi empati yaparım, bu empati hem benim için hem de öğrenci için çok önemli. Bir de güzel bir söz vardır: 'Boynuz kulağı geçer.' Bırakın geçsin. Bildiğim her seye öğretmeye çalışırım öğrencilerime,yeter ki çalışsın, zaman ayırsın. Bir de 'sevmek çok önemli' bir konu. 'Eğer işinizi severek yaparsanız çok fazla çalışmak zorunda değilsiniz' demiş bir yazar. Babam da bildiği her seyi paylaşmıştır. Hatta birliktem yayımladığımız kanun metodunda, babamın kanun yapımı tecrübesinden yola çıkarak kanun yapımı-tamiri - tel takılması - mandal çakılması gibi konuları da metoda dahil ettik, bu konuda da çok güzel geri dönüşler aldık.Benim öğrencilerimle çalışırken takip ettiğim en önemli şey: Sadece Türk Müziği değil, Batı Müziği,Caz, Dünya Müzikleri gibi pek çok müzik türünde eserler içeren ödevler verir ve bunları çalar ve çaldırırım. Çalgının sınırlarını zorlamak çok önemli, bu sayede kendinize has bir teknik veya teknikler geliştirir ve başarılı olursunuz. Bunların en başında gelen Türk Mû sikisi`dir. Kanun öğrencilerimle çalışırken ilk öğrettiğim besteci Tanburi Cemil Bey`dir ve onun eserleridir.Tanini Trio`yu 2006`da kurduk. Kanun, Piyano ve Ney`den oluşuyor. Pek çok konser ve atölye çalışmaları gerçekleştirdik, şu ana kadar 30`a yakın ülkede ülkemizi ve müziğimizi temsil ettik. Tanini Trio`yu kurarken, çeşitli köprüler kullanarak Türk Müziği ile Batı Müziği arasında geçişler yapmayı düşündük. Türk Müziği`nin 'makamsal' zenginliğini, Batı Müziği`nin 'armonik' zenginliğini hesabakatarak, hep birlikte repertuvarımızı oluşturuyoruz. Şu ana kadar 3 albüm gerçekleştirdik. 2017`de'Türkiye Asya Stratejik Araştırmaları Merkezince (TASAM)' grup olarak 'Stratejik Sanatçı Ödülü' ne layık görüldük. Amacımız, Yahya Kemâl üstadın dediği gibi: 'Gök kubbede hoş bir sadâ bırakmak.'

Ödülleriniz var; İsim yapmış, uluslararası bir sanatçı için ödül almak önemli mi?

AYDOĞDU: Ödül almak insanı yüreklendiriyor, güçveriyor, motive ediyor. Sahipsiz olmadığınızı ve değer verildiğini anlıyorsunuz. Benim aldığın en büyük ödül: 2007`de ODTÜ Senatosu`nca 'Takdir Ödülü' almak oldu. Benim için gerçekten büyük bir onurdur mezun olduğum üniversiteden böylesine büyük bir ödülü almak. Vesile olanlara teşekkür ediyorum. Bir ödül aldığınızı öğrenince 'demek ki doğru yoldayım, doğru işler yapıyorum' diye düşünüyor ve motive oluyorsunuz. Bu sebeple ödüle layık bulunmak, ödül almak 'hem çok güzel hem de önemli.'

'Müzik alanı' akademide okuyan gençlere tavsiyeleriniz olacak mı?

AYDOĞDU: 'Türk Kültürü, dünya kültürü hakkında bilgi sahibi olmak, kulaklarını kaliteli her müziğe açmak, başta kendi müziğini çok iyi bilmek, bir değil birkaçdili anlayıp konuşabilmek, araştırmak,düşünmek, müziğe başka bir pencereden bakmak için farklı konularla uğraşmak, yaratıcı olmak,entellektüel olmak ,güzel sanatlardan anlamak, doğayı ve hayvanları sevmek,iyi insan olmak, vatanını sevmek, Atatürk`e ve Cumhuriyete sahip çıkmak' olarak özetleyebilirim.
Çok teşekkür ederim.
AYDOĞDU: Ben teşekkür ederim; .