Son günlerde en çok sorduğumuz soruları sıralayacak olursak

'Nasılsın?'

'İyi misin?

'Evdesiniz değil mi?'

'Her şey yolunda mı?'

'Bir şeye ihtiyacın var mı?'

Birçok insanın telaffuz etmeyi unuttuğu bu ve bunlara benzer birçok kelimeyi, cümleyi kullanmaya başladık; Fakat bir salgın sebebiyle kullanmaya başladık.

Çok ilginçbir zaman içindeyiz. Nisan sonu biter denirken Mayıs sonu belki Haziran denmeye başlandı; Sokaklar boşaldı, hafta sonlarıysa neredeyse tamamen boş. Resmen bir bilimkurgu filminin içine ışınlanmış gibiyiz.

Kimileri bu insanlığa bir ders diyor kimi de birilerinin oyunu. Ne ve kimin elinden çıktığı şu saatten sonra çok da önemli değil. Her gün en az 100 kişinin evine ateş düşüyor. Ömrümüz olur da görürsek, yıllar sonra 'evde kal' ifadesini nasıl hatırlarız bilemiyorum. Belki içimizi çekeceğiz belki de o an ki halimize şükredeceğiz.

Ü lkem adına ümitliyim her ne kadar geçen hafta market kavgalarına şahit olduysak da (ki önceki yazımda da bahsetmiştim altında yatan asıl sebebi) genele bakarsak evet ümitliyim.

Ü mit sebebi şu dün evden çıkmam gerekti. Kadıköy`e gittim. Her yer kapalıydı. İstanbul`da avm`ler, ünlü restoranlar, kozmetik mağazaları, giyim mağazaları her yer kapalı. Sadece hafta sonu için konuşmuyorum, her gün bu durumda. Dolayısıyla bu virüsten korunmak için, alınan önlemlere gerçekten uyuluyor, yani genel anlamda. Maskesiz tek bir insan yok. Otobüsler boş, dolmuşlar iptal.

Bu arada instagram`da ki canlı yayınları izlemek de oldukça keyifli. Paylaşımlar da bakılırsa, artık insanlar kendi ekmeğini kendi yapacak bundan sonra, doğanın kıymetini, toprağın pozitif etkisini en önemlisi de aileyle bir araya gelmenin önemini anlayacak. Ben de annemin evine gidemiyorum. Yani iki ay önce bunu bir senaryo şeklinde izleseydik hayal dahi edemezdik herhalde.

Başımıza gelse ne yaparız diye düşünür müydük acaba? 'Hadi canım amma da abartmışlar, bu nasıl film ya!' deme olasılığımız elbette yüksek olurdu. Fakat şu an hepiz bir oyuncuyuz.

Hayat bir tiyatro sahnesi değil midir zaten. Hepimize bir rol verilmiş ve en iyi şekilde oynamaya çalışmaktan başka yapacak bir şey yok.

Bu arada, 'nasılsınız?' demiştim, umarım iyisinizdir ve her şey yolundadır;

Ve evde kal

Son günlerin popüler şarkısı ölmeye yüz tutmuş bir şehrin sokaklarında yankılanıyordu 'evde kal'

Öğretmiş gibi hep bir ağızdan söyleniyordu 'evde kal'

Bir gün önce 'evde kal' diyen bir dost ertesi gün kolunda iğneler 'pozitif' cıktı diyordu...

Hayat hiçbu kadar siyah beyaz olmamıştı belki de...

Nefes alıp vermek ne kadar anlamlı ya da anlamsız bilmiyorum.

Yıldızlar dökülüyor sanki gecenin en aydınlık saatinde.

Eski kalabalığın gölgesinde söylenen bir şarkı 'evde kal'

Hoşça kal derken bazen,

Bende kal derken susup...

Şimdi 'evde kal'

Boş ver hepsini

Şimdi, Ege nin sularına gömülmeliydi.

Burada hava hala serin.