2019 Türkiye İstatistik Kurumu`nun yayınladığı verilere göre fakirler % 0.4 oranında fakirleşmeye devam ederken, aynı oranda zenginler zenginleşmeye devam etti. Orta gelirleri olan gelir durumunu korudu. Ü stelik nüfusun % 20 sinin mili gelirden aldığı pay sadece % 4.6 iken zenginlerin % 20 si gelirden % 46.6 pay aldı.

Fakirlik sorunu insanlığın var olduğu bu ilk zamandan beri devam ediyor. İnsanoğlu yaratılan varlıklar arasında en çok gelecek endişesi taşıyan canlı olduğu için zengin olmak ister. Biri 'Her insanın işe yaramayan bir zengin olma fikri vardır' demiş. Acaba neden işe yaramıyor? Fikir mi sorunlu, yoksa insanlar mı?

Konu fakirlik, para kazanma, zenginleşme olunca her insanın kendine göre bir çözüm önerisi var. Kimi devlet zenginlerden alsın fakirlere yardım etsin, kimi asgarî ücret artışı yüksek oranda olsun diyor. Kimi devletin ekonomiyi iyi yönetemediğini, kimi de işsizlik sorunu olduğunu, ücretlerin düşük olduğunu söyleyerek soruna çözüm önerisi getiriyor. Fakat bunların hiçbiri işe yaramıyor.

Bizler sorunu görmek ve sorunu çözmek için harekete geçmek yerine sorun üzerinde konuşarak zaman harcıyoruz. Harekette geçecek, işe yarar fikirler üretiminde, bir karar alarak harekette geçmekten çok uzağız. Devlet her insana ayda 5000 TL ücret ödemesi yapsa, asgarî ücret üçkatına çıksa, ekonomi büyüse yine aynı sorunlar devam edecek. İşsizlik her yıl artacak çünkü işletmelerdeki makina, otomosyon sistemleri, z teknoloji ilerlemesi, işlerde çalışan insan sayısını azaltacak. Nüfus artışından kaynaklanan durumdan dolayı işsizlik artmaya devam edecek.

Biz hala birikim yapmak, bütçe yapmak, tasarruf olan para yönetiminin temelini anlayamıyoruz. Birikim yapmak alacağınız ürünü ucuza almak için pazarlık yapmak değildir. Birikim yapmak gelirden belli oranı hemen ayırmaktır. Her ne şartta olursa olsun. Tasarruf yapmak işe ihtiyacın olan ürünü uzun vadede kullanmak, daha ucuza mal etmektir. Ucuz ama kısa zaman sonra atılacak ya da ihtiyaçolmayan ürünü ne kadar ucuza alırsan al tasarruf etmek yerine savurganlık yapmış oluruz. Ki savurganlığın sonu fakirliktir. Bir insan gelirine göre yaşamak zorunda.

Bütçe yaparken temelde ihtiyacın olan ürünü almaktır. Bir ürünü daha ucuza almak için pazarlık yapalım fakat gelire, gerçekten o ürüne ihtiyacınız olduğunda ve alınan ürünün kullanım ömrünü göre karar verelim. Alınan ürünün de ömrünü tamamlayana kadar kullanmak gerekir. Ama bizler zengin olmak için değil zengin görünmeye çalıştığımız için ihtiyaçolmayan fazla ürünü almak, bütçeye göre mantıklı karar almak yerine duygusal olarak davranış ile 1 TL para ile 5 TL borca girip 6 TL`lik ürün alırız.

Ü lkemizde de insanların para harcama alışkanlıklarını baktığımızda mideye hitap eden lokanta, kafe, hazır gıdaya çok para harcıyoruz. Restoranlarda yemek yeme oranı %400, eve siparişler % 60 oranında artış gösterdi. Ondan sonra görsellik geliyor tekstil, kozmetik, bayan kuaför ve estetik, telefon harcamaları artmış bulunuyor. Sonra da eğlence sektörüne ve turizm sektöründe tatil yapma, gezmek için otomobil almaya para ayrılırken mobilya, sağlık ürünleri beyaz eşya yer alıyor. Eğer paramız kalırsa onu da gayrimenkul ve altın, döviz alımına ayırıyoruz ki bunlar da yatırım değil paranın değerini korumak için yapılır.

Fakirler ise sadece %1 oranında gelirden eğitime pay ayırırken, zenginler de bu oran fakirlerden 28 kat fazla. Yani demem o ki devlet her insana 5000 TL maaş bağlasa da değişecek olan tek şey hiçbir şeyin değişmeyeceğini görmek olur. Çünkü gelir artması ile birlikte giderde artacaktır. Bu da zenginlerin daha zengin olmasını sağlayacaktır. Onun için asgarî ücret, devlet desteği konularına kafa yormak yerine siyaset konuşmayı bırakarak finansman yönetimi, gelir kaynaklarını artırmamız, işletme ve bilgisini yanında maaşlı olsak da iş dünyasında olsak da yatırımcı olmamız gerek.

Dikkat ederseniz yukarıdaki harcamaların hepsi bize kazançsağlamayan ve bazıları gideri artıran harcamalardır. Fakirler önce meslek edinir, iş bulur sonra kazançsağlamayan ürün ve hizmetlere para harcar eğer para kalırsa birikim ve yatırım yapmayı düşünürler. Başarılı ve zengin görünmek için de daha fazla harcama yaparlar. Zenginler işe önce para kazanırlar, kazandıkları para ile daha fazla para kazandıran makina, gayrimenkul, işletme, yatırımlara para ayırır, kalanı harcarlar. Aldıkları ürün ile ticaret yaparken onlardan para kazanarak gelir seviyelerini artırır. Ne zaman ki gelirden gelen para giderini artırır işte o zaman yaşam seviyesini yükseltmeye başlar bir taraftan da yeni gelir kaynakları, işletme sistemi kurarak ürün ve hizmet satışı yaparak daha fazla zengin olur.

İnsan harcama - birikim, tüketim - üretim, alış- satış, gider- gelirlerin yerlerini değiştirmek için düşüncelerini ve kendini değiştirmek amacıyla harekette geçmeden hiçbir şey değişmez.

Burada şunu söyleyeyim ki hiçbir insanın maddi durumu miras ve nafaka, tazminat olmadan bir anda gelir değişmez. Bir insanın kazançoranı bir önceki yılın toplamından % 59 fazla olamaz. Ü çayda zengin olma hayali kurmayalım. Gelir sistemi inşa etmek zaman, bilgi, emekle uzun zaman sonunda olur. Ya da bir sistemin parçası olursunuz. Çoğu insan bir ayda ya da bir işte zengin olmayı beklerken kolay yoldan, kısa zamanda para kazanma hayali kuruyor.

Aktif gelir kaynağı olmadan pasif gelir kaynağı ve aktif yatırımlar yapmak mümkün mü? İnsanlar kolay kazançpeşinde pasif gelir kaynakları elde etmek istiyor. Yorumdan, çalışmadan para kazanma peşindeler. Pasif gelir aktif halde çalışarak bir gelir sistemi oluştursa pasif gelir sahibi olur. Bunun için alanında marka olmak ve telif hakları elde edecek marka, patent, eser ortaya çıkarmak için ürün, icat ve isim hakkı elde ederse ve onun için çalışan insanlar olursa o zaman pasif gelir kaynakları olur.

Geçinmek için meslek edinmek ve iş bularak aktif olarak çalışırsa aktif gelir kaynağı olur. Para kazanmak için akıl gerekir. Bir insan çalışmadan geçimini sağlıyorsa eş parası, aklı olmadan zenginse baba, kayın baba parasından faydalandığı anlamına gelir. Fakat para yönetim ve kazanma aklı yoksa miras yolu ile elde edilen gelir kalıcı olmaz. Zihnen ve bedenen çalışmadan zengin olunmaz. Son olarak başarı miras kalmaz. Ancak akıl sahibi insanlara miras kalırsa onu korur ve büyütür aksi durumda o mirası çürütür.