Moskova üzerinde dolaşan kara bulutları takip edersek rüzgârın batıdan estiğini görebiliriz. Birçoğumuz rüzgâr eken fırtına biçer atasözünü duymuştur. Tabi buradaki fırtınanın güçlü hissi istihbaratçı ve lider Putin olduğunu düşünürseniz fırtınanın şiddetini tahmin etmekte zorlanmasınız.

Kremlin en yüksek duvarlarında yenilmez görünen güçlü başkanın karizmasına yönelik hareketler yaşandı, batı karizması çizildi görüşünde acaba gerçek öyle mi?

2008 yılında özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde çok ciddi gelişmeler olacağını söylemişlerdi. O gün bu gelişmelerin Arap baharı olacağını düşünemezdik bile sonrasını zaten siz çok iyi biliyorsunuz.

15 Temmuzda ise Türk Baharı denediler ama Türk Milletine sökmedi. Büyük plan böylece Anadolu’yu atladı.

Beklenen Karadeniz -Kırım kırılmaları geldi, Moskova kapılarına dayandı.

3 aşamalı Rus sınırı, Ukrayna-Belarus-Polonya dikey hattı ile yukarı doğru Batı tehdidi, Moskova şehir hattı sonrası Doğu hattı yani Orta Rusya tam göbekten ve Asya’ya sırtını yaslamış olan Doğu sınırları da Pasifik krizlerinin fay hatlarında yer almakta.

Tabi biz bunu 2019 senesinden beri dile getiriyoruz. Eğer biz söylüyorsak kuşkusuz güçlü istihbarata sahip Putin ve Kremlin yönetiminin de bilmeme olasılığı yok, demek ki Ukrayna ile başlayan çatışmaların ana noktasında Rusya’nın üçe bölünme projesinin ortaya çıkması söz konusu.

Hem Bengü Türk TV’deki dış politika programlarımda hem de CNN Türk’teki “Ne Oluyor?” dış siyaset programlarında sık sık aktarmaya çalıştım.

Yani Arap baharıyla Afrika ve Orta Doğu’yu allak bullak edenler şimdi Rusya’yı Kırım Savaşı, ekonomik ambargolar, siyasi ve sosyal baskılar sonrasında dış destekli muhalefet ve iç savaşa dönüşecek paramiliter ordularla sınava tabi tutuyorlar.

Yani Wagner olayı sürpriz olmayan ancak Rusya’nın geleceğinde kalın çizgi gibi görülecek bir köşe taşıdır.

Bu yolu ve Moskova’nın şifrelerini önümüzdeki yazılarda sizlere iletmek için sabırsızlanıyoruz, kim kimdir, kim kiminle dans etmektedir ve bölgesel deyimle “kim ayı ile yatağa girmektedir” anlatacağız.

Şunu söylemek gerek; İngiltere, Yahudi kökenli Moskova bürokrasisi vs. çok konuşulacak değil mi?

Ya da Karabağ da açılan Turan yolu ile Putin arasındaki pozitif süreç nereye nasıl evrilebilir?

Sorular çoğalıyor ama yanıtlar net.

Ankara’dan büyük resim net görülüyor.

Her neyse…

Şimdi Putin’in doğrudan görevden alınmasına veya sağlığı ile ilgili sorunların gündeme getirilerek Rusya’da değişimi sağlamak için taşlar tek tek örülüyor.

Ancak bir Rus baharı için 2023 senesi çok erken bir sonuç olur. Kremlin buna karşı önlemlerini zaten almakta ancak 2024 senesi Rusya ve Rus dostlarımız için hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bir yıla dönüşecek.

Türkiye, Ukrayna-Rusya Savaşı’nda saygın tutumuyla 2024 senesinde de dünyanın kaynanan tüm bölgelerinde merkez güç olarak taşları gediğine oturtacak bir ülke konumunu sürdürecektir.

Türk dış politikasında ise uzun süredir sloganlaştırdığımız gibi “Türk dışişleri çelik iradeye doğru yürümektedir.”