Suriye savaşının kazananı yok. Kaybedenler:

1.Suriye`nin sivil halkı. Şu ana kadar bir milyonu öldü, milyonlarcası vatanını yurdunu terk edip gurbetlere kaçtı.

2.Beşar Esad ve rejimi. Ayakta duruyor ama daha ne kadar? Zalimlerin, gaddarların mekânı Cehennemdir.

3.ABD. Savaşı kaybettiğini hâlâ kabullenmek istemiyor.

4.Rusya. Şimdilik galip görünüyor ama sonu kötüdür.

5.İran. Suriye`den Akdeniz`e inmek istiyor, maceracı siyaseti ona çok şeyler kaybettirecek.

6.Türkiye. Sabah Suriye`ye gireriz, ikindi namazını Şam`da kılarız hayalleri gerçekçi çıkmadı.

7.Suudi Arabistan ve müttefikleri. Suriye`yi düşüneceklerine, birkaçyıl sonra kendilerinin ne olacağını düşünseler iyi etmiş olurlar.

8.İsrail. 2022`ye kadar ayakta kalabilir mi?

9.İngiltere ve Fransa. Birer İslam cumhuriyeti olmalarına kaçyıl kaldı?

Lâ Galibe ill`Allah; Allah`tan başka galip yoktur.

Mü`minler ölseler de Cennete girer, ebedî saadete nail olur.

Kâfirler, zalimler, azgınlar dünyada bir müddet hâkim ve galip görünseler de, gidecekleri yer Cahî m`dir. Orada muhalled ebedî kalacaklardır.

Mehdi`nin zuhuru, İsa aleyhisselamın nüzulü Şam`da olacaktır. Dehşetli hengâmelerden sonra Altın Çağ orada başlayacaktır.

İslam, Kur`an, Nebevî Sünnet, Şer`î hakimiyet oradan dünyaya yayılacaktır.

Pek uzak olmayan bir gelecekte, Türkiye ile Suriye birleşecektir. İstanbul`dan Şam`a sınırsız, pasaportsuz, vizesiz gidilebilecektir.

Saatte üçdört yüz kilometre yol alan sür`atli trene sabah binilecek, öğle veya ikindi namazı Şam-ı Şerif`te kılınacaktır.

Trenin tabelasına 'DARÜ LHİLAFE - ŞAM-I ŞERİF' yazılacaktır.

Bu anlattıklarım, islamî ölçütlerin ışığında biz Müslümanlar için hayırlı şeyler değil midir? Öyleyse inşaallah olur diyelim.

u u u

Kaçtürlü siyaset vardır?

1.Nebilerin ve onların Seyyidi Muhammed aleyhisselamın Rahmanî siyaseti. Onlar nefsleri ve hevaları ile siyaset yapmaz, kendilerine vahy edilmektedir.

2.Sıddî qlerin siyaseti.

3. dil sultanların siyaseti.

4.Müslüman ama zaman zaman zulm edenlerin siyaseti.

5.Cinnî şeytanların siyaseti.

6.İnsî şeytanların siyaseti.

7. dil kâfirlerin siyaseti.

8.Zalim ve azgın kâfirlerin siyaseti.

9.Geri zekâlı, kültürsüz cahillerin siyaseti.

10.Münafıkların siyaseti.

11.Tağutî lerin siyaseti.

Müslümanlar, kurtulmak necat ve felah bulmak istiyorlarsa Resulullahın ve Siddiqlerin siyasetini öğrensinler ve uygulasınlar. Bunu Ü mmetin âqil ve bilge kişileri yapabilir. Her kişinin kârı (işi) değildir.

***

Müslüman bir memlekette Müslümanlar bozulursa yani tuz kokarsa orası düzelmez, iflah ve ıslah olmaz.

Ayda 30 milyon ilaçreçetesi

'Aylık 30 milyonun üzerinde reçete yazılıyor. SGK Başkan Yardımcısı Cevdet Ceylan, yaptığı açıklamada, Aylık ortalama 30 milyonun üzerinde reçete yazılıyor ve ilaçları eczacılarımız aracılığıyla vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz` ifadelerini kullandı.'

Yukarıdaki paragrafı 30 Haziran 2019 tarihli bir gazeteden aldım.

Türkiye`nin bir Hastalar Cumhuriyeti haline geldiğinin beyanıdır.

80 milyonluk bir ülkede kaçaile vardır? Ayda 30 milyon reçete bütün Türkiye`nin hasta olduğunu gösteriyor.

İşin garibi bununla iftihar ediyoruz. Hastane sayısı hızla artıyor; Doktor sayısı hızla artıyor; Eczane eczane eczane pıtrak gibi; Halkımız ilaçsanayisine bağımlı olmuş. İlaçfabrikaları gece gündüz çalışıyor.

Bir eczacı dostum anlattı, sahibi bulunduğu eczanede ayda bir tek kalp ilacından 900 kutu satılıyormuş. İlaçla ilgili acayip bir özellik:

Kâğıdında, 'Kalp problemi olanlar kesinlikle kullanmasınlar!' yazılı.

Sağlıklı bir toplumda hastalar dışında kimse ilaçkullanmaz. İlaçkullananlar da zaruret, gerek, ihtiyaçvarsa kullanırlar.

Dünyanın sağlıkta birinci ülkesi İspanya`ymış. Sevgili ülkemiz kim bilir kaçıncı sırada.

Bizim sağlık sistemimizin özellikleri:

Genellikle hastalara geçmiş olsun bile denilmez.

Doktorlar genellikle, yazdıkları ilaçlar hakkında yeterli bilgiye sahip değildirler.

Bizde tıpla tedavi, ucuz-pahalı ilaçyutturmaya planlanmıştır.

Modern tıbba karşı olan Profesör Doktor Rasim Küçükusta`nın şu kitabını dikkatinize sunuyorum:

'Adamın Biri Doktora Gitmiş; Gidiş O Gidiş!' (Hayy Kitap)

Halkının büyük kısmı hasta olan, büyük miktarda ilaçyutan bir toplumda sağlığın iyi olduğunu söylemek için deli olmak gerekir. Sağlıklı insan, ilaçkullanmayan insandır.

Yıllar önce birkaçkere yazmıştım, yirminci asırda tanınmış Fransız edibi Jules Romains 'Doktor Knock' isimli bir piyes yazarak halkı hasta eden sağlık sistemini hicvetmişti.

Modern tıptan, insanî tıbba yönelmedikçe Türkiye`nin sağlığı düzelmeyecektir.

Hastalanan vatandaşlarımızı kimyevi ilaçtıbbıyla değil paralel tıplarla tedavi etmeye çalışmalıyız.

İnsan şu üçşeyle ayakta durur, yaşar:

Birincisi besin maddeleri, ikincisi su, üçüncüsü hava. Büyük şehirlerimizde bunların hepsi bozuktur.

Müslümanlar Müslüman`ca yaşarlarsa ve İslam tıbbıyla tedavi olunurlarsa sağlıklarını koruyabilirler.

Ceza kanunumuza, gerekmediği halde ameliyat yapan doktor ve hastaneleri cezalandıracak madde ilave edilmelidir. Aşırı ilaçtüketimi mutlaka frenlenmelidir. Doktorlar, yazdıkları ilaçların en azından prospektüslerini okumuş ve öğrenmiş olmalıdır.

Yazımı sağlıklı kalınız diye bitirmek istiyorum ama bugünkü durumda bu söz havada kalacak.

***

İktidar popülizm yapmamalı.

Muhalefet yıkıcı ve olumsuz yaygara muhalefeti yapmamalı.

Kimse arivistlik yapmamalı.

İslamî kesimde birtakım yetersizler ve yarı cahiller hizmet mıncıklaması yapmamalı.

***

Kaddafi`den sonra Libya`da millî bir hükümet kurulmuştu. Lakin emperyalist devletler, BOP ile bu İslam ülkesini parçalamak için Hafter isimli laik bir generali getirdiler, imkân sağladılar, ikinci bir devlet kurdurdular, içsavaş çıkardılar. Aynı oyunu her yerde yapıyorlar. Laik Hafter Libya`nın meşru lideri değildir ve dünya Müslümanları tarafından desteklenmemeli, kabul görülmemelidir.

***

Her gün yazsam azdır; Bugünkü tarihle Fransa`daki Sarı Yelekliler kalkışması 33`üncü haftasına girdi ve bir türlü sona ermiyor. Türkiye`de de aynı şeyi deneyeceklerdir, bundan kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın.

Ü lkemizde yapacakları bu kalkışma hareketine Kızıl Yelekliler ismini verebiliriz. Başarılı olurlarsa seçimle gelen iktidar seçimsiz olarak, sivil bir darbe ile devrilecek, kaos ve anarşi yaygın hale gelecektir. Dış düşmanlarımız ve içerdeki yardakçıları bunu bekliyor.

***

Egemen azınlık ve vesayet sistemi taraftarı bir CHP`linin, 'Türkiye`de demokrasinin d`si bile yoktur' iftirası kocaman bir yalandan ibarettir. Demokrasi var ki iktidar Ankara`yı, İstanbul`u, İzmir`i, Antalya`yı ve daha nice büyük şehri kaybetmiştir.