Ali Nar,

Ne güzel insandı.

Ne denli karakterli, erdemli idi..

Doğruyu, hakkı, adaleti ne denli gözetirdi;

İslam ahlakı ve kaidelerini hayatının her anına sindirmişti.

Bütün yapıp-etmelerinde tek ölçü idi İslam dini..

Bize anlattığına göre üyesi olduğu TYB yöneticileri ona saygı günü düzenleyecekti.

Düzenlemediler.

Söylediğine göre yazısında bahsi geçen tarihteki genel kurul için TYB yöneticileri onu divan başkanı olarak ikna etmişler.

Ama sözlerini yerine getirmediler.

Verilen sözün yerine getirilmemesi onu kahretmişti..

Ömrünün son anlarında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey, İmam Hatipte hocası olduğu için onu hastanede ziyaret ettiğinden sonra yazısında da bahsettiği güruh ona ilgi göstermeye başladı.

Esasında her zaman olduğu gibi Ali Nar üzerinden de hükümete ve Ak Partili belediyelere şirin gözükerek imkan elde etmekti amaçları.

Yani istismar..

Vefatından sonra da Ali Nar üzerinden dikkat çekmeye devam ettiler.

Geçmişte kimlerle kol kola girmemişlerdi ki..

Hepsi benim kişisel arşivimde mevcut..

Peki Ali Nar`ın bana, yayınladığı İslami Edebiyat dergisinin mail adresi üzerinden 6 Ekim 2014 tarihinde gönderdiği ve aşağıya aldığım yazıyı ve içeriğini nasıl izah edecekler. '(TYB) Türkiye Yazarlarının Hâli' başlıklı yazıyı/belgeyi ilk defa burada paylaşıyorum:

'1979 yılında ilk defa, bir tür Müslüman yazarlar, aralarında ittifak kurdu. 

Biz de (devlet başkentindeki) bu oluşmaya hemen gidip katılmıştık; Yani ilk üyelerindendik.

Ama köprülerin altından sular geçince tor tosunlar koca öküz oldu. Traktör de gelince ne tosun kaldı, ne koca öküz;

Bu garip başlayışımız, İstanbul`un 300 üyeli (TYB) nin mahalli kongresinin icrasındaki garabet yanında rahmetliktir!

Herifinoğlu, 35 senedir bu derneğin başında olduğunu övünçsadedinde dillendiriyor; Yazarların 'ê bedi Şefi' gibi bir tavır. Eh Türkiye`nin gerçeği bu:

Öteden beri şikâyet konusudur Parti Başkanlarının eskimezliği; Kim bu sıfatı başına geçirirse, asla bırakmak istemiyor; Eh bazılarının hakkı bardır İnönü gibi, Erbakan Hoca gibi, hürriyetlerin yeri doldurulamazdı. Ya Ecevit, ya Tayyip gibi bir isyanla oraya tırmanılırdı; .

04-Ocak-2014 günü bir derneğin genel kurulu vardı. Haberimiz yok Tahakküm şehveti hastaları gelmişler; Buradaki İstanbul şubesinde 300`ü aşkın seçkin yazar kadrosunu hizaya getireceklermiş;

İlk tavırları hile idi, ikinci şartlatanlık:

Geçen kongrede yaptıklarını, mahkeme suratlarına çarpmıştı. Bu sefer de, aynı kişiler, aynı tavırla gelip kongreye el koydular: Doğan soyadı ile Fidan soyadının bir akrabalığı mı var ki yanaşık yürüyor sahipleri: Fidan`ın kurusu ÇÖP, Doğan`ın (İki doğan da birbirinden farklıdır ve geçen kongrede hasımken bu sefer beraber uçar olmuşlar; ) sırtı ise kargayı hatırlatır; Ve bu işbirliği söz başında işaretlediğimiz 'köprü ve su' nüktesine râcî sayılsın;

Ama o tepeye oturup, tahakkümü sürdürme şehvetli;

Yaratıklar çıkar birliğinde anlaşırlar ve şer işlerler:

Bu kongre başından sonuna hile ve usulsüzlükten oluşmuştur:

1-)Yazar olmayan bir kadronun, seçim arefesinde üye kaydettirip seçime iştiraki

2-)Kongre başkanının tesbitinde (sanki komünist parti usulünce)

a)İsteyenler!..

b)İstemeyenler!.. İstenmiştir. Ve Fidan sepete oturmuştur: Parmaklar asla sayılmamış Ankara baskıncılarının telkiniyle: İsteyen/İstemeyen karambolu ile iş bitirilmiştir. Mahkeme kesinlikle bunu iptal sebebi sayacaktır.

Ama beni ilgilendiren şey

A)Bu kötü niyetlilerin kendisini süret-i haktan göstermesidir: Biz, altmışı aşkın eserimizden bazılarının dünya çapında üne kavuşmasına aldırmazken onlar, 35 senedir TYB`nin başında bulunması marifetmiş gibi taktimi, ve koca ömürde ktipiyoz iki yapıtını anar,  yazarlığına belge sayar; Ankara`nın olanaklarıyla, siyasi kadrolara yaslanarak çıkar sağlamak marifetleri.

B)Dost ağzıyla incinmemdir. Şöyle ki:

S. Çoraklı bu herifleri yererken

'Bu kişi, bu M. Doğan, Ali abiyi bile azarladı; ' diye yazması; Hayır, ben onu azarladım. O kim ki, beni azarlasın. Onu ben çamura batırdım:

-Sana ne oluyor, oturduğun yerden bağırıyorsun?.. dedim ve cevapta veremedi;

Uyarım şudur bu kişilere:

-Mahkeme sonu, yeni kongre gerekecektir. Sakın kongre salonuna girmeyin, kovulacaksınız. 

İstanbul`un seçkin yazarları, kendi yönetimlerini seçmekte, kongre yapmada da ustadırlar;

Sakın burnunuzu sokmayın; '

Ali Nar hayatta iken ilk ve tek saygı toplantısını biz yaptık.

O toplantının kayıtları 'Yüz Yüze Konuşmalar'  isimli youtube kanalımızda yer alıyor. Başka bir yazı da bu toplantı ve fikirleri ekseninde Ali Nar`ı anlatacağım.

Onu hiçunutmayacağız.

Dik, omurgalı, onurlu ve ilkeli duruşunu..

İslami ahlakını..

Göndermiş olduğu vasiyet niteliğindeki yukarıdaki yazısını..

Tam da dediği gibi oldu.

4.1.2014 tarihli toplantı mahkeme tarafından 'hile ve şarlatanlık' yapıldığı gerekçesiyle iptal edildi ve karar kesinleşti..

Lakin Ali Nar ağabeyin 'Mahkeme sonu, yeni kongre gerekecektir.' sözünün gereği yerine getirilmedi..

Sahtekarlardan 'kongre yenilemek' gibi onurlu ve erdemli bir hareket elbet bekleyemeyiz..

Zaten beklemiyoruz da..

Ama biz gereğini yapacağız.

Hele şu nazik dönem savuşsun bakalım..

Sözün sözümüzdür,

Sevdan sevdamız,

Vasiyetin ise bize emrinizdir. 

Mekanın Cennet olsun Ali Nar ağabey..