12 Eylül 2010 tarihinde toprağa verdiğimiz Şair-Yazar Olcay Yazıcı’nın oğlu, Abdullah Oğuz Yazıcı geçenlerde ziyaretime geldi. İzimi sosyal medyadan bulmuş. Bu yönleriyle sosyal medya çok iyi.

Abdullah, babası vefat ettiğinde dört yaşında idi. Hayal meyal hatırlıyor o zamanları. Şimdi lise ikinci sınıfta okuyor. Epey konuştuk, hasret giderdik. Bende bıraktığı intibah, galiba Olcay Yazıcı sonrasında kültür-sanat hayatımıza ikinci bir Olcay Yazıcı gelecek gibi.

Sevgili Abdullah ile babasının kitaplarının yayını konusunu da etraflıca konuştuk. Büyük ihtimalle bir külliyat halinde “Olcay Yazıcı” eserlerini okuyucu ile buluşturacağız.

Olcay Yazıcı hakkında birkaçyazı yazdım. Daha da olacak. Çok hatıralarımız, yaşamışlıklarımız, yazışmamız ve tartışmalarımız var.

Olcay Yazıcı, 1983 yılında Türk Edebiyatı Vakfı’nın yayınladığı Türk Edebiyatı Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürlüğü ile başladığı çalışma hayatında daha sonra İhlas Holding’in dergiler grubundan olan Bilim ve Teknoloji ile İnsan ve Kâinat dergilerinin editörlüğü,12 yıl çalıştığı Türkiye Gazetesi’nde dizi yazı, mülâkat ve köşe yazarlığı kültür-sanat sayfası yöneticiliği, hayatım roman sayfasının editörlüğü ile yazı işleri ve Avrupa baskıları servisinde redaktörlük görevlerinde bulundu.1997 yılında Türkiye Gazetesi’nden ayrılarak, edebiyat çevrelerince “Bütün zamanların en iyisi” diye nitelendirilen Kültür Dünyası Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni üstlendi.1999’da Ayyıldız Gazetesi’nin Kültür-Sanat sayfasını yönetti. Bir süre, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği, MÜSİAD’ın Süreli Yayınlar Editörlüğünü yürüttü. Uluslararası Teknolojik-Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) Genel Müdürü olarak görev yaptı.

Yazı, şiir ve denemeleri Hisar, Töre, Meşale, Pınar, Türk Edebiyatı, Boğaziçi, Dolunay, Ufuk Çizgisi, Milli Kültür, İnsan ve Kâinat, Cemre, Güneysu, Çağrışım, Tepe Edebiyat, Kırağı, Kültür Dünyası, Tarih ve Düşünce, Çerçeve, İslâmî Edebiyat, Seyir, Ufuk Ötesi, Yüzakı ve sanatalemi.net olmak üzere, birçok dergi, gazete ve internet sitesinde yayınlandı.

Hüzün Yazıları, Erguvan Uğultusu, Çocuklar Vatanında Büyüsün, Kitapsız Toplum, Tartışmayı Tartışmak, Eğitim ve Kültür Trajedimiz, Yaralı Küheylan, Nemrud Ateşi, Irmaklar Sonsuza Akar ile Ateşi Uyandıran Şiirler isimli kitapları okuyucuyla buluştu.

Eğitim Bir-Sen İstanbul Bir Nolu Şubesi ile ortaklaşa düzenlediğimiz “Ustalara Yaşarken Saygı” programının yedincisini 7 Haziran 2008 tarihinde onun adına gerçekleştirmiştik. Aslında faaliyetin de isim babasıydı. Önerdiği isim: “Ölümleri Beklemeden Ustalara Saygı” idi. Bir yâda iki faaliyeti de bu başlık altında yaptık. “Ölüm” kelimesinden yaşı ilerlemiş büyüklerimiz hoşnut kalmadıkları için faaliyetin adını “Ustalara Yaşarken Saygı” şeklinde değiştirdim. Yani ölüme değil de Arthur Schopenhauer’ın, Aşkın Metafiziği kitabında yaptığı gibi yaşama güdüsüne, hayata vurgu yaptım.

Sıra faaliyetin isim babası Olcay Yazıcı’ya saygı toplantısına da gelmişti. Olcay Yazıcı adına program yapma kararı aldığımda ve kendisine ilettiğimde mahcup oldu ve yaşının gençolduğunu gerekçe göstererek yapılmamasının daha isabetli olacağını söyledi. Henüz 55 yaşındaydı. Şiiri ve edebiyat hayatına katkılarıyla bu toplantıyı hak ettiğini söyledim. “Peki” dedi. İyi ki de bu programı yaptık. Çünkü iki yıl sonra kalp krizi sonrası ölüm ona da bir şiirinde vurguladığı gibi ansızın geldi. Topkapı’da annesinin koynunda toprağa verdiğimizde tarihler 12 Eylül 2010’u gösteriyordu. O toplantıda bulunanlardan Cemal Anadol, İsmail Altınışık, Mehmet Niyazi Özdemir, Yusuf Bilge ve toplantının yıldızı Osman Akkuşak ağabeylerimiz de dünya değiştirdiler. Mekânları Cennet olsun.

Programında Yusuf Bilge; “Kök Bilgiden Gök Bilgiye: Olcay Yazıcı”, Senail Özkan; “Olcay Yazıcı’da Felsefi Boyut”, Mehmet Nuri Yardım; “Olcay Yazıcı Sonsuzluğa mı Akıyor?”, Mürsel Gündoğdu; “Hayatın Gizemini Arayan Bir Bilge: Olcay Yazıcı”, Ekrem Kaftan: “Olcay Yazıcı’nın Şiirinde Metafizik”, Osman Akkuşak; “Cümlesi ve Fikri Olan Kalem: Olcay Yazıcı”, Özcan Ünlü de “Çığlığı Çiğdeme Dönüştüren Olcay Yazıcı” başlıklı konuşmalarıyla onu anlatmışlardı.

Dursun Gürlek, Bestami Yazgan, Meryem Aybike Sinan, Yusuf Dursun, Fatma Gürbüz Yılmaz, Ali Hakkoymaz, Ahmet Tüzün ve Recep Arslan da yaptıkları kısa konuşmalarla Olcay Yazıcı ve sanatı hakkındaki görüşlerini paylaşmışlardı.

Kızı, sevgili Ayşegül’ün babasına ait şiiri okuduktan sonra son söz Olcay Yazıcı’ya verildi. Duygu ve düşüncelerini ifade etti ve program böylece tamamlandı.

Abdullah Oğuz’un ziyaretiyle, rahmetli babası Olcay Yazıcı ağabeye dair hatıralarım da depreşti.

Mekânı Cennet olsun.