`height=

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi`nde düzenlenen 2022-2023 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni`ne katılarak bir konuşma yaptı.

Eğitimle ilgili bölümleri yorumlarımızla vermeye devam ediyoruz:

ERDOĞAN:  'Göreve geldiklerinde burs ve kredinin 45 lira olduğunu, bursun 850 liraya, doktora asgari ücrete çıkarıldı. Biz niye varız? Milletimizin devletine yapmış olduğu bu ödemelerle biz, gerek öğrencilerimizi gerek lisansüstü, doktora öğrencilerimizin çok daha huzurlu şartlarda okumalarını, eğitim öğretimi devam ettirmelerini sağlayalım diye varız. Lisans öğrencilerinin 850 lira, yüksek lisans öğrencilerinin 1700 lira, doktora öğrencilerinin 2 bin 550 lira kredi veya burs alıyor. Ü cretleri geçen yıl seviyesinde tuttukları yurtlarda istisnasız tüm öğrencilere sağladıkları beslenme yardımını yaklaşık 2,5 kat artışla aylık 1800 liraya yükselttik.'

AY: Sn. Cumhurbaşkanımız çok yoğun çalışıyor. Gerçekten eğitime destek veriyor. Ama, danışmanlarının uyarması gerek, ya da doğru bilgiyi vermesi gerek. Aylar önce de '45 liracık' demiş tepki çıkmıştı, yine kullandı. Oysa 45 TL, bu pahalılıkta bile iyi para. 2002 de 45 Tl ile en az bir çeyrek altın alınıyordu, ama şimdi bir çeyrek  altın 1670 TL. Bu tür yanlışları yaptırmamak gerek;

ERDOĞAN:  'Ü niversitelerde 2002 de 9 bin olan profesör sayısının 31 bine, 5 bin olan doçent sayısının 18 bine çıktığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam akademik personel sayısının da 70 binden 184 bine ulaştığını bildirdi. Türkiye nin 20 yılda bu hususlarla birlikte yükseköğretimde kalitenin ve fırsat eşitliğinin artmasında da gözle görülür bir başarıya imza attı. Türkiye nin yakaladığı başarıyı uluslararası raporların da teyit etti.' 

AY: Geçtik yine niceliğe. Başkan Erol Özvar gibi, Sn. Cumhurbaşkanımız da liyakat, nitelik ve etiklikten hiçbahsetmedi. Sayı artsa ne olur ki? Son yıllarda kitapsız, yayınsız, yabancı dili geçen herkes Doç., 5 yılı dolduran her akademisyen de Prof. oldu. Ayrıca, aylardır AKADEMİK TEMİZLİK ŞART diyoruz. Çünkü, 2006-2016 arası yabancı dil soruları çalınmış/verilmiş ve jürileri ayarlanmış HIRSIZ (2006 dan itibaren) Doç. ve (2011 den itibaren) Prof. lar var. Sayısı 5000 diye telaffuz ediliyor. Elbette sayı artar ama nicelik olarak. Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu konuda da sözler bekledik, ama hayal oldu. Demek ki 'atı alanın Ü sküdar`ı geçtiği' bir ülkede yaşıyoruz. Ü zülmemek elde değil;

ERDOĞAN:  Geçen hafta OECD tarafından yayımlanan rapora göre, Türkiye son 20 yılda 25-34 yaş arası yükseköğretim mezun oranını yüzde 348 artırarak oran itibarıyla ilk sırada yer aldı. 20 yıl önce 18-22 yaş aralığındaki gençlerin yükseköğretimde net okullaşma oranı yüzde 13 civarındayken bugün aynı rakam yüzde 45 e ulaştı. Ü niversite mezun sayımızın 2022 yılı itibarıyla toplam 13 milyon 266 bine ulaşmasından da iftihar ediyoruz, memnuniyet duyuyoruz. Yine bütün bunlarla beraber doğusu, batısı, güneyi, kuzeyiyle akademik anlamda genişlemeyi Türkiye adına, ülkemizin geleceği adına büyük bir kazançolarak görüyoruz. Bu yıl yükseköğretimde önemli bir adım daha atarak baraj uygulamasını biliyorsunuz kaldırdık. Kısa süre önce açıklanan tercih sonuçlarıyla üniversitelerimizin kontenjanlarının yüzde 99 unun dolduğunu memnuniyetle gördük. Çok çileler çekildi biliyoruz ama şimdi bu da aşıldı.'

`height=

AY: Nicelik  ile ilgili söylemleri geçiyor, bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Cumhurbaşkanımız 'Bu yıl yükseköğretimde önemli bir adım daha atarak baraj uygulamasını biliyorsunuz kaldırdık. Kısa süre önce açıklanan tercih sonuçlarıyla üniversitelerimizin kontenjanlarının yüzde 99 unun dolduğunu memnuniyetle gördük. Çok çileler çekildi biliyoruz ama şimdi bu da aşıldı.' Diyor. İşte bunu anlamak mümkün değil. Çünkü, madem ki bu çileydi, yaşatan kişi eski YENİYÖK Başk. Prof.Dr. M.Yekta Saraçve ekibiydi ve Cumhurbaşkanımız başarılı bulmuştu ki, ikinci dönemini de uzatmış, görevi bitince de yine başarısından olsa gerek Külliyede Danışman yapılmıştı. Ki, baraj konulurken  'akademide devrim, reform, kalite v.b. deyip' alkışlayanlar şimdi de 'kaldırıldı, çile bitti' diye alkışlıyorlar. Bu bir tenakuz değil mi? Konuşma metnini yazanlar buradaki tenakuzu görmüyorlar mı? Bir soru ile cevaplamayan öğrenci üniversiteye yazılmış oldu, bakalım ilerde ne kararlar alınacak?

ERDOĞAN:  Ü niversite mezunlarının yıllık ortalama geliri, lise ve dengi okul mezunlarına göre yaklaşık yüzde 50 daha yüksek. Ü niversite mezunlarının istihdam oranlarının da lise mezunlarına göre daha yüksek olduğu verilerle ortaya konulmuştur. Geçtiğimiz yılın son çeyreği itibarıyla lise mezunları için yüzde 53,5 düzeyinde olan iş gücüne katılım oranı, yükseköğretim mezunlarında yüzde 77,3 ü buluyor. Yükseköğretim mezunlarının istihdam oranı yüzde 68,1 iken genel lise mezunlarının istihdam oranı yüzde 46,5. Yani Türkiye de yükseköğretim mezunlarının genel lise mezunlarına göre istihdam oranı yaklaşık 20 puan daha fazladır.'

AY: Bunlar teferruat; Daha sonra YÖBaşkanımız da açıklayabilirdi. Sn. Cumhurbaşkanımızı bu tür söylemlerle ayakta tutmamak, metinleri hızlı ve seri, kısa yazmak gerekir.

ERDOĞAN:  'Yükseköğretimde geldiğimiz seviyeyi kâfi görmedik, günün ihtiyaçları ve milletin beklentileri çerçevesinde ilave adımlar atmayı sürdürdük. 50/d kapsamında doktorasını tamamlamış akademisyenlere mezuniyetleri sonrası 1+1 yıl şeklinde çalışma imkânı getirdik. Zaman zaman mağduriyetlere yol açan Öğrenci Disiplin Yönetmeliği ni de özgürlükçü bir bakış açısıyla değiştiriyoruz. Gençleri geleceğe en donanımlı, en nitelikli şekilde hazırlamak için yükseköğretimde vizyoner projeleri hayata geçirdik.

ERDOĞAN:  'Ü çüncü müjdemiz, YÖK ün teşkilat yapısının reform edilmesine ilişkin. YÖK, 1981 yılında Türkiye de 20 civarında üniversite varken kurulmuştu. Hâlihazırda 208 yükseköğretim kurumuyla büyük bir yapıya dönüşen YÖK ün etkinliğini daha da artırmayı hedefliyoruz'

AY: Çok doğru, 208 üniversiteye YÖK yetmiyor. Ama, zaten çok yetkili bir kurum olan YÖK`ü daha da güçlendirmek yerine  'Yükseköğretim, Teknoloji ve  Bilişim Bakanlığı' kurulması doğru olmaz mı? MEB`de Yükseköğretim Genel Müdürlüğü`nden kurtulmuş olur.

Tören sonunda  Cumhurbaşkanı Erdoğan ve YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, 'YÖK 2022 Ü stün Başarı Ödüllerini' sahiplerine verdi.

'Yılın Doktora Tezi Ödülü'ne 'Güzel Sanatlar ve Mimarlık' kategorisinde Dr. Aslı Ulubaş Hamurcu ve Tez Danışmanı Prof. Dr. Fatih Terzi, 'Sosyal ve Beşeri Bilimler' kategorisinde Dr. Osman Gazi Güçlütürk ve Tez Danışmanı Doç. Dr. Fülürya Yusufoğlu Bilgin, 'Fen ve Mühendislik Bilimleri' kategorisinde Dr. Berdan Ulaş ve Tez Danışmanları Prof. Dr. Hilal Demir Kıvrak ve Prof. Dr. İrfan Ar, 'Sağlık ve Spor Bilimleri' kategorisinde Dr. Nazife Ü lker Ertuğrul ve Tez Danışmanı Prof. Dr. Sinan Canpolat, 'Dijital Dönüşüm ve Büyük Veri Çalışmaları Ödülü nü' Atatürk Ü niversitesi, 'Toplumsal Sorumluluk Ödülü nü' Dicle Ü niversitesi, 'Uluslararası İş Birliği Ödülü nü' Erciyes Ü niversitesi, 'Ü niversite-İş Dünyası İş Birliği Ödülü nü' Özyeğin Ü niversitesi, 'Yerel Kalkınmaya Katkı Ödülü nü' Burdur Mehmet Akif Ersoy Ü niversitesi aldı.

'Özel Alan Ödülleri' ise 'Millî Yenilik' kategorisinde Prof. Dr. Mustafa Başaran a, 'Bilim Diplomasisi' kategorisinde de Doç. Dr. Sedat Nizamoğlu na, 'İlme ve Talebeye Hizmet' kategorisinde Prof. Dr. Raşit Küçük`e, 'Özel Ödül' takdim dildi.