TARİHİN ÖTEKİ YÜZÜ

E-satış sitelerinde iğneden ipliğe ne ararsanız var. Sözde bebek bile satılıyormuş. Bana inanmıyorsanız Cumhuriyet gazetesine sorun, söylesin. 

24 Mart 2024 tarihinde “Bebeklerini satıyorlar” manşetiyle yayımlanan Mehmet İnmez’in haberine bakılırsa durum şuymuş:

Geçim sıkıntısı gerekçesiyle çocukları 100 bin TL’den internete koydular:

Kan donduran ilanlar.

Para sıkıntısı yaşayanların organlarını satışa çıkardığı günümüzde, artık çaresizlik doğmamış bebekleri de yasadışı yollarla satmaya zorladı. Daha önce de “evlatlık bebek” siteleri üzerinden gayrimeşru ilişki sonrası yapılan bebek satışı yine maddi sıkıntı çeken ailelerin tercihi oldu. Cumhuriyet bebeğini para karşılığı satan ailelerle görüştü. Kırıkkale’de bir anne 55 günlük kız bebeğini 100 bin TL karşılığında “otomobil” satar gibi internet sitesinde ilana koyarak pazarlık yaptı.”

Muhalif gazete ya, haberi içeride şu başlıkla vermiş:

Yaşanan ekonomik krizde böbrek ve karaciğerden sonra sıra doğmamış çocuklara geldi.

Bunların gayri meşru ilişkiler sonucunda doğan bebekler olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yok. Bebeklerini ailelerine kabul ettiremeyen veya ettiremeyeceğini düşünenler satışa çıkarmış görünüyor.

Haberin aslı, faslı var mıdır? Önümüzdeki günlerde belli olacaktır muhakkak.

Ancak geçim sıkıntısı sebebiyle bebeğini satmak söz konusu olduğunda 1930’lu ve 40’lı yılların eline kimse su dökemez derim. Birilerinin Altın Çağ ilan etmeye pek hevesli olduğu bu dönemde gazetelere resmen evlatlık ilanları konuluyordu. Hem de öyle bir iki tane değil, onlarca ilan.

Evlatlık ilanlarını yayınlayıp parasını cebine indiren gazetelerden birinin de şimdi benzer haberi “Kan donduran ilanlar” diye vermesiyle maruf Cumhuriyet olmasına şaşalım mı?

İşte o 1940’ların “kan donduran ilanlar”ından bir demet:

Evlatlık isteyenlere

İki yaşında bir erkek çocuğu evlatlık verilecektir. İstiyenlerin İsmetpaşa pazarı Yıldız sineması arkasında Hacıbaba’nın bahçesinde Naciye’ye müracaat.

Bir başka ilan:

5 yaşında bir kız çocuğu evlatlık verilecektir. Hal civarında Uğur çıkmaz sokak no 32.

Bir başkası:

Bir buçuk yaşında bir erkek çocuk evlatlık verilecektir. Arzu edenlerin Çankırı oteli bitişiğinde Armutlu sokak 11 numarada Kemal’e müracaatları.”

1930’lu yıllardan şu ilanı da okuyalım:

Biri bir buçuk aylık kız, diğeri üç ve sekiz yaşında iki erkek çocuğu evlatlık olarak verilecektir. Sütannelik yaparım. Arzu edenlerin, Fatih’te Bahrisefit Aya Kurşunlu medresesinde valdeleri Zehra Hanıma müracaatleri.”

Nihayet 27 Mart 1933 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şu dikkat çekici habere denk geliyorum:

Evlatlarını satmak istiyen ana

Hatice isminde bir kadın beş çocuğunu geçindirmekten âciz olduğu için bunları süt parası mukabilinde hayır sahiplerine vermek istediğini ilan etmiştir. Hatice Hanım kendisiyle görüşen gazetecilere ‘Ne yapayım. Maişet darlığından (yani geçim sıkıntısından) kurtulmak için bu işi yapıyorum’ demiştir.

Üstelik 1930’lar ve 40’larda evlatlık verilmek istenen çocuklar bugünküler gibi gayri meşru evlilikten doğmuş da değiller. Nikâhlı evlilikten doğmuşlar ama ya annesi veya hem anne hem de babası ölmüş veya dul kadınlar geçindiremedikleri ve başka çarelerini kalmadığı için evlatlarını -kendileri sütanne olarak emzirme teklifiyle yani ondan kopmak istemeye istemeye- “süt parası mukabilinde” evlatlık vereceklermiş.

O zamanki şartlar bugünkünden çok farklı. Aradan geçen 80-90 yılda toplumun ahlak seviyesi nereye düşmüş, buradan çıkarabilirsiniz.

Aslında internet yayılmaya başladığından itibaren “Satılık bebek” ilan ve haberlerine sık sık rastlarsınız. Mesela benzer bir haberi 2007 yılında Yeni Şafak da yapmış (Orhan Turan’ın haberi). 2015 yılına ait haberler de bulunabilir internette. Demek ki ilk defa olmuyor. 1930’lardan bu yana devam eden bir süreç bu.