Arakanlı Müslümanların Myanmar da maruz kaldığı zulmün başlangıçtarihi yeni değil. 1948 de bağımsızlığını ilan eden ülkede, Müslümanlar o günden beri baskı ve zulüm altındalar. Ancak olayların katliam boyutu 2012 yılında başlıyor.

950 yıl önce Pagan bir Krallık kurulan Myanmar a, Hindistan ve Çin e yakın olması nedeniyle Budizm gelmişti. Bengal Körfezi nde batan bir gemiden kurtulan Müslüman tüccarlar vasıtasıyla İslamiyet`in yayıldığı bölgede, 1430 yılında Arakan İslam Devleti kurulmuş, ilk sultanı da Süleyman Şah olmuştu. Uzun yıllar Avrupa ülkeleriyle ticaretin sürdürüldüğü Arakan ekonomik bakımdan oldukça güçlenmişti. Daha sonra İngiltere bölgeye girmiş, bir müddet sonra da yönetimi Burma Sultanlığı na bırakmıştı. Siyasi iktidarı kaybeden Müslümanlar, Budist krallık tarafından yönetildi, bununla birlikte şiddet olayları da artmaya başladı. Budistler, askerlerden aldıkları destekle Müslümanlara yönelik katliama girişti.

Birmanya da Müslüman karşıtı rahip olayları fişekliyor

'Buda nın oğlu' iddiasıyla da destek gören Budist rahip Aşin Wirathu önderliğinde kurulan '969 Hareketi', Budist kültürünü korumak ve Müslümanların kendileri hakkında büyük planları olduğu, bunu engellemek gerektiği iddiasıyla bu hareketi başlattıklarını söylüyorlar. 

Wirathu, Müslümanların Birmanya yı İslam devletine dönüştürmek için bir 'Büyük Plan'ı olduğunu iddia ediyor.

Bu iddiaya kargalar bile güler! Çünkü 60 milyonluk Birmanya da nüfusun %90 ı Budist ve sadece %5 i Müslüman.

Wirathu nun buna getirdiği çözüm 969 adlı örgüt. Bunlar Budistleri kendi dinlerinden olanlarla alışveriş yapmaya ve evlenmeye çağırıyor.

Budistlerin sahip olduğu dükkânları diğerlerinden ayırmak için renkli çubuklar kullanılıyor.

969 taraftarları onun Budist kültürünü ve kimliğini korumaya yönelik bir örgüt olduğunu söylüyor. Ama Wirathu ve diğer liderlerinin konuşmalarında Müslümanları hedef alıyorlar.

'Eskiden ırk ve din ayrımı yoktu. Hepimiz kardeşçe yaşıyorduk.' diyor Wirathu. 'Ama onların büyük planı ortaya çıktığında artık sessiz kalamazdık.'

On yıl önce askeri cunta iktidardayken, Müslüman karşıtı görüşlerinden ötürü Wirathu tutuklanmıştı. Bugün ise sosyal medya ve DVD yoluyla bu görüşler yaygın olarak dağıtılıyor. Kınanmak bir yana, Wirathu bugün üst düzey yetkililerden destek bile alıyor.

Time dergisine kapak

Haziran da olaylar tırmandığında Wirathu, 'Budist terörün yüzü' başlığıyla Time dergisine kapak oldu. Birmanyalı Budistler buna köpürdü dergi yasaklandı Cumhurbaşkanı Thein Sein, 'Buda nın oğlu' sözleriyle Wirathu yu savundu.

Bir Müslümanın bir Budiste karşı işlediği her türlü bireysel suçbahanesi, orantısız bir biçimde bütün Müslümanlara yönelik katliamlara dönüşüyor. Ayrıca Müslüman halkın evlilik, iş, okul hayatı gibi konularda da zorluklar ve kısıtlamalarla karşılaşıyorlar. 135 etnik grubun olduğu Myanmar da, hükümet Rohingya Müslümanlarını, kuşaklardır Arakan eyaletinde yaşamalarına rağmen Bangladeş ten gelen yasa dışı göçmenler olarak görüyor.  Arakanlı Müslümanlar vatandaşlık hakkına sahip olamıyor, hiçbir sosyal hak tanımıyor.  Rohingyaların yaşadığı katliamların en önemli nedeni Myanmar hükümetinin, kurulduğu günden bu yana sürdürdüğü ve 1982 yılında kabul edilen Vatandaşlık Kanunu ile de resmileştirdiği Rohingyaların tanınmaması. 1982`de çıkarılan kanun ülkedeki bütün etnik grupları vatandaş olarak kabul ederken, Rohingyalar ülkenin vatandaşı olarak kabul edilmemiş ve resmen vatansız bir halk` konumuna düşmüştür.

Arakan`da katliam sürüyor

Arakanlı Müslümanların lideri konumunda bulunan Dr. Muhammed Yunus , Arakan da  katliamın devam ettiğini belirterek, Arakan da yaşayan Budistler, yetkililerin desteğiyle yağmalamalar yapıyor. Güvenlik güçlerinin silahlarıyla Müslümanları öldürüyorlar dedi. Katliamın tekrar başlamasının en büyük sebeplerinden birisi olarak Bangladeş in güçsüz olması nı gösteren Yunus, şöyle devam etti:  Diğer büyük sebep ise dünya Müslümanlarının ve batılı devletlerin bu katliama sessiz kalması. Batılı devletler önceleri Myanmar a, Nobel ödüllü Aung San Suu Kyi tutsak olduğu için tepkiliydi. Ancak onun serbest bırakılması, batılı devletlerin Myanmar a olumlu bakmasını sağladı. Batılı ülkeler böylece katliama sessiz kaldı ve kalıyor. Oradaki Budistler Müslümanları istemiyor. Müslümanların en yoğun olduğu yer Arakan ın kuzey kısmı ve en çok zulüm de orada oluyor. Herhangi bir soruşturma olmaksızın keyfi tutuklamalar devam ediyor. Özellikle genç, ilim sahibi ve entelektüel insanlar tutuklanıyor. Tutuklanan insanların nereye götürüldüğü bilinmiyor. Bayanlara tecavüz devam ediyor

BM nin hazırladığı raporda, Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlar a soykırım suçundan soruşturulması gerektiğini duyurmasının ardından, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri El Hüseyin, Myanmar ın fiili lideri Aung San Suu Kyi ye tepki göstererek 'İstifa edeceğim ve ev hapsine geri döneceğim diyebilirdi' ifadelerini kullandı.

  Nobel Barış Ödüllü Myanmar ın fiili lideri Aung San Suu Kyi nin geçen sene ordunun Arakanlı Müslümanlar a yönelik şiddet kampanyasının ardından istifa etmiş olması gerektiğini söyledi.

Myanmar ile ilgili soruşturma yürüten BM ekibinin hazırladığı son raporda ordu generallerinin Arakanlı Müslümanlara karşı soykırım, insanlığa karşı suçve savaş suçları suçlamalarından Uluslararası Ceza Mahkemesi nde (UCM) yargılanması istenmişti.

Raporda Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing ve pek çok üst düzey generalin geçen sene Arakanlı Müslümanlara soykırım yaptığı iddia edilmiş, Suu Kyi de şiddeti önlemekte başarısız olmakla suçlanmıştı.

Myanmar Ordusu`nun sözcüsü olmasına gerek yoktu

'Suu Kyi bir şeyer yapabilecek bir konumdaydı. Sessiz kalabilirdi. Ya da daha iyisi istifa edebilirdi' diyen Hüseyin 'Myanmar ordusunun sözcüsü olmasına gerek yoktu. Olayların uydurma olduğunu, yanlış bilgilerden oluşan bir buzdağı olduğunu söylemeyebilirdi' diye konuştu.

Hüseyin 'O Bakın bu ülkenin sembolik lideri olmaya hazırım ama bu şartlar altında olmaz. Teşekkür ederim. İstifa edeceğim ve ev hapsine geri döneceğim. Bu ihlaller karşısında tamamlayıcı bir aksusuar olmayacağım diyebilirdi' ifadelerini kullandı.

Etnik temizlik yapıldığını düşünmüyorum` demişti

Myanmar ın 73 yaşındaki fiili lideri Suu Kyi 1989 ile 2010 arasında askeri hükümet tarafından ev hapsinde tutulmuştu.

Askeri diktatörlük döneminde ev hapsine yıllarca katlandığı için insan hakları savunucuları tarafından bir kahraman olarak görülen Suu Kyi nin partisi Demokrasi için Ulusal Birlik (NLD) 2015 te seçimleri kazanmış ve Suu Kyi ülkenin fiili lideri olmuştu.

  Ağustos 2017 de Arakanlı Müslümanlar a yönelik şiddet olayları yeniden başladığında Suu Kyi konu hakkında BM Genel Kurulu dahil bir dizi kamuya açık konuşma fırsatını tepmişti.

  Suu Kyi 'Orada bir etnik temizlik yaşandığını düşünmüyorum. Etnik temizlik, yaşananlar için kullanılamayacak kadar güçlü bir ifade' demişti. Suu Kyi daha sonra da krizin yanlış bilgilerden oluşan bir buzdağı tarafından çarpıtıldığını savunmuş ve kriz nedeniyle acı çeken tüm topluluklar için derinden üzüldüğünü söylemişti.

NOBEL Barış Ödülü geri alınmayacak

Nobel Komitesi ise Suu Kyi nin 1991 de aldığı Nobel Barış Ödülü nün geri alınmayacağını duyurdu.

BM`nin araştırma raporunda Myanmar`da Rohingyalara yönelik 'devam eden bir soykırımın' söz konusu olduğu belirtildi. Raporda meselenin Uluslararası Ceza Mahkemesi ne taşınması çağrısı yapıldı.

Myanmar yönetimi, onlarca yıldır Rohingya ya sistematik baskı uyguladı. 1982 yılındaki bir vatandaşlk kanunu onların vatandaşlık hakkını reddetti. Rohingya, başından sonuna kadar Myanmar yönetiminin her kademesinde marjinalize edildi.

Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu nun raporunda, güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgi ve verilere göre, Myanmar ordusunun Müslümanlara yönelik ayrım gözetmeyen ve orantısız saldırıları, yargısız infazları, özgürlüklerin gasp edilmesi, zorla yerinden etme, mülk ve malların yağmalanması, işkence ve insanlık dışı muameleler, tecavüz ve diğer cinsel suçlar, zorla çalıştırma ve çocukların zorla silah altına alınması gibi eylemler detaylı olarak yer alıyor.

Darusman liderliğindeki Komisyon, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından Myanmar ın özellikle Arakan bölgesinde ordu ve güvenlik güçleri tarafından yaratılan hak ihlali ve istismar vakalarını araştırmakla görevlendirilmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu Başkanı Marzuki Darusman, Myanmar da Arakan Müslümanlarına karşı soykırımın devam ettiğini belirtti.

Arakan Müslümanlarının Myanmar dan Bangladeş e kaçışının yıldönümünde Kutupalong sığınmacı kapındaki kadınlar hak, adalet ve eve geri dönüş istediklerine dair kartlarla eylem yaptı.

Darusman, BM Genel Merkezi nde düzenlediği basın toplantısında, Arakanlıların soykırım olarak tanımlanan 5 maddeden 4 üne maruz kaldığını ancak Myanmar hükümetinin Arakanlılara yönelik soykırımı inkar etmeyi sürdürdüğünü ifade etti.

Darusman, 'Arakanlılara yönelik zulüm devam ediyor ve şu an bile Arakan da kalan Rohingya toplumu en ciddi baskı ve kısıtlamalara maruz kalıyor. Son bir yılda hiçbir şey değişmedi. Soykırım devam ediyor' diye konuştu.

Uluslararası toplumu harekete geçmeye çağıran Darusman, 'Myanmar, cezasız kaldığı sürece şiddet döngüsünü tekrarlayacak' dedi.

BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Yanghee Lee de Myanmar lideri Aung San Suu Çii döneminde ülkedeki demokrasi ve insan haklarının geçmişe göre çok farklı olacağını düşündüğünü ancak hiçbir değişiklik görmediğini belirtti.

BM ye göre, 25 Ağustos 2017 den sonra Arakan dan kaçıp Bangladeş e sığınanların sayısı 720 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı. BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti etnik temizlik ya da soykırım olarak adlandırıyor.

Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu Başkanı Marzuki Darusman, Myanmar ın Arakan eyaletinde 25 Ağustos ta Arakanlı Müslümanlara yönelik başlatılan 'temizlik operasyonununda' uydu görüntülerine göre en az 319 köyün kısmen veya tamamen imha edildiğini açıkladı. Raporda toplanan bütün bilgiler Arakanlıların son derece acımasız bir şiddete maruz kaldıklarını gözler önüne seriyor.

Myanmar da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarını içeren raporda:

Arakanlı Müslümanlara karşı 25 Ağustos tan bu yana uygulanan aşırı şiddet eylemlerini Bangladeş, Malezya ve Tayland taki 600 kadar mağdur ve görgü tanıklardan dinlediklerini belirten Darusman

'Uydu görüntüleri 25 Ağustos ta başlatılan temizlik operasyonunda en az 319 köyün kısmen veya tamamen imha edildiğini gösteriyor' diyor.

Saldırılar planlı ve organize`

Darusman, Arakanlı Müslüman kadınlara karşı toplu tecavüzler ve cinsel şiddet içeren saldırılar yapıldığına dair ellerinde geniş ve doğrulanmış bilgiler olduğu belirtti.

Raporda, bölgedeki şiddetin bizzat Myanmar devletinin geniş ve sistematik politikasının ürünü olduğunun belirtildiğini aktaran Darusman, ellerindeki tüm verilerin bölgede Müslümanlara yönelik planlı ve organize saldırıları olduğunu vurguladı.

Darusman, Myanmar hükümetinin, Arakan eyaletine erişim izni vermeyi ve yaşananlara ilişkin soruşturma başlatılmasını reddettiğini hatırlatarak, şunları kaydetti: 'Elimizde pek çok bebeğin ve çocuğun öldürüldüğüne, gençlerin tutuklandığına ve kızlara tecavüz edildiğine ilişkin bilgiler var. Bu suçlara bulaşan güvenlik güçleri ve diğer kesimlerin komuta yapılarını ve ilgili rollerini analiz ediyoruz. Sorumlular her kimse ortaya çıkaracağız.'

Eve dönüş için güvenlik garantisi şart`

Myanmar ordusu, sivil ölümleri ve evlerin yakılmasından Arakanlı Müslüman militanları sorumlu tutarken, bölgedeki insan hakları aktivistleri Bangledeş e ulaşan sivillerin kendilerine ordunun saldırdığını söylediğini aktarıyor. Bangladeşli yetkililer ayrıca iki ülke arasındaki Naf Nehri nden ve denizden 53 Arakanlı nın cesedini çıkardıklarını, sınırı geçmek isterken boğulmuş olanların sayısının daha yüksek olabileceğinden şüphelendiklerini açıkladı.

Bangladeş e sığınan yüzbinlerce Arakanlı Müslümanların evlerine geri dönebilmesi için gerekli güvenlik garantilerinin sağlanmasının şart olduğunu dile getiren Darusman, aksi halde geri dönüşlerin imkansız olduğunu belirtti.

Myanmar generalleri Arakan Müslümanlarına soykırımdan yargılanmalı

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ed Royce, Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii yi, 'Bu etnik bir temizliktir. Bu katliamlardan sorumlu olanlar adaletle yüzleşmelidir. Suu Çii)ve ordudaki generaller bununla yüzleşmelidir' diyerek suçluların adaletin karşısına mutlaka çıkarılmasın talep etmişti.

Arakanlı Müslümanlara ait en az 200 köyün yakıldığını ve 500 binden fazla kişinin yerlerinden edildiğini vurgulayan Royce, 'Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu Başkanının, orada yaşananları etnik temizliğin kitabı olarak nitelendirerek bu, güçlü ve haklılığı kanıtlanmış bir suçlamadır. Bu etnik bir temizliktir. Rohingyalıların neden kaçtıklarını sorgulayan ve ordunun temizlik operasyonu yaptığını reddeden son açıklamaları tamamen yanlıştır. Bu katliamlardan sorumlu olanlar adaletle yüzleşmelidir. O (Suu Çii) ve ordudaki generaller bununla yüzleşmelidir' dedi.