Dünya reel ekonomisinde 1000 büyük şirkette çalışan insan sayısı 33 milyon civarındadır. Bunların toplam gelirleri ise 15 trilyon dolardan fazladır. Böylesine devasa geliri kontrol eden şirketler (Dünyanın toplam nüfusu 8 milyar civarında), dünya nüfusunun yüzde 4,23 etkili olabilmekte ve böylece belirli endüstri alanlarında tekel üretim yapabilmektedirler. İşte gerçek dünyamız için etkili ya da kritik nüfus büyüklüğü veya nitelikli insan kaynağı sadece toplamın yüzde 4,23 kadardır. Diğer nüfusun belki de yüzde 90 sadece hayatta kalmak ve gelir elde için çalışmaktadırlar (Forbes 2020 Global, 2000 World`s Largest Public Companies).

`height=

Ankara Yıldırım Beyazıt Ü niversitesi Öğretim Ü yesi Prof. Dr. Remzi Yıldırım tarafından kaleme alınan, 'Strategic Critical Relationship between the University and the Real Sector ' başlıklı bilimsel makale 'American Journal of Engineering Research (AJER, 2021)' dergisi tarafından neşredildi. Türkçe`ye, 'Ü niversite ve Reel Sektör Arasındaki Stratejik Kritik İlişki ve Sağlık Sektörü' şeklinde çevirebileceğimiz bilimsel makalenin amacı, üniversiteler ve diğer sağlıkla ilgili bölümlerden doktora ve master seviyesinde derece almış insan kaynakları ile ilgili sektörler arasındaki ilişkinin araştırıldığı belirtiliyor. Makalede, bu kuruluşlar, sağlık hizmeti veren devlet, vakıf, şirket ve üretim yapan her türlü kurum kuruluş ve şirketler dikkate alındığı, veri tabanları 'Natureindex, ARWU-Shangaiuniversity ranking, CWUR, Value-today ve Satista' veri tabanından faydalanıldığı, bu veri tabanlarının bazılarının belirli aralıklarla açık olmasından faydalanılarak bilgiler toplandığı ve bu bilgiler 15 Mayıs-15 Haziran 2020 tarihleri arasında elde edildiği vurgulanıyor.

İyi yetişmiş insan kaynağının önemi?

İnsan kaynaklarının sistematik, düzenli ve örgün olarak yetiştirilmesi öncelikle kurumsal yapı olan üniversiteler, enstitüler ve AR-GE merkezlerinden yetişmektedirler. En etkili insan kaynaklarının yetiştirmek için ise birinci aşaması üniversitelerin lisans, ikinci aşaması ise master ve doktoranın yapıldığı enstitülerden oluştuğuna dikkat çekilen makalede önemli ayrıntılara yer veriliyor. Makaleyi okumaya devam edelim: Dünyadaki CWUR-2017 bilim alanları ve Natureindex-2020, CWUR-2020, ARWU-2020 değerlendirme sıralamasına giren kuruluşları çapraz incelerek ve bunlarında sonuçları verilerek ülkelerdeki insan kaynaklarının yetiştirilmesi ve şirketlerin başarıları arasındaki ilişkinin kurulması sağlanmıştır. Bunun içinde lider ülkelerin, başarılarının gerçek nedenlerinin temelinde kritik nüfus büyüklüklerinin oluştuğunun tespiti yapılmıştır.

Dünyadaki teknolojik, yenilikçi ve ülkelerin hepsi de bilim ve teknolojinin belirli alanlarında lider durumda oldukları tespit edilmiştir. Bunun içinde global 2020 inovasyon araştırmasında da bu durum açıkça görülmektedir. Koruyucu sağlık sistemi (Healthcare) ve ilaç(pharmaceutical) şirketlerin belirlenmiştir. Bu ülkeler sırasıyla: ABD- İngiltere, Çin, Almanya, Japonya, Fransa, Danimarka ve gelişmiş ülkelerin 20 şirketleridir. Bu şirketler Healthcare, pharmaceutical ve sağlık alanlarının diğer sektörlerinde de lider şirketleridir. Bu şirketlerin toplam çalıştırmış olduğu insan kaynağı sayısı Healthcare 860 bin ve pharmaceutical bir milyon 292 bin 434 çalışanları vardır. Her ikisinin toplamı ise iki milyon 152 bin 434 çalışandan oluşmaktadır. Bu tür imalat ve araştırma yapan teknolojik şirketlerde özellikle nitelikli çalışanların sayısı diğer teknoloji şirketleri gibi en az yüzde 10 oranında olduğunu düşünülmektedir. Bu duruma göre bilim insanı 2153 ve araştırmacı sayısı ise yüzde 10 için 215 bin 243 ve yüzde 5 için 107 bin 622 olacağı öngörülmektedir. Çünkü bu şirketler yenilikçi ve sürekli ürün çeşitliliği yapan şirketlerden oluşmaktadır.

ARWU-2020 kaynağındaki bilgilerden üretilmiş dünyadaki üniversitelerin coğrafi bölgelerine göre dağılımını yapmıştır. Bu coğrafi dağılımda 2019-2020 yılına ait Dünyanın ilk 800 üniversitesi dikkate alındığında sıralamadaki ilk 20 üniversitede Amerika 16 ve Avrupa 4 adettir. İlk 100 üniversite içinde Amerika 52, Avrupa 33, Asya-okyanus ve diğerleri ise 13 üniversiteden ibarettir. Bu sıralamaya göre biyoloji bilimlerinde ABD 8/10, insan biyolojisinde 7/10 oranına sahiptir. Her iki bilimin toplamında ise ABD 15/20 ya da yüzde 75 orana sahiptir. Genel toplamında ise ABD(19), İngiltere(6) ve Çin(4) şeklinde sıralamıştır. Amerika açık ara öndedir. ABD`nin diğer lider ya da açık ara önde olduğu alan ise 'Biological Sciences ve Human Biological Sciences'dir. Bu iki alan ABD`nin dünya çapında hakimiyetini pekiştirmektedir. Bunun endüstriye yansıması ise ilaç, tıp ve hastane malzemelerinin üretiminde Amerika şirketlerinin büyüklüğü ile ilişkilidir. İyi yetişmiş insan kaynağınızı aynı alanda istihdam ederseniz, dünyada lider olur ve teknoloji üretirsiniz. ABD gelecek için bu stratejisi önceden görerek yapmaktadır.

Bilimde Afrika`nın esamisi okunmuyor?

Makalede tıp (tüm medical alan), altı bilim alanı olarak verilmiştir. Toplam 59 şirket ve 7 ülkeye dağılmıştır. Bu ülkeler ABD (54,23%), İngiltere (22,03%), Avustralya (8,47%), Kanada (6,77%), İsviçre (5,08%), Almanya (1,69%) ve Brezilya (1,69%)`dır. Kuzey Amerika`nın (62,71%), Kıta Avrupa`sının (1,69%) ve Avrupa toplamı (28,81%) olarak tespit edilmiştir. Asya, Afrika ve Okyanusya kıtasından hiçyoktur. Bu nedenle de Asya, Afrika ve Okyanusya`nın her türlü sağlık alanındaki saldırı durumunda çaresiz kalacaktır. Yapacakları şey geleneksel tedavi ve ilaçları kullanmaktan başka çareleri yoktur.

'Nature Index 2020 Annual Tables, Vol:580 N0:7805-2020' veri kaynağından ham datalardan elde edilmiş bilgiler işlenerek elde edilmiştir. Bu veri kaynağında 500 adet kuruluş alınmıştır. Bunların sadece ilk 20`deki sıraya girenlere yer verilmiştir. Bu sıralama ise ABD şirketleri yüzde 45 orana sahiptir. Bu kurum ya da kuruluşların hepsi alanlarında teknoloji üreten şirketleridir. Bazı teknoloji şirketleri kendi alanlarında dünyadaki sıralamasını ve pazar payını dolaylı olarak vermektedir. Bu kuruluşlar en az üniversiteler kadar etkili oldukları görülmektedir. ABD`nin dışındaki diğer ülkelerin büyük şirketlerinin olmayışı ya da AR-GE çalışmalarını boş yere harcanan para olarak görmeleri, insan kaynaklarının yetersizliğinden olabilir. Sağlık hizmetleri sektörünü devlet, özel ve diğer tüm kurum ve kuruluşlarda Amerika 19/20 oranında açık ara öndedir. Sağlık sektörü alanında ABD`nin açık ara liderliği ve pazara hakimiyeti görülmektedir. Diğer gelişmiş ülkelerin ABD`nin pazar baskısı altında olduğu aşikardır. Diğer ülkelerin ABD ile dünya ülkeler pazarında rekabet edecek durumda olmadıkları anlamına da gelmektedir. Bu nedenle ülkeler kalkınırken devlet, özel sektör, diğer kurum ve kuruşları ile topluca kalkınmaktadır.

ABD, Çin ve Japonya öndedir.

Natureindex-2019-2020 (Global-Government-tüm ülkeler için) sıralaması devlet kuruluşlarında ise 23 ülke sıralamama girmiştir. Bu alanda da ABD yüzde 26, Japonya yüzde 10 ve Çin yüzde 9 ile toplamın yüzde 45`e denk gelmektedir. Yine Natureindex- 2019-2020 (Global-NPO-NGO-tüm ülkeler için) sıralaması içerisinde 22 ülke bulunmaktadır. Bunların yüzde 32 ABD, yüzde 15 Almanya, yüzde 6 İngiltere`de bulunmaktadır. Ü çülkenin toplamı ise yüzde 53`e denktir. Ü lkelerin kurum, kuruluşlarının bilime, teknolojiye ve insan kaynaklarının yetiştirilmesine katkısı görülmektedir. Burada en büyük dikkati çeken ülke ise Almanya`dır.

Pharmaceutical alanındaki ilk şirketin R& D alanındaki projelenmiş harcamaların büyük kısmı ABD şirketleridir. Bu şirketlerinde 9/10 ya da yüzde 90 oranında Amerika şirketleridir. Medikal teknoloji R& D alanındaki ilk 20 şirketin 2024 harcama mali harcamaları için Amerika şirketlerinin sayısı 13/20 oranı ya da toplamın yüzde 65 eşittir. Amerika her durumda yüzde 50`den fazladır. Sağlık alanındaki stratejik büyüklüğünü de korumaktadır. Medikal teknoloji alanındaki ABD ve Avrupa harcamaları karşılaştırıldığında, ABD`nin harcamaları Avrupa`nın yaklaşık üçkatına yakın olmuştur. Eğer nüfusa göre oranlama yapılır ise ABD`nin yüzde 576 oranın daha fazla AR-GE`ye para harcamaktadır. Bunun gerçek nedeni ise Amerika`nın insan kaynaklarına yapmış olduğu doktora ve benzeri yatırımlarıdır.

ABD`nin 2017/18 yıllarındaki doktora mezunların sayısı ise 109705/184070 sağlık alanında doktora yapmışlardır. Böylece bu başarı stratejik kritik nüfus büyüklüğünün yetiştirilmesi veya sahip olunması ile ilgili güncel örnektir. ABD`nin 2018-2028 yılları arasında ortalama her yıl 187 bin civarında doktora mezunu vermeyi planlamaktadır. Eğer sağlık sektörü ile ilişkili olarak aynı oran korunur ise 2030 yılında en az bir milyon nitelikli insan kaynağına sahip olacaktır. Bu durumda ABD`nin sağlık alanında dünyada rakipsiz şirketlere, ilaçsektörüne ve hizmet sektörüne sahip olabilir. Ayrıca sağlık sektörü sadece ülkelere para kazandıran sektörler olmayıp stratejik kritik büyüklüklerin durumunu da vurgulamaktadır. Gelecek yıllarda belki de savaşlar bu tür salgınlar ile yapılabilir. Bunun için de mevcut teknoloji yeterlidir.

`src=

ABD`de yılda 184 bin doktora derecesi mezun ediyor!

ABD`nin 2019 master mezunları sayısı 850 bin civarındadır. Aynı yılda 184 bin civarında da doktora mezunu vereceği öngörülmüştür. Diğer doktora denkliği olan programlarlar dikkate alınır ise gerçek oranın yüzde 25 den fazla olacağını görülecektir. Yapılan hesaplamalara göre ABD`nin 325 milyon nüfusa karşılık gelen araştırmacı sayısı bir milyon 450 bin veya oransal olarak 4,461/1000 ve 515 milyon AB nüfusuna ise araştırmacı sayısı bir milyon 950 bin veya oransal olarak 3,786/1000 hesaplanmıştır. ABD`nin doktora, master ve lisans mezunlarının 2019 ve 2020 yıllarındaki mezunlar dikkate alındığında doktoralı sayısı 4 milyon 868 bine karşılık gelmektedir. Bu nedenle ABD`nin toplam istihdam içerisindeki doktora ve master oranı toplam istihdamın yüzde 19,28 karşılık gelmektedir. ABD`nin başarısının gizli nedeni bu olabilir.

Yapılan bu çalışmada sağlık alanındaki üniversite ve reel sektör arasındaki gerçek ilişki araştırılmıştır. Bunun içinde sıralama giren şirketlerin büyük kısmı ABD kaynaklı ve doktora yapanlarında yaklaşık yüzde 50`den fazlası sağlık ve ilaçsektörünce çalışacak insan kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu insan kaynakları reel sektör ile birleştiğinde ABD sağlık sektöründeki şirketleri çok büyük başarılar elde ettikleri görülmektedir. Başarıların tesadüfü olmadığı reel sektör ve insan kaynaklarının ortak planlama ile paralel yürütüldüğü aşikardır. Ü lkelerin üniversiteleri için gerçek başarının bu gibi reel sektörlerdir. Ü niversite ve araştırma enstitülerinin ülkelerin kalkınmasına, insan kaynaklarının yetiştirilmesine ve ülkelerin rekabeti çok yüksek ürünlerin üretilmesinde çok önemli katkısının olduğu gerçeğidir.

Gelecekte sağlık savaşları!...

Natureindex-2019-2020 yılları için sıralamasına göre seçilen 100 temel bilim alanından sadece 19 ülke sıralama girmiştir. Bunların içerisinde de yüzde 48 ile ABD, yüzde 13 ile Çin ve yüzde 9 ile de Japonya gelmektedir. Bu üçülkenin toplamı ise genelin yüzde 70 ve BM üye 200 ülkenin yüzde 1,5`na karşılık gelmektedir. Yani bu üçülke seçilmiş sektörlerdeki dünyadaki teknolojik ürün ticaretinde yüzde 70 pazar payı olduğu şeklinde değerlendirme de yapılabilir. Reel ekonomideki şirketlerin, akademik kurumları her yönü ile destek verdikleri ve akademik kurumların da reel ekonomideki şirketlerin insan kaynakları ihtiyacına göre yapılandıkları görülmektedir. Şirketler ve akademik kurumların işbirliği sonucu ortaya çıkmış gerçek bir başarı olduğunu ve bu ülkelerin lider olmalarının nedenlerinin temelinde ise bu kritik ölçüdeki insan kaynaklarına sahip olmaları ve kritik boyutta teknolojik üretim yapmalarından dolayıdır. Eğer bu insan kaynakları yok ise hiçbir şey sürdürülebilir değildir. Sadece fakirlik ve sefalet sürdürülebilir olur.

`src=

Geleceğin savaşları belki de günümüzde kullanılan askeri sıcak çatışmaların ve silahlarının yerini ekonomik savaşlar ve milletlerin DNA yapısına göre özel üretilmiş salgın yapacak mikro-canlıları kullanılarak insanları salgın hastalık şeklinde yok eder iken hem de ülkeyi ekonomik olarak çökerten savaşlar tipin de olacağı düşünülebilir. Bu nedenle stratejik ve kritik büyüklüklerin temelinde her alanda insan kaynağı yatmaktadır. Bu stratejik kaynağın içerisinde bilim adamları, doktora derecesi olanlar, özel becerisi ve nitelikli herkes dahildir. COVID-19 salgınına neden olan mikro-canlı ülkelere ne kadar ve nasıl zarar verebileceğini göstermiştir.

Ü lkelerin büyüklüğü, gücü ve geleceği iyi yetişmiş insan kaynakları ile sınırlıdır. Bunlar, kritik ölçek nüfus büyüklüğü, iyi yetişmiş kritik ölçek nüfus oranı, kritik ölçek ekonomisi, ölçek büyüklüğünde kritik teknoloji üretimi gibi oransal büyüklüklere bağlı olduğu görülmektedir. Sağlık alanındaki ABD`nin stratejik kritik şirketleri, insan kaynakları, sermaye, ekonomi ve teknoloji üretimi temsil etmektedir. Bu nedenle de dünyanın güçlü ülkesidir.

`height=

Böylesine önemli bir o kadarda geleceğe ayna tutarak ülkemiz için uyarıcı makaleyi kaleme alan Prof. Dr. Remzi Yıldırım`ı takdir ve tebrik ediyorum. Bu tür makaleler oldukça aydınlatıcı ve inovatif düşünceye de katkı sağlamaktadır. Makalede sonuçolarak ABD`nin sağlık sektörüne büyük yatırım yaptığı rakamlarla ortaya konmuştur. Amerika`nın sağlık alanında büyük yatırım yaptığı halde bugün korona salgınına karşı (COVİD-19) sağlık sektörünün iflas etmesi nasıl izah edilir? Bunu anlamak gerçekten zor? Yoksa ABD`nin başka bir emeli mi vardır? Gelecekte dünyamızı sağlık savaşları mı beklemektedir? Bunu merak ediyorum!