Geçen haftaki yazımda Zeyrek Cami`nden bahsetmiştim. Bu haftaki yazımın konusu yine bu civarda çok gündeme gelen Fener Rum Patrikhanesi, ya da dünyada bilinen ismiyle Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi, olacak. Fener semtinde yer alan Aya Yorgi Kilisesi`nin de bulunduğu için Fener Rum Patrikhanesi adıyla anılan yapı, 250 milyon Ortodoks Hristiyan için ruhanî önderlik konumundadır.

Ortodoks dünyasının merkezi olan Fener Rum Patrikhanesinin bulunduğu İstanbul ve dolayısıyla Fener semti, Ortodoksların manevi başkenti sayılıyor. Ortodoks kilisesinin başpiskoposluğu olan Fener Rum Patrikhanesi, 4.yüzyılda Hz. İsa`nın havarilerinden Aziz Andrea tarafından kurulmuş bir yapılar bütünü. İçerisinde Patrik`in makamı, Aya Yorgi Kilisesi, kütüphane ve diğer resmi bölümlerin yer aldığı patrikhanenin içi hayli gösterişli işçiliğe sahip.
Roma`dan gelen Kardinal Isidoros, patrikhâneyi bir tarafa bırakarak 12 Aralık 1452 günü Ayasofya`da Katolik usullerine göre bir âyin tertipledi ve patrikhânenin Roma kilisesine katıldığını açıkladı. Patrik II. Anastosios bu emrivâkiye büyük tepki göstererek istifa etti. Megadük Notaras da imparatorluk konseyinde açıkça, İstanbul`da Latin külâhı görmektense Türk sarığı görmeyi tercih ettiklerini söyledi. Patrikhânenin başında bir patriğin bulunmadığı bu sırada İstanbul fethedildi.
Fetihten sonra Fâtih Sultan Mehmed patriğin kendisini ziyarete gelmeyişinin sebebini araştırınca patrikliğin altı aydır boş olduğunu öğrendi. Bunun üzerine bu makamı ortadan kaldırma gücü elinde iken iki kilisenin birleşmesini önlemeyi amaçladığı için Ortodoks ruhban zümresinden usul ve nizamına göre yeni bir patrik seçmelerini istedi. Fâtih`in emri üzerine toplanan ruhanî meclis, birleşmeye karşı olan ve 12 Aralık 1452`deki âyini protesto eden âlim Georgios Skolarios`u II. Gennadios adıyla patrik seçti. Yeni patriği saraya yemeğe çağıran Fâtih, ona ruhanî hâkimiyeti simgeleyen patriklik asâsı ile tacını vererek hürmet gösterdi ve Bizans dönemindeki patrik seçimi töreninin aynen yapılması için ilgililere emir verdi. Padişahın kapıya kadar uğurladığı patrik, saraydan beyaz bir ata bindirilerek merasimle patrikhâneye ayrılan günümüz Fâtih Camii`nin yerindeki On İki Havâri Kilisesi`ne götürüldü. Patrikhâne çevresine Anadolu`dan getirilen Türkler`in yerleştirilmiş olması ve içinde bir Türk`ün cesedinin bulunması sebebiyle bir yıl sonra On İki Havâri Kilisesi`nden Çarşamba civarındaki Pammakaristos Manastırı`na taşındı.
131 yıl burada hizmet gören patrikhâne, Şeyhülislâm Çivizâde Mehmed Efendi`nin fetvası ile kilisenin camiye (Fethiye Camii) çevrilmesi üzerine Fener civarındaki Eflak Konağı Kilisesi`ne, 1597`de de Balat`taki Aya Dimitri Kilisesi`ne yerleştirildi. Bu tarihten sonra Fener Ortodoks Patrikhânesi adıyla anılan kurum, 1602 yılında bugün de içinde bulunduğu Aya Yorgi (Hagios Georgios) Manastırı`na taşındı. Burası, Cumhuriyet döneminde sonuncusu 1989`dan 1991`e kadar süren iki onarım geçirmiştir.
Fatih Sultan Mehmet çıkardığı fermanla statüsü saptanan Rum Ortodoks patrikleri, cemaatin evlenme, cenaze gibi adetlerini özgürce uygulayabilmesini denetliyorlardı. Patrik, bir vezir statüsünde kabul edilir, kendisine divanda yer verilirdi. Maiyetindeki diğer yöneticiler ile birlikte her türlü hizmet ve vergiden muaftı. Rum cemaatine dair konuların görüşüldüğü meclise başkanlık eden patrik, hukuki ve cezai işlerde tam yetkili idi. Böylece patrik, Rum Ortodoks toplumunun tartışmasız lideri olarak, Bizans dönemindeki haklarından fazlasına kavuşmuştu.
1453 yılında İstanbul un Fethi nden sonra, gayrimüslim olan toplumların yaşayışına dair düzenlemeler, Fatih Sultan Mehmet in çıkardığı fermana bağlanmış, böylece Fener Rum Patrikhanesi de denilen Rum Ortodoks Patrikhanesi`nin yasal statüsü süreklilik kazanmıştır. Fermanın içeriği ise şöyledir: 'Kimse, Patrike tahakküm etmesin, kim olursa olsun hiçbir kimse kendine ilişmesin, kendisi ve maiyetinde bulunan papazlar her türlü hizmetten ebediyyen muaf olsunlar, kiliseleri camiye tahvil edilmeyecektir. İzdivaçve defin işleri, sair adat ve işleri Rum Kilise ve adetlerine göre eskisi gibi yapılacaktır.
Rum Ortodoks kiliseleri üzerinde simgesel bir otoritesi olan İstanbul patriği, 6. yüzyıldan beri 'Ekümenik Patrik' sıfatıyla dünyadaki tüm Ortodoksların ruhani lideri kabul edilir. Lozan Antlaşması`nda Patrikhane meselesi tartışılmıştır ancak bir karara bağlanmamıştır.

1856 Islahat Fermanı ile patriklerin yetkileri, dinî konularla sınırlandı. Seçim usulleri gözden geçirildi. Görev süreleri ömür boyu kılınarak sorumlu oldukları davalardaki yetkileri genişletildi. Lozan Antlaşması`yla Cumhuriyet döneminde patriklerin tüm ayrıcalıkları kaldırıldı. Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunmaları koşulu getirildi.

Cumhuriyet döneminde İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi`nin etkinlik alanı da sadece dinî konularla İstanbul daki Rum cemaati ile sınırlandı. Hizmet binasının 1941 de yanması üzerine, 1989 da Yüksek Mimar Aristidis Pasadeos nezaretinde başlatılan onarım çalışmaları 1991 de tamamlandı. Patrikhane, faaliyetini hâlen yeni binasında yürütmektedir. Şu andaki Ekümenik Patrik ve İstanbul Başpiskoposu I. Bartholomeos tur.