Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY`ın, Öğretmen Habibe KAHRAMAN (MEB Kayapınar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü AR-GE Sorumlusu)  ile yaptığı söyleşiye devam ediyoruz.

AY: MEB 'Çocukların İlgi, Yetenek ve Mizaçları Doğrultusunda Yaşam Becerileri Kazanmalarına Yönelik Tasarım-Beceri Atölyeleri Kurulacaktır.' Diyor. Ne Yararı Olacaktır? Ya da, Çok GeçKalındığını Düşünüyor musunuz?

KAHRAMAN: Aslında meslek hayatımda her daim savunduğum ve önemsediğim bir yaklaşım ve uygulama alanıdır. Öğrencilerimizin sahip olduğu ilgi, yetenek ve mizaçları doğrultusunda gerek alanlara yönlendirilmesi gerekse öğrenim yaşamlarında edindiği bilgi, beceri, tutum ve davranışların pratik yaşama aktarılması, pratik bir değere, güce, ürüne dönüştürmelerini çok kıymetli buluyor ve destekliyorum. Bilgiyi soyut ve teorik düzeyde öğrencilerin belleğine yüklemek, zihinleri pratik yaşam gerçekliğinden kopuk, yaşamla buluşturmayan, uygulamaya dönüştürülemeyen, anlam verilemeyen bilgilerle donatılmasını, buna tutsak edilmesini doğru bulmuyorum.

Bilgi, bir beceriye, tasarıma, pratik bir ürüne, sosyal bir değere dönüştüğü sürece anlamlı hale gelir. Bir yaratım ve üretim silahına dönüşür. Bu anlamda tasarım-beceri atölyelerini bilim, kültür, sanat, spor ve yaşam becerileri alanında yaşama dokunan, çağımızın gerektirdiği, problemleri fak etme ve çözüm getirebilme, iş birliği içinde bir takım ruhu ile hareket etme, eleştirel düşünme ve yaratıcılığı geliştiren uygulama olduğunu düşünüyorum. Disiplinler arası ilişki kurma ve  bunlardan yaralanarak hayatı geliştirmeye, kolaylaştırmaya katkısı göz ardı edilemez. Desteklemek ile birlikte geçkalındığını da fikrindeyim.

AY: MB 'Okulun ve Çocukların, Bulundukları Mahallenin Bir Parçası Olarak Geliştirilmesi İçin Kayıt Bölgelerinde Okul-Mahalle Spor Kulüpleri Kurulacaktır.' diyor. Aslında Daha Önce Var Olan Bu Oluşumların Yeniden Var Edilmesine Nasıl Bakıyorsunuz?  

KAHRAMAN: Okul, mahalle spor kulüplerinin yeniden kurulmasını, çocuklarımızın salt akademik becerilerini değil farklı alanlarda enerjilerini doğru kanalize edebilecekleri, kapasite ve yeteneklerinin sınırlarını fark edebilecekleri, kişisel ve sosyal beceriler kazanmalarını sağlayacak, aralarında sosyal uyum ve bütünlüğü sağlayacak iletişim ve bağı kurmalarına olanak vermesi adına işlevsel ve önemli buluyor. Destekliyorum.

AY: Son Yıllarda Sürekli  'Z Kuşağından' ve 'Aile İçi Çatışmalardan' Bahsediliyor. Prof. Dr. Selahattin Turan Hoca 'İyice eskiyen eski kuşak ile yeni kuşak arasındaki bağlantı kopmak üzeredir. Bu bağlantı testle-sınavla, projeyle olmayacağı kesin, daha alternatif sanat-edebiyat, musiki, folklor gibi çocukların çok yönlü beklenti/ihtiyaçlarını merkeze alan yeni bakış açıları geliştirmek lazım.' Demiş. Siz Ne Düşünüyorsunuz?

KAHRAMAN: Değerli hocam Prof. Dr. Selahattin Turan`ın kitaplarını, yazılarını takip eden biri olarak bu konudaki görüş ve düşüncelerine katılıyor ve destekliyorum. Yaşam doğası gereği sürekli bir devinim ve dönüşüm içerisindedir. Bu değişim kimi dönemlerde yavaş kimi dönemlerde de bir takım gelişmelerden dolayı daha hızlı olmuştur. Biz insan toplulukları bu değişim ve dönüşüm sürecinin bir parçası olarak bundan etkileniyor, etkiliyoruz. 

Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin hiçkuşkusuz aile ve toplum hayatımızı, değerlerimiz, inançlarımızı, anlamlar ve kabuller dünyamızı da etkiliyor ve dönüşüme uğratıyor. Bunlardan biri de kuşaklar arasında mesafenin artması ve iletişim bağının zayıflamasıyla ortaya çıkan kuşak çatışması problemidir. Bu problem aile içinde iletişimi zayıflatarak anlama ve anlaşılabilme sorununa dönüşerek, aile yapısının çözülmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Anne ve babalar, yaşadıkları dönemin gerektirdiği değerleri ve inançları muhafaza etmeye çalışırken gençler yeni değerlere açık olup bu değerleri içselleştirip, davranışa dönüştürmeleri ile kuşaklar arası çatışma kaçınılmaz olmuştur.

AY:  Peki, bu çatışmayı nasıl azaltıp, ortadan kaldırabiliriz?

KAHRAMAN: Tabi ki, Selahattin  Turan Hocamızın dediği gibi testlerle, sınavlarla ve projelerle değil ortak değerler ve anlamlar sistemi, ortak kültürel kodlar oluşturmak zorundayız. Bilgi akışının ve yayılımının çok hızlı ama ortak değer yaratma ve bu değerler etrafında birleşme hızının çok yavaş olduğu hatta, kimi zaman hiçolmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Sorunumuz, bilgiden çok değer yaratıp, ortak bir bilinçoluşturarak aile içi iletişimi güçlendirememektir. Aile bağlarını sağlam bir temele oturtamamaktır. 

Bu anlamda eğitim sistemimiz nesiller yetiştirirken, kültürel, sanatsal, sportif faaliyetlere ağırlık vererek, aile ve toplumu kapsayan ortak mecralarda yoğunlaşarak sosyal iletişim ve bağları güçlendirici bir işlev yüklenmelidir.

Sonuçolarak, aile bütünlüğümüz ve devamlılığımızın biraz da bunlara bağlı olduğunu düşünüyorum.

AY: Eklemek İstediğiniz Bir Konu Var mı?

KAHRAMAN: Ü lkelerin geleceği eğitimdedir. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin nitelikli insan gücü hep temeli oluşturacaktır. Nitelikli insan gücünün oluşması için de nitelikli öğretmenler şart! Bu önemi ile öğretmene yapılan her anlamda yatırım geleceğe yapacağınız yatırım demektir. Buradan da geleceğimize sahip çıkan öğretmenlere de selam olsun diyorum.

AY: Teşekkürler;

KAHRAMAN: Bu güzel buluşma teklifiniz için  ve duygu-düşüncelerimi paylaşma imkanı verdiğiniz için teşekkür ederim. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk`ün dediği gibi, 'Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. İçtenlikle, görevini en iyi yapmak gayesinde olan eğitim paydaşlarına selam olsun. Sağ olun ; Var olun;