`height=

Döviz krizinin en kritik gününde bir bankacı çıktı ve uzmanlığıyla, bilgisiyle bir anda umut oldu, halka güven verdi. Bu bankacı İş Bankası`nın genel müdürlük koltuğunda oturan Adnan Bali`ydi. Pek çok finansçının şaşkınlık ve endişeyle gelişmeleri takip ettiği anda Adnan Bali, haber kanallarını tek tek dolaşarak döviz krizinin perde arkasına dair bilgiler verdi.

Uzun yıllardır çalışanların kurduğu sandığın en büyük hissedarı olduğu İş Bankası, önyargıların aksine CHP tarafından değil kendi çalışanları tarafından yönetiliyor. Yani Adnan Bali`yi de genel müdürlüğe getiren aslında bankanın hakim hissedarı olan sandık. Zaten halen yönetim kurulu başkanlığını yürüten eski genel müdür Ersin Özince zamanında yardımcılığını yapan Bali, Türk finans sektörünün az ve öz konuşan uzmanlarından biri olarak tanınıyor. Az konuştuğu için kıymeti, öz konuştuğu için de güvenirliliği hep yüksekti.

Peki bir anda Türkiye`nin en çok konuştuğu ekonomist olan Adnan Bali kimdir dersiniz? Yakın zamanda kitap olarak da yayınlanan sosyal medyadaki Diaspora Türk hesabında paylaşılan bilgiye göre Adnan Bali, bir gurbetçi çocuğu. Gaziantep`in İslahiye ilçesinden bir sonbahar günü yollara düşen baba Aziz Bali, daha yoldayken babasını kaybeder ama haberi olmaz. Yıllarca Almanya`da madenlerde çalışan İslahiyeli Aziz Bali`nin 5 çocuğundan biri olan Adnan Bali, devlet okullarında okur ve Türkiye`nin en büyük özel bankasının en tepe noktasına ulaşır.

Madenci baba Almanya`da çok kalmaz ve 1974`te memleketine döner. İslahiye`de kendi işini kuran Aziz Bali, tam 38 yıl sonra oğluyla birlikte bir kez daha Almanya`ya gider ve İş Bankası Genel Müdürü olan oğlu Adnan`ın başarısını madenci olarak çalıştığı ülkede kutlar. Bu ilginçöykünün detaylarını Diaspora Türk`ün '11. Peron' kitabından okuyabilirsiniz.

 

Zor zamanda dostluk

`height=

Döviz krizinin en yoğun tartışıldığı yer yine sosyal medya oldu. Krizin nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili birbirlerini suçlayanlardan geçilmiyor. Kimi ABD`yi suçluyor, kimi Hükümeti eleştiriyor ama bazıları da fırsattan istifadeyle fake hesaplar üzerinden insanları kandırmakla meşgul oluyordu.

Her tansiyonu yüksek olayda rastlanan bu durumun son örneği ise Katarlı emir ailesinden bir prens adına açılmış Twitter hesabıydı. Melih Gökçek`in de hemen üzerine atladığı ve takipçileriyle paylaştığı bu hesabın sahte olduğunu anlamak için çok fazla inceleme yapmaya da gerek yoktu.

Sahte Katarlı prens, Türkçe olarak destek mesajları yazıyor, dolar bozdurup Türk Lirası aldığını yazıyor ve binlerce takipçiden beğeni topluyordu. Kısa sürede binlerce yeni takipçi kazanan sahte prensin foyası kısa sürede açığa çıktı ama paylaşımlar yine de durmadı. Oysa ki, son döviz krizi sırasında Katar`dan herhangi bir destek açıklaması gelmedi. Emir ailesinden kamuoyuna dönük bir mesaj gelmemesi pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı.

Döviz kriziyle ilgili anlamlı bir destek mesajı ise Azerbaycan`dan geldi. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Hikmet Hacıyev tarafından yapılan açıklamada, 'Türkiye iktisadiyatının geleceğine tam emindir' denildi.

 

Doktora iletişim` dersi

`height=

Doktorlara yönelik artan şiddet olayları üzerine ilk akla gelen tedbir cezaların artırılmasıydı. Sağlık Bakanlığı güvenlik önlemlerini sıkılaştırırken, saldırganlara karşı da caydırıcı cezalar için harekete geçti. Bugünlerde gündemden düşse de, doktor ve hasta yakınları ilişkisine dair farklı bir öneri Meclis Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu başkanı Dr. Şenel Yediyıldız`dan geldi.

Yakın bir zamana kadar mesai arkadaşlığı yaptığım Dr. Yediyıldız, şiddetin asla tasvip edilmeyeceğini vurgularken, doktorlar için de 'kimya değil iletişim dersleri verilmeli' önerisinde bulundu. Şener Beyin hekimliğini değerlendirmek haddim değil ama iletişim becerisi üzerine bir kaçsöz söyleme hakkım var. İletişim lisansına sahip biri olarak Şener Hocanın da iletişim ihtisasına` sahip olduğunu rahatlıkla görüyorum. Sadece hastalarıyla değil ki bir kaçdefa muayene de oldum herkesle doğru iletişim biçimini geliştiren Şener Hoca doğuştan iletişim becerisine sahip. O yüzden de kendisi gibi doğal iletişim ustası olmayan meslektaşlarının ders almasını önemsiyor.

Gerçek Hayat Dergisinin son sayısında çok kıymetli Emeti Saruhan`a röportaj veren yeni vekil, 'Biz bir savaş ülkesi değiliz. Huzur içinde yaşayan bir milletiz. Savaşı büyütmekle şiddeti önleyemeyiz. Hekimlik mesleğini vatandaşın gözünde itibarlı hale getirmeliyiz. Doktora rahat ulaşabilmenin karşılığı şiddet olmamalı.' diyor.

Bazı meslektaşlarının hastalarıyla iletişim kurmakta sıkıntıları olduğunu kabul eden Ordu Milletvekili Yediyıldız, 'İletişim kuramamak da onun suçu değil, o şekilde eğitim almış, öyle yetişmiş. Tıp eğitimi verirken mekanik yetiştiriyoruz öğrencileri. Doktorluk sosyal bir meslektir aslında. Ben tıp fakültesindeyken öldürücü matematik, fizik, geometri dersleri vardı. Bunların yerine iletişim dersi verilseydi daha iyi olurdu. Doktorlar hastayla daha rahat iletişim kurar daha az hır gür çıkardı' diyor ve çuvaldızı biraz da kendisine batırıyor ve ekliyor 'Biz doktorlar biraz asosyalız'.

Avustralya`nın büyük derdi

`height=

Dünyanın en yaşanılası şehirler sıralamasında birinciliği Viyana`ya kaptıran Melbourne`de büyük bir panik havası yaşanıyormuş. Yıllardır bu unvanı başka bir şehre kaptırmayan Melbourne`de, ne yapılması gerektiğine dair fikir tartışmaları başlamış bile. Şehrin basınında bugünlerde bol bol çıkan nereye gidiyor bu memleket` yazılarını ise yaşamını Avustralya`da sürdüren Halil Babilli`den öğreniyoruz. Bu arada Avustralya`dan 3 şehir ilk ona girerken Kanada`dan ise 4 şehir en yaşanabilir şehirler arasında yer alıyor

1. Viyana / Avusturya

2. Melbourne / Avustralya

3. Osaka / Japonya

4. Calgary / Kanada

5. Sydney / Avustralya

6. Vancouver / Kanada

7. Toronto / Kanada

8. Tokyo / Kanada

9. Kopenhag / Danimarka

10. Adelaide / Avustralya

Avrupa`da Türk rüzgarı

`height=

Dünyanın değişik ülkelerinden gelen Türklerin katılımıyla Macaristan`da düzenlenen Turan Festivali her yıl artan bir ilgi görüyor. Son yıllarda Türkiye`den Turancı grupların da yoğun ilgi göstermeye başladığı festival, Avrupa`nın ortasında tam bir Türk rüzgarı estiriyor. Önceki yıllarda sadece sosyal medyada birbirinden çarpıcı fotoğrafların paylaşıldığı festival, bu yıl görkemli bir etkinliğe dönüştü.

TİKA`nın da destek verdiği festivaldeki Hun Kurultayının değişmez figürü ise efsanevi Atilla tablosu; Atilla tablosunun altında buluşan Macar Turancılar, kendilerini Atilla`nın mirasçıları olarak kabul ediyor. Festivalin bu yılki sürpriz konuğu ise Adana Büyükşehir Beleriye Başkanı Hüseyin Sözlü`ydü. Festivalle ilgili birbirinden ilginçfotoğraflara Turan Festivali`nin facebook sayfasından bakabilirsiniz.