Beyoğlu`nun Tünel Meydanı ile Taksim Meydanı arasında yer alan yer, Istiklal Caddesi`dir. 19. yüzyılın sonlarından günümüze dek Türkiye nin en popüler caddesidir. Orta noktası Galatasaray Lisesi nin yanından geçen Yeniçarşı Caddesi nin caddeyi kestiği ve 50. Yıl Anıtı nın bulunduğu yer kabul edilir. Türkiye nin en kozmopolit bölgesidir.
İstanbul a gelen yabancı ve yerli ziyaretçilerin mutlaka gezmek istediği bir caddedir. İstiklal Caddesi hemen hemen günün her saatinde her daim hareketlidir. Dünyaca ünlü markalardan ucuz giysi satan pasajlara kadar cadde de bulma imkanı vardır. Giysi, iççamaşır, aksesuar, bijuteri, kundura-çanta dükkanları sizi karşılar. Ayrıca bankalar ve her türlü damağa ve bütçeye hitap eden çabuk yemek (fast food) büfelerinden, lokanta zincirlerine, balık lokantaları, muhallebiciler, tatlıcılar ve börekçiler gibi geleneksel tatların de yer aldığı lokantaları bulabilirsiniz. Gece gezmeleri için ise her türü mekanı bulabilirsiniz. Cadde ayrıca, tiyatro, sinema, kitabevleri ve sanat galerileri gibi birçok kültür merkezine ev sahipliği yapar.
Bugünkü İstiklal Caddesi alanına giren yöredeki ilk Müslüman yerleşimleri ise 1491 de II. Bayezid in armağan olarak verdiği arazi üzerinde İskender Paşa nın Galata Mevlevihanesi ni kurmasıyla başlar.
Gene II. Bayezid, o zaman 'Dörtyol' denilen mevkide bir mescit yaptırmıştı. Asmalı olmasından dolayı böyle bir tanımlama sıfatıyla anılan mescit bugün yerinde yoksa da, adı Asmalımescit Sokağı nda yaşamaktadır. Aynı dönemde, bugünkü Galatasaray mevkiinde Acemioğlanlar Kışlası kurulmuş, bu kışla I. Süleyman döneminde yıktırılıp yeniden yaptırılmıştır. 15. yüzyılın sonlarından itibaren Müslüman tebanın yerleşmesi de bu döneme rastlar. Bununla birlikte yöreye esas olarak yabancılar yerleşmekteydi. Avrupa dan gelenler, kendi geleneklerini, kültürlerini ve yaşam tarzlarını da getirip Pera da sürdürüyorlar, yabancı nüfus çoğaldıkça onlara hizmet verecek dükkanlar da artıyordu. Grand Rue de Pera nın, Osmanlı Türkçesiyle Cadde-i Kebir in yavaş yavaş bir alışveriş ve zanaat merkezi haline dönüşmesi, Avrupalı ya da İstanbullu gayrimüslim esnaf ve zanaatkarlarla başlar. Gene bu dönemde Fransız Sarayı yanında yapılan St. Louis Kilisesi de Beyoğlu nun ilk Latin kilisesi olarak bilinir.

17. yüzyıl da Cadde-i Kebir, Galata surlarının kuzeyinde Galata Kulesi yakınındaki Kule Kapısı ndan başlayıp, Galata Sarayı adı verilen kışla mektebine dek sürüyordu. 17. yüzyıl gezgini Eremya Çelebi orada gördüğü bellibaşlı binaları, Galata Sarayı na doğru, Ceneviz elçisinin evi, Hollanda Elçiliği, Fransisken Kilisesi, Terra Sainte Kilisesi, onun biraz aşağısında Venedik Elçiliği onun da yakınında Fransız Elçiliği, ileride tepede, Kasımpaşa ya bakan bir mevkide İngiliz Elçiliği olarak belirtiyordu. 18. yüzyılda Grand Rue de Pera ekseni etrafında Beyoğlu nun oluşması devam etti. Bugünkü Hollanda Başkonsolosluğu nun bulunduğu Hollanda Elçiliği binası eski elçilik binasının yanması üzerine, şimdiki yerinde inşa edildi, İsveçElçiliği olan İsveçSarayı da bu yüzyılın ortalarında satın alınıp genişletildi. Aziz Antuan Katolik Kilisesi da ilk kez 1752 de yapılmıştır. Santa Maria Draperis Kilisesi ise yangın ve deprem geçirerek bugünkü haliyle 1769 da inşa edilmiştir. 18. yüzyılın sonu gelindiğinde Cadde-i Kebir karşılıklı binalarla dolmuştur, ama Galata Sarayı ndan sonrası gene boştur, tek tük evler vardır. O dönemin seyyahlarının yazdıklarına göre kalabalıklaşmasına ve konut fiyatlarının hayli artmasına rağmen, birkaçkagir bina dışında, evler genellikle ahşaptır, bazı bölümleri ise kerpiçtir.
19. yüzyıla girildiğinde Grand Rue de Pera eksenli Beyoğlu hala bir çeşit sayfiye yer ya da Galata nın bir banliyösü gibiydi. Cadde-i Kebir in bugünkü tarzının gerçek şekillenmesi 19. yüzyılın ikinci yarısında başlar.
20. yüzyıl ın ilk yarısı, savaşlara, işgallere, karartmalara rağmen adı Cumhuriyetin ilanı ndan sonra İstiklal Caddesi ne dönüşen caddenin altın çağı oldu. Sinema ve tiyatrolarıyla, önemli lokantalarıyla, kafeleriyle, pastaneleri ve otelleriyle cadde görkemini her koşul altında sürdürdü, belki de en olağanüstü dönemini 1917 Ekim Devrimi nden ve özellikle içsavaştan sonra ülkelerinden kaçan Beyaz Rusların kültürleriyle, müzikleriyle, alışkanlıklarıyla, özgül giysileriyle, askeri üniformalarıyla caddeyi ve arka sokaklarını kapladıkları yıllarda yaşadı.
Tramvay 1990 yılı sonlarında motorlu araçtrafiğine kapatılan Taksim - Tünel arasında Nostaljik Tramvay adıyla tekrar işletmeye alındı. 1,65 km uzunluğundaki bu güzergâh tek hatlı olup bir matris ve römorktan oluşan iki vagonludur. Günlük ortalama 2.500 yolcu kapasitesiyle ulaşımdan çok turistik amaçlı bir hizmettir. Tramvay hizmeti 1869 dan 1966 ya kadar İstanbul da önce atlı sonra da elektrikli olarak sürdürülmüştü.