Dünyanın her ülkesinde, farklı kültürlerden insanların, barış içinde birlikte, yaşamak zorunda oldukları bir yüzyılda, küresel değerler bütün ülkelerde, bütün kuruluşlara yol gösteren, deniz fenerlerine dönüşmüşlerdir.

Onların gösterdiği yönde giden kuruluşlar, savaş yüzyıllarını barış yüzyıllarına dönüştüreceklerdir. Dünyanın her yanında, her dönemde geçerli olan değerleri, baş tacı edinen kuruluşların ürünleri,bütün ülkelerin  pazarlarında baş tacı edilirler. 

Küresel değerlere dayanan, toplumlar ve kuruluşlar, ülkeler arasındaki ekonomik bağımlılıkların, doruk noktasına çıktığı bir dönemde, insanlığın ortak değerlerine, dört elle sarılarak, dünya pazarlarında aranılan ürünler,hizmetler ve bilgiler üretirler. Onlar   pusulalı gemilerin gitmek istedikleri, limanlara kolaylıkla ulaştıkları gibi, baştacı edindikleri değerleriyle, istedikleri bütün pazarlara, hiçbir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ulaşırlar. Onlar pazarlarda değerin, en büyük değer olduğunu bilirler. 

Yerel ve küresel pazarlarda, ülkelerin ve kuruluşların güçleri, ürettikleri ürünlerin,hizmetlerin ve bilgilerin kalitesiyle birlikte, değerlerinin üstünlüğünden kaynaklanır. Bütün kültürlerin ortak erdemleri olan, küresel değerlerin ana kaynağı,  Yunan düşüncesi ve Roma hukukundan önce, peygamberler ve onlara verilen kutsal kitaplardır. Onlar bütün insanlığın oluşturduğu, ekonomik, siyasal ve kültürel düşünce birikiminin omurgasını oluştururlar. 

Dünyada insanların bilgi ve bilgelik birikiminde, peygamberlerin en güzel örneklerini verdikleri dürüstlükten, dayanışmadan, yardımlaşmadan ve  paylaşmadan, kaynaklanan  değerlerin oluşturduğu, eşsiz zenginlikler vardır. Peygamberlerin tarihi insanlığın düşünce ve eylem tarihidir. Onlar insanların tutum ve davranışlarını yönlendirmede, tarihin her döneminde etkili olmuşlardır. Onların taşıdıkları değerler, bütün boyutlarıyla hayatı, dört bir yanından kuşatırlar.

Dünyanın bütün köşelerinde üretmek, değerlere dayanan bir eylemdir.Bunun için kutsal kültürün, değerleriyle donanan toplumların pazarlarında, ürünlerden önce,  hizmetlerden önce, değerler alınır, değerler satılır. Onlar ister çoğunlukta, ister azınlıkta olsunlar, bulundukları toplumlarda paylaşma kültürüne, yeni değerler kazandırarak, üreten ellerin sayılarını çoğaltırlar. Onların düşünceleriyle olduğu kadar, eylemleriyle de  hayat hem kolaylaştırılır, hem zenginleştiririlir. 

Ürettikleri ürünlerde, verdikleri hizmetlerde, geliştirdikleri bilgilerde, dünyayı bütün insanlar için yaşanır kılacak olanlar, ürünlerinden, hizmetlerinden, bilgilerinden önce, değerleriyle insanların gönüllerini kazananlar olacaktır.  Onların düşünce ve eylem dünyalarında, gözle görülen,elle tutulan kazançlardan daha çok, gözle görülmeyen, elle tutulmayan kazançlar önemlidir.Görünmeyen kazançlarla, desteklenmeyen görünen kazançlar,hiçbir zaman kalıcı olmazlar.  

Hayatın sahili olan bütün bilgileri, sahili olmayan büyük bilgelik denizinden beslenirler. Görünen kazançla görünmeyen kazanç arasında, bitaraf olanlar bertaraf olurlar. Dünyada insanların en değerlileri, insanlara en çok değer kazandıranlarıdır.