Medeniyet dediğimiz tek dişi kalmış canavarsa Zeus'la kardeş olmak normal değil mi? Bilindiği gibi Zeus, Yunan mitolojisinin önemli kahramanlarından biridir. Mitolojiye göre Zeus, Yunan mitolojisindeki en güçlü ve önemli tanrı olan "Tanrıların ve İnsanların Babası"dır. Hayır, aktarmaya çalıştığımız kardeşlik bu değil.

Evet, Zeus'u da anlatacağız. Poseidon, Hades, Hephaestus, Ares ve benzeri tüm mitolojik kahramanları yeniden tanımlayacağız.

İnsanlık tarihi birçok medeniyete ve dolayısıyla birçok mitolojiye tanıklık etmiştir. Dünya tarihi çok güzel günler gördüğü gibi çok karanlık günler de gördü. İnsanlık bazen değer kazandı bazen de değer kaybetti. Rabbimiz, insanları hidayete erdirmek için resul ve nebiler gönderdiği gibi, insanları saptıran Firavunlar ve Nemrutlar da göndermiştir.

Medeniyetler tarihine bakacak olursak ilahi imzalara şahit olmamak mümkün değil. Büyük medeniyetlerin arkasında resul ve nebiler olduğuna inanıyorum. Oğuz Kağan Destanı, Türeyiş Destanı gibi Türk destanlarında ve dünya tarihinden diğer destanlarda bu imzaya rastlamak şaşırtıcı olmaz. Bilim adamları gökyüzünü ve yeri ne kadar incelerse incelesin, gerçek bize her zaman göz kırpıyor. Medeniyet istiyorsan medeni olmak zorundasın.

İstediğin kadar mücadele et, medeniyet istiyorsan cesur olacaksın, doğru sözlü olacaksın, insanlara değer vereceksin. Bilim ayak izleriniz olacak. Bilgeleri baş üstünde tutacaksın.

Resul ve nebilerin hayatlarını, amaçlarını, emek ve uğraşlarını doğru algılıyor muyuz? Bugün onların yaşamları bize ne kadar ışık tutuyor? Onlardan bize gelen ilim ve hikmeti anlayabiliyor muyuz? Yoksa onları çağlarına hapsedip günümüz gerçeklerine göre mi yaşıyoruz?

Mitoloji dediğimiz şey nedir? Hikâye mi, peri masalı mı, dedikodu mu? Yoksa hayatın gerçekleri mi?

Ortadoğu'nun kana bulanmış akbabaları leş kovalıyorsa bu durum gerçeği ortaya çıkaran bir aynadan başka bir şey değildir. İnsanlık olarak çöküş ve yıkım yaşıyoruz. Bu yıkımda hepimizin parmağı var. Yeni bir medeniyet gelecekse, o medeniyetin bizim küllerimize ihtiyacı var.

Lût kavmi, boş yere kirli işlere bulaşmamıştır. Bilinen sapkınlıkları yıkıma yol açmışsa da bir medeniyete kapı aralamadığını kim söyleyebilir?

“Andolsun ki elçilerimiz İbrahim’e müjde getirdiler ve ‘selam’ dediler. 0 da: ‘Selam’ dedi ve hemen kızartıl­mış bir buzağı getirdi.

“Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içine korku düştü. Dediler ki: ‘Korkma! (Biz melekleriz.) Lut kavmine gönderil­dik.” (Hud, 69-70)

Melekler Lût kavmini yok etmeye geldiklerinde Mısır medeniyetini mi müjdelediler? Tefekkür etmemiz gereken birçok konu var. Aydınlık istiyorsak, karanlığı aydınlatmak için mücadele etmeliyiz. Mısır medeniyeti birdenbire ortaya çıkmadı. Tıpkı Mısır firavunları gibi!

Hz. Musa'yı çok rahatsız eden bir Firavun olduğu gibi Hz. Yusuf'u makam sahibi yapan da bir Firavun'dur! Bildiğimiz gibi Mısır uygarlığının yöneticilerine firavun deniyor. Tarihi nasıl okursak okuyalım düz mantıkla bir yere varamayız.

Hz. Musa’nın asasının ejderha olup büyücülerin büyülerini yok etmesi sadece sihirbazlık oyunuyla açıklanabilir mi? Bu meşhur ayetler o döneme ait önemli ipuçları içermiyor mu? Buradaki bilim ve irfan sadece büyücülük mü? Yüce kitabımızın bize sunduğu nimetlerden faydalanmamız gerekiyor. Sihirbazlar veya büyücüler zamanın önemli bilim adamları, filozofları veya din adamları olabilir mi? Medeniyet çağında bir kral, bir büyücüyü resul ve elçinin önüne çıkarır mı? Bunları analiz etmeye, düşünmeye ve araştırmaya devam edeceğiz.

Bilinmelidir ki Yunan mitolojisinde yer alan karakterlerin birer insan - yönetici olduğu ve insanların bu yöneticilere saygı duymaktan geri kalmazlar. Bugün o büyük bilim ve fikrin doğduğu devir olan Yunan medeniyetinin yöneticilerini mitolojik kahramanlar olarak anabiliriz. Mitoloji çağın gerçeklerini ortaya koymakta ve güncel tutmaya devam etmektedir. Lat, Uzza, Menat gibi Arap putlarını da bu şekilde değerlendirmek uygundur. İnsanların liderlerini putlaştırmalarını psikoloji bilimine bırakalım. Bu da işin başka bir boyutudur.

 İslam dini gönderilmeden önce Mekke'de yöneticilik yapmış iki isimden bahsederek yazımı bitireceğim. Hazreti Muhammed’e nebilik tebliğ edilmeden önce, bugün Ebu Cehil ve Ebu Leheb dediğimiz bu iki yönetici hakkında kimse kötü konuşmazdı. Bu iki kişi Mekke şehri için çok önemliydi. Ebu Leheb bir din adamı, Ebu Cehil ise bir bilim adamı ve yönetici olarak Mekke halkı için değerli insanlardı. İslam dini Mekke'de yayılmaya başlayınca ikisinin düzeni bozuldu. Düzen bozulunca kavga başladı.

Durum bugün de farklı değildir. Düzeni bozulan kavgayı başlatır. Nerede kavga varsa, orada işleri ve düzeni bozulan insanlar vardır. Çağlar geçer ama süreçdeğişmez.

Bu yüzden medeniyet ve mitoloji kardeştir. Eşdeğerdir, çağdaştır. Mitolojinin ortaya çıktığı yerde büyük medeniyetler vardır.