Resim2

Okullar, eğitim sisteminin ve toplumun en önemli kurumlarıdır. Okullar, bireylerin ve toplumun gelişimine, refahına, mutluluğuna ve geleceğine katkı sağlar. Ancak, okullar günümüzde hiç olmadığı kadar kafa karışıklığı yaşıyor. Hangi alanda yol alacaklarına bir türlü karar veremiyorlar. Bir yandan arkası kesilmeyen ebeveyn beklentileri, bir yandan acımasız rekabetin dayattıkları, bir yandan milli eğitimin istekleri, bir yandan okul yöneticilerinin talepleri, bir yandan öğretmenlerin hayalleri ve bir yandan da öğrencilerin istek ve ihtiyaçları… Gerçekten çok zor bir durum ve tam bir çıkmaz. Kendi eğitim felsefesi ve ona uygun bir eğitim politikası olmayan okulların işi çok zor gözüküyor. Tüm paydaşların isteklerini yerine getirmeye çalışırken hiçbir şeyi tam olarak yapamamak durumu… Yaşanan duruma trajikomik mi desem, dramatik mi desem bilemedim doğrusu…

Bir gün müdür odasına bir sınıfımızdan beş veli geldi. “Müdür bey bazı sıkıntılarımız var” dediler. Bir veli çocuklarının İngilizce ödevlerini kendi kendilerine yapamadıklarını söyledi, bir başka veli çocuklarının müzik dersinde bir enstrüman öğrenmesi gerektiğinden söz etti, bir başka veli, çocukların daha çok kitap okuması gerektiğini söyledi, bir diğer veli de çocuğunun sınıfta çok sıkıldığını, sınıfta işlenen konuların çocuğu için çok basit seviyede kaldığını, dolayısıyla çocuğu için daha ileri bir program yapılması gerektiğini söyledi. Henüz ilkokul bir ya da ikinci sınıfta okuyor bu çocuklar. Bu isteklerin hepsini karşılamak mümkün mü sizce? Ya da bu istekler haklı istekler mi?

Bu durum, okulların eğitim kalitesini ve verimliliğini düşürmekte, eğitimde adaleti ve fırsat eşitliğini bozmakta, eğitimde nitelik ve nicelik sorunlarını artırmaktadır. Peki, okullar neden kafa karışıklığı yaşıyor? Bu sorunun cevabını bulmak için, okulların zor durumunun nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm yollarını inceleyelim.

Okulların zor durumu, eğitim sisteminin ve toplumun karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biridir. Okullar, hem iç hem de dış faktörlerden kaynaklanan birçok problemle mücadele etmektedir.  Mücadele etmekten eğitim yapmaya fırsat bile bulamamaktadır denilebilir. Bu problemler, okulların eğitim kalitesini, verimliliğini ve sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemektedir.

Okulların iç problemleri, kaynak yetersizliği, bütçe yönetimi, personel eksikliği, öğretmen motivasyonu ve mutsuzluğu,  eğitim felsefesi ve politikası belirsizliği, müfredat baskısı, öğrenci çeşitliliği, öğrenci sorumsuzluğu, öğrenme ortamı kalitesi, ölçme ve değerlendirme sistemi, veli baskısı ve müdahalesi, okul kültürü ve iklimi gibi konulardır. Bu problemler, okulların eğitim hedeflerine ulaşmasını, öğrencilerin gelişimini ve başarısını, öğretmenlerin motivasyonunu ve performansını olumsuz etkilemektedir.

Okulların dış problemleri ise, ekonomik kriz, enflasyon, hayat pahalılığı ve yoksulluk, göç, şiddet, terör, doğal afetler, salgın hastalıklar, teknolojik değişim, küreselleşme, savaşlar, rekabet, sosyal medya, kültürel çatışma, ahlaki erozyon, eğitim politikalarındaki istikrarsızlık, eğitim denetim ve destek mekanizmalarındaki yetersizlik, eğitim paydaşları arasındaki iletişim ve iş birliği eksikliği gibi konulardır. Bu problemler, okulların eğitim süreçlerini aksatmakta, eğitim kalitesini düşürmekte, eğitim fırsat eşitliğini bozmakta, eğitimde adaleti zedelemekte, eğitimdeki nitelik ve nicelik sorunlarını artırmaktadır.

Okulların bu problemleri çözmesi için, hem iç hem de dış faktörleri göz önünde bulundurarak, bütüncül, sistematik, katılımcı, esnek, yenilikçi ve sürekli bir iyileştirme yaklaşımı benimsemesi gerekmektedir. Okullar, kendi vizyon, misyon ve değerlerini belirleyerek, eğitim felsefelerini ve politikalarını oluşturmalı, eğitim hedeflerini ve stratejilerini belirlemeli, eğitim kaynaklarını etkin ve verimli bir şekilde yönetmeli, eğitim süreçlerini planlamalı, uygulamalı, izlemeli ve değerlendirmeli, eğitim sonuçlarını analiz etmeli ve raporlamalı, eğitimdeki güçlü ve zayıf yönleri tespit etmeli, eğitimdeki fırsat ve tehditleri belirlemeli, eğitimdeki sorunlara çözüm üretmeli, eğitimdeki ihtiyaçlara cevap vermeli, eğitimdeki gelişim alanlarını belirlemeli ve eğitimdeki iyileştirme faaliyetlerini gerçekleştirmelidir.

Okulların bu iyileştirme sürecinde, devletin, eğitim bakanlığının, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının, medyanın, öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin, okul yöneticilerinin, eğitimcilerin, akademisyenlerin ve diğer eğitim paydaşlarının desteğine, katılımına, iş birliğine, sorumluluğuna ve katkısına ihtiyacı vardır. Eğitim, toplumun ortak sorumluluğu ve ortak çıkarıdır. Eğitimin iyileştirilmesi, toplumun da iyileştirilmesi anlamına gelir.

Okulların zor durumu, hepimizin zor durumudur. Okulların yaşamış olduğu kafa karışıklığı tüm toplumun kafa karışıklığını yansıtır.  Bu nedenle, okullara sahip çıkmak, onları desteklemek, onlarla iş birliği yapmak, onlara yardımcı olmak, onları geliştirmek, onları iyileştirmek hepimizin görevidir. Okulların zor durumunu görmezden gelmek, eğitimi ve toplumu görmezden gelmek demektir. Okulların zor durumunu çözmek, eğitimin en büyük problemini çözmek demektir.

6 Ocak 2024

Adem Keven