Tabiatı seveceğim bundan böyle börtü böceği, ağaçları, kuşları, yeşil otları, sarı yaprakları. Canlı cansız ne varsa dünyada, kara karıncadan karanlık geceye, gündüzün aydınlığından esen rüzgara, yağan yağmura, kar, soğuk, tipi, boran her ne varsa canı gönülden ve yeni görüyormuş gibi seveceğim onları. Sevdikçe sevesim gelecek, büyüyecek sevgim. Karşılık alacağım tabii ki, sevmemin karşılığını kat kat Yağmur sevdiğim kadar püfür püfür, kar sevdiğim kadar beyaz, güneş sevdiğim kadar ışıl ışıl aydınlatacak içimi.

Ve ey insanlar sizi de seveceğim karşılık beklemeden. Çünkü siz ot kadar samimi, öküz kadar masum ve ceylanın gözleri önünde yeni doğmuş yavrusunu parçalayan aslan kadar haklı olmadınız hiç. Ne yaptınız birbirinizi katletmekten başka. Fesattan, bozgunculuktan başka ne yaptınız. Egzoz dumanları sizin sayenizde tıkadı soluklarımızı. Sizin kimyasallarınızla kirlendi gökyüzü. Sizin savaşlarınızda vuruldu analar. Sizin günahlarınız cami önüne bırakılan sahipsiz yavrular. Umut ışıltılarını siz söndürdünüz boynu bükük mahzun çocukların. Hayvanların birbirlerine yapmadığı kötülüğü siz yaptınız. Neslini tükettiniz sevdiğim her şeyin. Körüklediğiniz düşmanlıklara, kine, gareze rağmen tükenmeyen tek bir şey kaldı evrende o da sevgi. Sevgiyi hala yüreğinde taşıyanların kaldığını düşünerek ve paylaştıkça çoğalacağına olan umudum sebebiyle seviyorum sizi ey insanlar. 

Sevginin yüreklerde birleşip büyümesi dileğiyle;