Türk sanayiinin ve perakende ticaretinin duayen ismi, Ü lker müessesin kurucusu Sabri Ü lker 8 yıl önce aramızdan ayrılmıştı. Çalışanlarından mesai arkadaşlarına ve sevenlerine kadar binlerce müminin hınca hınçdoldurduğu Fatih Camii 13 Haziran 2012 Çarşamba günü öğle namazı vaktinde tarihi günlerinden birini yaşamış, dönemin İstanbul müftüsü Rahmi Yaran Hoca`nın kıldırdığı cenaze namazında hüsnü şehadetler kadim ibadethanenin avlusundan Süreyya yıldızına kadar uzamıştı. Kâbe-i Muazzama örtüsüne sarılan tabutuna omuz verdiğimiz Sabri Ü lker`i Merkezefendi Eski Kozlu Mezarlığı`nda ebediyet âlemine hayır dualarla yolcu etmiştik.

Sabri Ü lker`e rahmeti vesile kılarak yakın dönem iş, sanayi ve ticaret hayatına Ahilik ve Fütüvvet ahlâkı umdelerini dâhil eden merhumun, içinden sabır, azim, başarı ve istikamet geçen örnek iş hayatına kısaca değinmek istiyorum.

`height=

1970 li yıllarda Anadolu da bir bakkal

Sabreden zafere ulaşır.`

Sabreden zafere ulaşır` kutlu kelâmının müşahhas misallerinden biridir Sabri Ü lker. Çocukluk dönemlerinde yaşadığı sıkıntılar ilmek ilmek ruhunu sabırla dokumuş mezkû r problemler çok çalışmasını, yılmadan, usanmadan gayret etmesini temin ederek başarısında öncü rol oynamıştır. Sabri Ü lker`in çocukluğu Kırım`da Bolşevik İhtilali`nin yaşandığı dönemde geçmiştir.

Müslümanların hemen her asırda bulundukları kadim coğrafyalara kem gözler ilişiyor. Sonuçhemen hep aynı: Sürgün, hasret ve gönül bozgunu; Bu meyanda Sabri Ü lker de henüz çok küçük yaşlarındayken ruhlara zemheri gibi işleyen sürgünle, işgalle ve kıtlıkla yüzleşmiştir.

Kırım`dan Türkiye`ye uzanan başarı öyküsü;

'Büyük organizasyonları genelde muhacirler kurar ve devşirmeler devam ettirir' diyen iktisat gurusu Mustafa Özel haklı; Sabri Ü lker`in ailesinin Türkiye`ye göçetmesi şüphesiz hayatının önemli bir dönüm noktasıdır. Türkiye`de özgürce yaşamak, okula gidebilmek kendileri için şükür vesilesi olmuştur. Sabri Ü lker darlıktan bolluğa erişince şükretmesini bilmiş, akabinde de biiznillah kazandığı nimetlerin şükrünü hakkıyla eda etmiştir.

Notları 10 üzerinden 10;

Az önce Sabri Bey için 'çok çalışmıştır' dedik. Evet, çocukluğundan itibaren mütemadiyen büyük bir azimle çalışmıştır. Sabri Ü lker`in muvaffakiyetinin sırrı ailesiyle birlikte Çatalca`nın İzzettin köyünde oturduğu dönemde validesi Şakire Hanım`ın odun ateşinde pişirdiği kurabiyeleri tablalara yükleyerek Çatalca`dan Sirkeci`ye kadar kara tren`in geçtiği tüm istasyonlarda satmış olmasında saklıdır. Ve dahi tablasında birbirinden âlâ lezzetleri misafir eden göçmen çocuğun karne notlarının tamamının 10 üzerinden 10 olmasında;

`height=

Hayırsever iş adamı Sabri Ülker

Ali Ü lker: Sabri Ü lker`den çok çalışmayı öğrendim.

2020 yılının başında Yıldız Holding`in İcra Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Ali Ü lker`i birkaçyıl önce Liderler Kahvesi etkinliğinde Boğaziçi Ü niversitesi öğrencileriyle buluşturduğumuzda dedesine dair hatıratından şu satırları kaleme almıştım: 'Sabri Bey`den hayatı ve çok çalışmayı öğrendim. İlkokul ve ortaokulda boş zamanlarımda beni fabrikaya götürür, ilgi alanlarıma göre yapabileceğim şeyler bulurdu. Lisede tüm yaz tatillerinde bir nevi stajımı fabrikalarda yapmış oldum. Sabri Bey bu haliyle bize hayat boyu çok çalışmayı, üretime ve dolayısıyla insanlığa katkıda bulunmayı öğütlemiş ve göstererek öğretmiş oldu.

Güne erken başlardı.

Tutarlı, başarılı bir insandı. Dünya ahiret dengesini iyi kurdu. Güne erken saatlerde başlardı. Bunu kendine vird edinmişti. Sabah namazından sonra kesinlikle yatmazdı. Bond çantasını odasında bulunan bir sehpanın üzerine koyar ajandasını çıkarır, günlük iş planını öylece yapardı.

İşi ehline verirdi.

Sabri Bey`le birlikte çalışmak büyük bir zevkti. Çevresindekiler her an ondan yeni bir şeyler öğrenirdi. Merhum Sabri Bey liyakati önemser ve işi ehline verirdi, işin uzmanlarıyla çalışırdı.

Makul bir kâr marjıyla yetindi.

İktisat literatüründe ve dolayısıyla iş hayatında, piyasada kârın maksimize edilmesi gibi bir kavram var. Sabri Bey hiçbir zaman kârını maksimize etmeyi düşünmedi. Şirketlerinin hayatiyetini devam ettirebilecek ölçüde makul bir kâr haddi ile yetindi. Kâra farklı bir bakış açısı getirdi.

Bakkallar kırık bisküvilerden muzdaripti.

Bisküviler eskiden bundan 30-40 sene önce teneke kutular içerisinde satılırdı. İstanbul`dan Topkapı`daki fabrikadan ambarlara giden bisküvi kutuları çember şeklindeki bir kasnağa 7`li tenekeler halinde yerleştirilir, oradan kamyonlara yüklenirdi. Hamallar kasnağı sırtından yere sertçe bırakınca tenekelerin içindeki bisküviler kırılırdı. Bir de bunun Anadolu`ya sevkiyat esnasındaki yolculuğunu düşünün; Trenlerle giden bisküvi tenekeleri de özensiz bir şekilde yükleme-boşaltma yapıldığından içindeki bisküvilerin bir bölümü kırılırdı.

Aranızda hatırlayanlarınız vardır. Eskiden teneke kutular içerisinde satışa arz edilen bisküviler gazete kâğıtlarının üzerine konularak tartılıp müşteriye verilirdi. Bakkal, sağlam olanları müşteriye satar, kırık olanları ise ya kendi evine götürür ya da satış fiyatının çok altında satardı. Hâsılı bakkallar kırık bisküvilerden muzdaripti.

Sabri Bey kırık bisküvilere çare buldu!

Sabri Bey, Anadolu`ya yaptığı bir ziyarette müşterisi 'Kırık bisküvilere çare bulun?' çağrısına muhatap olunca kendi kamyonunu almaya karar vermiştir. Böylelikle kendi kamyonunda özenle taşınan bisküviler kırılmadan, fire vermeden bakkallara dağıtılmıştır. Bu hamle Sabri Bey`in işine atfettiği önemin bir göstergesidir.

`height=

Ülker Bisküvileri

Müşterilerini velinimet olarak gördü.

Sabri Bey, oturduğu yerde durmaz müşterinin ayağına gelmesini beklemez, müşteri ziyaretlerine giderdi. Müşteriyi kelimenin tam manasıyla velinimet olarak gördüğünden böyle davranırdı.

Sabri Bey`in iş, sanayi ve ticaret hayatına atıldığı yıllarda İstanbul`daki sanayiciler oturduğu yerde oturur, müşterilerinin tabir yerindeyse ayaklarına gelmesini beklerdi. Sabri Bey bu kısır döngüyü kırmış, kendisi müşterilerinin ayağına gitmiş, böylelikle onlarla birinci elden temas kurarak varsa şikâyetlerini dinleyerek önerilerini almıştır.

İş süreçlerini bizzat takip ederdi.

İşlerini çok iyi bir şekilde takip ederdi, Ankara`daki işlerle ilgili olarak hemen her gün en az 10 dakikalık telefon görüşmesi yapardı. Her işi bizzat takip ederdi. Şirketlere yüzde yüz hâkimdi. Şirketlerinin hemen hemen her çalışma alanı %100 oranında kontrolü altındaydı.

Türkiye genelinde ürün fiyatlarını sabitledi.

Eskiden nakliye çok daha önemli bir maliyet kalemiydi. Türkiye`nin her tarafında aynı ürünler farklı farklı fiyatlarda satılırdı. Eskişehir`de fiyatı 120 kuruş olan bir ürünün fiyatı Erzurum`da neredeyse 180-200 kuruşu bulurdu.

Sabri Ü lker Bey tüm Türkiye`de fiyatları sabitleyerek halkımıza ve esnafa büyük bir hizmette bulunmuştur. Sabri Bey`in bu tutumu diğer firmaların da fiyatlarını aşağıya çekmeye, sabit fiyattan ürün satmaya teşvik etmiştir. Sabri Bey ayrıca ürünlerin üzerine fiyat basarak tüketiciye ürünlerinin farklı farklı fiyatlar üzerinden satılmasının önüne geçmiştir.

Bisküvi üreteceği fırını kendi yaptı.

Fiyatların sabitlenmesiyle birlikte zaman geliyor, Topkapı`daki fabrika tam kapasite çalışmasına rağmen talebi, siparişleri karşılamaya yeterli gelmiyor. O dönemde Topkapı fabrikasında sadece bir fırında üretim yapılıyor. Türkiye`de fırın bulmak mümkün değil, yurtdışından ithalata yönelik kısıtlamalar nedeniyle fırın getirmek de imkânsız. Sabri Bey ne yapıyor? Kendi çözümünü geliştiriyor. Ustalarıyla beraber tek faal fırını söküyor, parçaların fotoğraflarını çekiyor, ustalarla birlikte Perşembe Pazarı`na giderek tek tek parçaları satın alıyor, bazılarının kalıplarını döktürerek imal ettiriyor, el ve gönül birliğiyle yeni bir fırın imal edilmiş oluyor.

Enflasyonist ortamda oluşan fiyat farklarını iade etti.

(Şimdiki zamanda yetişenler bilmez) Türkiye uzun yıllar enflasyonist ortamlarda yaşadı. Fiyatlarda çok sık aralıklarla dalgalanmalar meydana gelirdi. Sabri Bey, erdemli ticaretin bir gereği olarak fiyatların yükseldiği dönemlerde sattığı bisküvilerin fiyatları gerileyince aradaki ücret farklarını Türkiye genelindeki bayilerine iade ederek hem bayilerinin hem de halkın gönlünü ve güvenini bir kez daha kazanmıştır.

Dakik bir insandı.

Dakik bir insandı, hiçkimseyi bekletmez, toplantılarına tam vaktinde başlar, randevularına vaktinden önce giderdi. Hâsılı, kıymetini takdir ederek zamana riayet ederdi. Sabri Bey`in bu rikkati her şeyden önce kendine ve muhataplarına karşı olan saygısından kaynaklanıyordu.

Tüm bu işlerin arasında kendine vakit ayırmasını bilir öğle vakitlerinde kaylule yapar, 20 dakika kadar dinlenirdi.

Ü lker aynı çizgiyi devam ettiriyor.

Şimdilerde Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri denilen şeyi Sabri Bey yıllar yılı hiçreklamını yapmadan yerine getirdi. Çok hayır hasenat işinde bulundu. Ama hiçbir zaman bunun reklamını yapmadı. 'Hayır, hasenat şahsi işlerdir, bir elin verdiğini diğer el bilmemeli, bu işlerin reklamı olmaz' derdi. Ü lker aynı çizgiyi devam ettiriyor.'

Bir kavmin efendisi onlara hizmet edendir.`

1990`lı yılların başında bayram günlerinde,-Fatih ikamet yıllarından komşusu- (rahmetli) Nuri Naroğlu ile birlikte Çamlıca`daki evine bayram tebriğine giderdik. Şairin, 'Mazhar-ı feyz olamaz düşmeyicek hâke nebât/Mütevazı olanı rahmeti Rahman büyütür' fehvasınca misafirlerine bizzat hizmet edip kolonya, çay ve çikolata ikram eden Sabri Ü lker`in yüzüne dikkatlice bakanlar Anadolu ahilerinin alın teri, ilim, hikmet ve irfanla bezenmiş pak veçhesini temaşa ederdi.

Müstakim ol utandırmaz Hazret-i Allah seni.`

Sabri Ü lker, eskilerin 'Müstakim ol utandırmaz Hazret-i Allah seni' düsturu çerçevesinde dosdoğru bir hayat yaşadı. Ü retimini de, ticaretini de doğru yaptı. Amel defterine-biiznillah- çalışanlarının ve müşterilerinin bir kuruş dahi hakkı geçirmedi.

Mustafa Özel: Kendisiyle konuşamayan başkasıyla da konuşamaz.

Kimseyi incitmedi ve dahi incinmedi. Çünkü kemâlde incinenin incitenden noksan olduğunun farkındaydı. Mustafa Özel, 'Ü lker Modeli Toplantı' serlevhalı yazısında 'Her şirket bir yönüyle çocuktur. Şirketlerin 'kazançdili'ni öğrenmesi gerekir. Kazancın anahtarı şirket içi iletişimdir. Kendisiyle konuşamayan, başkasıyla da konuşamaz' diyor. Bu bağlamda Sabri Ü lker`in aile içi kadar şirket içi iletişiminde de gönlü dil olup konuştu. Halk nezdinde bu kadar sevilmesi, ismi anıldığında ruhuna Fatihalar gönderilmesi gönlünün gönül dilinin güzelliğinden kaynaklanıyor.

Ebediyet yurduna salih ameller ve sadaka-i cariyelerle birlikte yüzü ak, alnı açık gitmeyi başaran Sabri Ü lker sekiz yıldır, pek kıymetli valideleri Şakire Hanım,  muhterem babası Hacı İslam Hoca, hayat arkadaşı Güzide Hanım ve mahdumu Ali Ü lker ile birlikte Merkezefendi Eski Kozlu hamuşanında basübadelmevt`i beklerken insanlığa ve iş dünyasına hâl ve kâl lisanıyla rol model olmayı sürdürüyor. Rahmet olsun;