Seçim sürecini doğru analiz etmek için tarafsız kaynaklardan bilgi edinmenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı adaylarının söylemlerinin ve politikalarının objektif bir şekilde değerlendirilmesi, seçmenlerin kararlarında belirleyici bir faktördür. Seçmenlerin, istedikleri bilgilere rahatlıkla ulaşabilme imkanına sahip oldukları bir ortamda manipülasyonların etkisiz olduğu görüldü.

Siyasi analistlerin çoğu, seçmenlerin tercihlerinin değişkenlik gösterebileceğini ve ters köşe atışları yapabileceklerini göz ardı ettiler. Seçmenlerin kaygıları ve öncelikleri farklı olabilir ve bu nedenle seçmen davranışını tam olarak öngörmek zordur. Analistlerin kendi beklenti ve duygularını seçmen tercihleri olarak yansıtmaya çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Seçim kampanyalarında kullanılan propagandaların ülkemize özgü olmasından dolayı adayların makul, akla yatkın, rasyonel, gerçekçi ve uygulanabilir çözüm önerileri sunmaları, siyasal iletişim ve demokrasinin önemli bir unsuru olduğu görülmüştür.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesi ve mesnetsiz iddialarla yıpratılmaya çalışılması, muhaliflerin demokrasi tercihiyle ilgili önemli veriler sunarken meşru bir girişimle cumhurbaşkanı adaylığına hak kazandığı günden beri, seçimleri CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanmasını isteyen seçmenlerin ve baskı gruplarının uyguladığı anti-demokratik tutumlarla karşılaşmasının ne kadar gereksiz olduğu anlaşıldı. Bu durum, ilerleyen yıllarda bir siyasi ders olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesinin Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk turda aldığı oy oranına etkisinin sınırlı olduğunu da söylemeliyim.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun ikinci tur seçimlerinde cumhurbaşkanı seçilmemesi durumunda Muharrem İnce'nin yıpratılması ve mağduriyetinin siyasi bir hata olarak tarihe geçecektir. Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekili listelerine parti içindeki önemli isimleri dahil etmemesi, belki de cumhurbaşkanı seçileceğine olan özgüveninden kaynaklanıyordu. Ancak, seçimlerin kaybedilmesi durumunda bu hamlenin siyasi sonuçları olacaktır.

Seçmenlerin çoğunluğunun, Cumhur İttifakı'nın pandemi sürecindeki performansına ve ekonomik krizle mücadelesine odaklanması ve bu durumun muhalefet açısından olumlu bir sonuçdoğurması beklentisi içinde olanlar büyük hayal kırıklığına uğradılar. Bu nedenle, siyasi çalışmalarını bu faktörleri göz önünde bulundurarak şekillendirenler yanıldılar.

Terörle mücadele, seçmenin siyasi tercihlerinde halen önemli bir rol oynamaktadır. Ancak son yıllarda dış politika ve ilişkilerin yönetimindeki gerilimler ile terörle mücadele politikaları gibi faktörlerin seçmen tercihlerini etkileyebileceği dikkate alınmadan yapılan hatalı analizler yanılgılara yol açmaktadır. İkinci tur öncesi bu yanlıştan dönüldüğüne dair izlenimler olsa da seçmenin Kemal Kılıçtaroğlu'nun değişen söylemine ne kadar güveneceği de belirsizdir.

Son yaşanan depremler ve bu felaketler sonucunda yaşanan kayıpların, seçmenlerin tercihlerini etkilemesini bekleyen muhalif kesimin sinirleri hırpalandı ve deprem bölgesindeki seçmenlere ağır sözler söylediler. Ancak, bu tür tepkiler, demokratik anlayışa uygun olmayan bir tutum sergilemektedir.

Mevcut iktidarı değiştirmek isteyen çevrelerin, bu tavırlarıyla demokrasiden ne anladıkları konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Demokratik bir süreçte, seçmenlerin tercihlerine saygı göstermek ve demokratik değerlere uygun şekilde siyasi tartışmaları sürdürmek önemlidir. Ayrıca, seçmenlerin farklı faktörleri göz önünde bulundurarak karar verdiği unutulmamalı ve çeşitlilik ve çoğulculuğa saygı duyulmalıdır.

Sinan Oğan'ın aldığı oy ile ilgili değerlendirmelerde bulunan bazı yorumcular ve siyasilerin seçmenleri kategorize etme girişimleri, ilk tur seçimlerinden gerekli dersi almadıklarını gösteriyor. Sinan Oğan'ın siyasi kariyerini ikinci tur öncesi alacağı kararlar belirleyici olacaktır. Seçmen tercihlerini küçümseyen ve seçmenin vereceği oyu ipotek altına almaya çalışanlar, yakın zamanda yine yanılarak hüsrana uğrayacaklardır. Sinan Oğan’a bakanlık verip ilk turda ona verilen oyları alacaklarını düşünenler halen seçmenin oyunu çantada keklik olarak görüyorlar.

Sinan Oğan bakan olacak diye milliyetçi seçmenlerin güvenlik gerekçesi ile fikir değiştirmesi zor bir ihtimal olsa da, Sinan Oğan'a oy verenlerin bir kısmı 2. turda Kemal Kılıçtaroğlu'na oy verecektir. Kemal Kılıçtaroğlu, önceliği cumhurbaşkanlığına vermiş ve milletvekilliği seçimlerinde çok cömert davranmıştı. İkinci tur öncesi çok cömert davrandığı cumhurbaşkanlığı ve bakanlık vaadine yeni eklemeler yaparsa ki yapacakmış gibi görünüyor, seçmenin daha fazla tepkisini çekme ihtimali var. Daha önce de söylediğim gibi 'ya hep ya hiç`stratejisi Kemal Kılıçtaroğlu'nun olası yenilgisinden sonra en çok eleştirilen konulardan biri olacaktır.