`height=

Geçen hafta Cuma gecesi vefat eden merhum Mehmed Şevket Eygi`yi 1988 yılında tanıdım. 1990 yılında merhume eşimle evlendiğimizde düğünümüze Mehmed Şevket Bey ve Ertuğrul Düzdağ Bey ile birlikte gelmişlerdi. Hatta Eygi ve Düzdağ ayrı ayrı iki kitap hediye etmişlerdi. Düğünden sonra her iki kitabın arasından da bir miktar para çıkması bizim için sürpriz olmuştu. Mehmed Şevket Bey nezaket ve zarafet timsali biriydi. Eygi konuşmasına, yemesine, giymesine, oturup ve kalmasına çok özen gösteren tam bir İstanbul beyefendisiydi. Nerede nasıl hareket edilmesi gerektiğini çok iyi bilen ve bunu da hakkıyla uygulayan bir kimseydi. Bir kere bir düzen ve disiplin sahibiydi. Günlük yaşamı planlı ve programlı idi. Bir keresinde çat kapı Selim Çoraklı ile Sultanahmet`teki evine gitmiştik. Zili çaldık. Evin içinden kapıyı da açmadan bize, 'sizlerle sözleştik mi, randevunuz var mı?' diye sormuş ve bizleri tanıdığı halde kapıyı bile açmamıştı. Vakti nakit gibi kullanan biriydi.

Tek başına gazete çıkartı!

Muhterem Mehmet Şevket Eygi kimilerine göre Amerikan`ın yeşil kuşak projesinin medyada önemli ve özel temsilcisiydi. Kimilerine göre ise Abduh, Afgani, Mevdudi, Muhammed Hamidullah ve Seyit Kutup gibi kimseleri eleştirinin ötesinde zem edici yazılar yazan aşırı gelenekçiydi. Kimilerine göre ise İslam`ın ve ehli sünnet çizgisinin yılmaz savunucuydu. Kim ne derse desin Mehmed Şevket Eygi Türk matbuatına 50 yıl damgasını vurmuş nevi şahsına münhasır bir şahsiyetti. Günlük yazan kendine göre çizgisi, üslubu ve yöntemi olan biriydi. Tabiri caizse türünün son örneğiydi. Babıali`de yerine göre tek başına gazeteler çıkartmış bütün İslami cemaatleri bir araya getirmeye başarmış bir şahsiyetti. 1970`lerde yayınladığı Bugün gazetesi, haftalık Yeni İstiklal ile Büyük Gazete kapandıktan sonra Son Havadis ve Son Çağrı dahil çeşitli yayın organlarında makale yayımladı.

Merhum Eygin`nin, cenazesinde de bütün İslami cemaatleri bir araya getirmeyi başardı. O neden merhum Erbakan, Eygi için, 'Tek başına bir ümmet diyecektir' ve ardından da Milli Gazete`de yazı yazmasını sağlayacaktır. Sadece Milli Gazete`de (1991`den) 28 yıl kesintisiz hergün günlük yazılar yazan ve yazdığından da ücret almayan bir başka birini de zikretmek adeta mümkün değildir. Ayrıca günlük İttifak Gazetesin de başyazarıydı.  

Merhum Mehmed Şevket Bey ile çok sık bir araya gelmedim. Ancak zaman zaman çeşitli vesilelerle görüşmelerim oldu. Son bir yılda üçdefa bir araya geldik. En son da iki ay önce görüşmüştük. Son birkaçkez görüşmelerimize İttifak Gazetesi sahibi Recep İncecik vesile oldu. Son görüşmelerimizde Kadir Canatan, Cafer Vayni ve oğul Mehmet Vayni ve Recep İncecik akşam yemeğinde bir araya gelmiş ve birkaçsaat sohbet etme imkanımız olmuştu. O sohbette üzerine durduğu üçkonu olmuştu. Birincisi her yerde ekmek israfının olduğunu rakamlarla açıklamış ve çöplerde israf edilen ekmekten geçilmediğini buna karşı Afrika`da milyonlarca insanın açlıktan öldüğünü belirtmişti. Ve hayvan sevgisi üzerinde de durmuştu.

`height=

Galatasaray Lisesi Mescidi!

İkincisi namazdı. Eygi üstadımız namaz üzerinde çok duran bir mümindi. Yanında matbu (basılmış) cepte taşınacak şekilde küçük kitapçık taşır özellikle gençlere bulduğu yerde hediye ederdi. Bu kitapçıkta yapılması gereken ve kaçınılması gerekin işler maddeler halinde yazılıydı. Bunlar arasında  beş vakit namazın önem ve ehemmiyetini sürekli hatırlatırdı ve bunu yazılarında 1,2,3.. diye rakamlarla sıralardı. Sabah namazlarında eskiden Sultanahmet Camisinde daha fazla cemaatin olduğundan bahisle bu semtin meskun mahal olmaktan çıkarılmasından dolayı çok üzgündü. Kendisinin yürümekten zorlandığı için sabah namazlarına Sultanahmet Camiini iştirak edemediğinden dert yanmıştı. Ü çüncü durduğu mesele ise üniversite öğrencisi Mehmet Vayni`ye de nasihatle, gençlerin sürekli yanlarında not defteri taşımalarının elzem olduğunu ve önemli ve mühim şeyleri yazmalarının şart olduğunu söyledi. Ü niversiteye giden gençlerin Osmanlıcayı okumaları gerektiği üzerinde durmuştu.

Merhum Eygi Namaz üzerinde dururken örneği tarihi Galatasaray Lisesinden vermişti. Ve şunları söylemişti: '1868`den 1912`ye kadar Osmanlının en güçlü lisesi Galatasaray Sultanisinde Müslüman öğrencilerin beş vakit namazı okul camiinde, okul imamının ardında cemaat ile kılmaları mecburî idi. Okul camii şu anda kapalı spor salonu olarak kullanılmaktadır. Konferans salonunun altındadır. Çini mihrabı kontrplakla örtülmüş, üzeri boyanmıştır. Minberi 1924`de vandalca parçalanmıştır. (Galatasaray lisesi camii 1924`e kadar açık kaldı, o tarihte kapatıldı, izci salonu, sonra depo, en son kapalı spor salonu yapıldı.)' Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk`tan tarihi bu mescidin yeniden açılmasını istiyordu.

Neden evlenmediğini sordum?

Bendeniz kendisine o gün affına sığınarak, 'neden evlenmediğini?' sormuştum. Biraz durdu ve bu sorudan rahatsız olduğunu belli etti. Ben de böylesine özel bir soruyu sorduğuma sonradan pişman olmuştum. Ancak bir kere sormuştum. Elbette çeşitli sebepleri var deyip geçiştirdi. Sonradan Recep İncecik`e, 'böyle soru sormasına anlam vermedim. Ama üniversite hocalığına bağışladım' demiş. Recep Bey`de, 'Hoca merak etti. Bir tecrübeyi bilgiyi öğrenmek istedi üstadım' diyerek cevap vermiş. 

Son dönemde Merhum Mehmed Şevket Eygi kadar basın içinde donanımlı çok ay kişi vardı. Kendi deyimiyle Galatasaray Sultanisinden (Lisesi) mezun olan ve daha sonra Mülkiyeyi (Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi) bitiren, Doğu-Batı`yı ve dört lisanı bilen çok az kimseden biriydi Mehmet Şevket Eygi. Kanaatimce Eygin`nin iki önemli özelliği öne çıkmaktadır: Birincisi cesur oluşu ve yazılarını kimseye eyvallahı olmadan yazması ve söylemlerinde cesaret ve kararlığıydı. İkincisi ise, İslam estetik ve ettiği üzerinde ısrarlı bir şekilde durmasıydı. Camilerin içinin-dışının ve ezanın okunuşu ve ses efektine kadar estetik üzerine duran ikinci bir kişiyi göstermek adeta zordur.

Kelam ve kalem sahibi!

Merhum Şevket Eygi iyi bir kalem ve güzel konuşmasıyla kelam sahibiydi. Tane tane açık, seçik ve sade konuşurdu. Adeta konuştuğu gibi de yazardı. Bu nedenle inandığı gibi yaşadı ve yaşadığı gibi de yazdı. Merhumun cenazesini Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı. Fatih Camii nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın yanı sıra Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ekmelettin İhsanoğlu, Fatih Erbakan da katıldı. Cenazeye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da çelenk gönderdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, namazın ardından konuşma yaptı. Erdoğan, 'Kalemin yanında en önemli özelliklerinden bir tanesi de Mehmet Şevket Eygi Bey in estetik anlayışıydı. Estetikte çok farklıydı ve Müslüman ın estetiğine çok dikkat etmesini özel sohbetlerimizde de ifade ederdi. Hatta Büyükelçimiz ve şu anda yanımda, beraberimde olan yol arkadaşım İbrahim Kalın Bey i son olarak yine kendisine gönderdiğimde, malum zengin bir kütüphanesi vardı ve kitaplarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ndeki bizim kütüphaneye hibe etti. Tabloları vesaire hepsini' dedi. Eygi nin naaşı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ın da omuz vermesiyle cenaze aracına kadar taşındı ve Merkezefendi Mezarlığı na defnedildi.

Kitaplarını külliyeye bağışladı!

Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi Eygi`nin hatırı sayılır zengin kitapların olduğu kütüphanesi vardır. Bu kütüphane içinde nadide tablolar ve zengin yabancı eserler de vardır. Bu kitaplarını ve değerli nadide tabloları Cumhurbaşkanlığı külliyesindeki kütüphaneye bağışladı. Mehmed Şevket Eygi, bir kitabın editörlüğü için bendenize bir görev vermişti. Telifini de baştan söylemişti. Ancak 2005 yılında rahmetli eşim Emine`nin ağır kanser hastası olduğu için o işi bir başka arkadaşa havale ettim. Havale ettiğim arkadaş iyi bir iyi çıkartmış ve merhum Eygi bu durumdan memnun kalmış ve bendenize teşekkür etmişti.

86 yaşında hayata gözlerini yuman merhum Mehmed Şevket Eygi`ye Allah`tan gani gani rahmet diliyorum. Dolu dolu yaşadı ve adeta ayakta vefat etti. Son yazısını da yazarak ve adeta öleceği ilhamıyla dünyamızdan göçtü. Bu dünyadan 'Tek başına bir okul olan' Mehmed Şevket Eygi de geçti ve gitti.

Yazımı Merhum Necip Fazıl`ın şiiriyle bitirelim:

'Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

Hiçgüzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?.'