Mütefekkir-Yazar Yaman Arıkan ın Miladi takvimin yaprakları 1968 yılını gösterirken Kurduğu Uyanış Yayınevi bugün (11 Şubat 2022) 54`üncü kuruluş yıldönümünü kutluyor. Geride kalan yarım asır  'Uyanış Yayınlarının Girdiği Her Ev Bir Edebî Mektep Olur' diyen Yaman Arıkan`ı iddiasında haklı çıkardı. 

Uyanış yayınevi kâhir ekseriyetle dil bilimci, yazar, mütefekkir, mütercim Yaman Arıkan`ın kitaplarını yayınlamasıyla tanınıyor. Abdülkadir Geylani, İmam-ı Gazali, Ahmed Er Rufâî , Ebulleys Semerkandi, Eşrefoğlu Rumi gibi İslam âlimlerinin eserlerinin tercümelerini yapan, telif eserleri olan, Yunus Emre ye hayatının 50 yılını adayan yazar Yaman Arıkan 7 Haziran 2021 tarihinde İstanbul`da vefât ederek ebediyet yurduna sırlanmıştı.

`height=

İttifak Gazetesi camiası olarak çocuk, deneme, fikrî eser, gezi, hatıra, kişisel gelişim, öykü, roman, sözlük, şiir, tarih ve tasavvuf kategorilerindeki eserleri ile evlerimizi edebî mektep haline getirmeyi gaye edinen Uyanış Yayınevi`ni 54. Kuruluş yıldönümü vesilesiyle tebrik ederken, müessisi Yaman Arıkan`a Hakk Teâlâ`dan rahmet niyaz ediyoruz. Bu vesileyle 10 yıl önce, 23 Kasım 2012 tarihinde kaleme alarak Son Devir haber portalında yayınladığım 'Yaman Arıkan`ın Kaleminden Bizim Yunus` serlevhalı yazıyı teberrüken okuyucularımızın irfanına arz ediyorum. 

`height=

Yaman Arıkan`ın Kaleminden Bizim Yunus`

'Yaman Arıkan, modern zamanların parıltılı hayatı içerisinde cemiyetin hakkıyla idrak ve dolayısıyla istifade edemediği önemli bir şahsiyet: Yazar-mütefekkir;

Yazarın, İslâm Ahlâk ve Fazileti`yle, Türklük Gurur ve Şuû ru isimli kitapları bir dönem gençlerin baş ucu kitabı olmuştu;

`height=

1967&ndash 1987 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapan Yaman Arıkan`ın telif ve tercüme, yirminin üzerinde eseri bulunuyor. İmam Gazali, Ahmed Rufai ve Abdülkadir Geylani, Yaman Hoca`nın uzmanlık alanları; Arıkan, İslâm toplumu için önem arz eden üçbüyük insanın düşüncelerini güçlü kalemiyle hüvesi hüvesine, milimi milimine günümüz Türkçesine aktardı;

Geçtiğimiz hafta sonu Son Devir`in yemeğine giderken Mahmut Çetin 'Mümkünse KOCAV bünyesinde Yaman Arıkan`a vefa gecesi düzenlenmesi vakıa mutabık olacaktır' demişti; Mahmut Ağabeyimizin hatırlatmasıyla bu hafta köşemizde Yaman Arıkan`ı misafir etmiş olduk;

Yaman Arıkan`ın, yüreği, Hakk sevgisiyle yufka gibi incelmiş olan Anadolu alperen dervişi üzerine oldukça geniş kapsamlı tetebbuatı ve kitapları bulunuyor; Bizim Yunus ve Yunus Emre ve Sergilenen Maskaralıklar kitaplarından sonra araştırmacı-yazar Yaman Arıkan Yunus Emre deyişleri üzerine geniş bir çalışma yapıyor.

Dünya edebiyat tarihi için önemli bir miras olan Yunus Emre`yle ilgili pek çok araştırma yapılıyor, kitaplar yayınlanıyor.

Yunus ve eserleri üzerine ilk araştırma, vefatından 650 sene sonra 1915`lerde yapılmış. Yunus Emre`yle ilgili yapılan çalışmalarda insanlık âlemi için ürettiği katma değer, şahsiyeti, tevazuu, bilge kişiliği ve misyonu ortaya konulmaya çalışılıyor;

Yaman Arıkan, ince bir kuyumcu hassasiyetiyle yakın dönem edebiyat tarihinde gençneslin 'Bizim Yunus' olarak sevdiği Yunus Emre eserlerinde saf Türkçeyi ustaca kullanarak dilimize mû sî kî li-âhenkli bir divan kazandırma gayretinde;

Yunus Emre`yi millî mürşit olarak niteleyen yazarın bu babtaki kanaati şöyle: 'Vâde dolunca her fani gibi: millî mürşitler, millî önderler, millî kahramanlar ve millî abide şahsiyetler de bu hayattan ayrılırlar. Fakat onların ayrılması, alelade kişilerin ayrılmasına benzemez. Onlar geride izler ve eserler bırakırlar. Milletleri için aşklar, şevkler bırakırlar. Hakk`a doğru götüren nişaneler, işaretler bırakırlar. Milletlerini ebedî yaşatacak ilkeler, umdeler, prensipler bırakırlar. Kürşâd olurlar, kırk yiğidi ile birlikte nâmlar, şanlar, şerefler bırakırlar. Göktürk Hakanı olurlar, kitâbeler bırakırlar. Yunus Emre olurlar, yirminci asırda bir yabanı Türkiyatçıya, 'Eğer Yunus`un dili günümüze kadar yaşayabilseydi, bugün dünyada konuşulan dillerin en güzeli Türkçe olacaktı' dedirtecek bir Türkçe bırakırlar.'

Şu sıralar Yunus Emre mahreçli üçüncü kitabı olan Yunus Emre Deyişleri üzerine eğilen Yazar Arıkan, Bizim Yunus`un güzel dille ifâde ettiği dî nî terennümleri doğrudan Kur`ân`ı Kerî m`in ruhundan aldığını belirterek, yaptığı çalışmayı şu cümlelerle özetliyor:

'İşte, Yunus un bu hususiyetlerini gün ışığına çıkarma bahsinde, kelimenin tam manasıyla kırk yıllık bir çalışma naçiz şahsımıza nasip oldu. Kütüphanelerde mevcut, eski yazılı el yazmalarını karşılaştırmalı tarayarak Yunus Emre`nin 1000 (bin) civarında 'deyiş'ini ve bunların ışığında şahsiyetini ortaya çıkarmaya gayret ettik. Şiirlerde geçen kelimeleri teker teker inceleyerek her kelime, ait olduğu şiirde hangi manaları ifade ediyorsa, onları o şiirin hemen altına kelimeler-açıklamalar başlığıyla kaydettik. Böylece, hiçbir şiirde, anlaşılmayacak bir tek kelime dahi bırakmadık. Öyle ki, kültür seviyesi ne olursa olsun, okuma-yazması olan ve 'Yunus'u anlama azmini taşıyan hiçbir insan, 'Şu kelimeyi veya şu ifâdeyi anlayamadım.' diyemeyecek.'

Yazar, Yunus Emre Deyişleri serlevhalı yedi ciltlik kitabını millî kültürümüzün alfabesi olarak nitelendirerek Bizim Yunus`un içten deyişlerine şu örnekleri veriyor:

Bu Yunus, Allah aşk ve sevgisiyle deli-dî vâne olup yollara düşen, dağlara düşen Yunus`tur:

Aşkın şarâbından içem,
Mecnû n olup dağa düşem,
Sensin dünü gün endî şem,
Bana seni gerek seni!

Bu Yunus, yakılıp havaya savrulan küllerinin bile orada 'Allah! Allah!' dediği Yunus`tur:
Eğer beni öldüreler,
Külüm göğe savuralar,
Toprağım anda çağıra,
Bana seni gerek seni!

Bu Yunus, öyle bir sevdâya düşmüştür ki, o yolda yana yana yürür, aklı başında mı yoksa dî vâne mi belli değildir. Yeller gibi eser, yollar gibi tozar, seller gibi akar:

Gönlüm düştü bir sevdâya,
Gel gör beni aşk neyledi.
Başımı verdim kavgaya,
Gel gör beni aşk neyledi!

Ben yürürüm yana yana,
Aşk boyadı beni kana,
Ne âkılem ne dî vâne,
Gel gör beni aşk neyledi!

Kâh eserim yeller gibi,
Kâh tozarım yollar gibi,
Kâh akarım seller gibi,
Gel gör beni aşk neyledi!

O, düştüğü bu yolda sular gibi çağlar, dertli ciğerini dağlar, Yaradan`ını anıp ağlar:

Akar sulayın çağlarım,
Dertli ciğerim dağlarım,
Dostum anuban ağlarım,
Gel gör beni aşk neyledi!

Bu Yunus, ilden ile gezer, diyâr diyâr dolaşır, hep Yaradan`ı anar. Fakat hâlini kimse bilmez, anlamaz:

Ben yürürüm ilden ile,
Dost anarım dî lden dile,
Gurbette hâlim kim bile,
Gel gör beni aşk neyledi!

Yaman Arıkan`ın yazmaya başlamasının üzerinden tam elli yıl geçmiş. Yarım asır boyunca millî , dî nî , edebî , içtimaî mevzularda neşrettiği telif ve tercüme eserlerle okuyucularının ruh cephelerini takviye etme gayretiyle Türkiye sathını edebî mektep hâline getirmeye gayret eden Yaman Arıkan`a hayırlı ömürler niyaz ediyorum. İnşallah yakın zamanda Kültür Ocağı Vakfı`nda Ü stadımız adına düzenlenecek vefa gecesinde bir araya geliriz; '

`height=

Yaman Arıkan

(1937-2021)

1937 yılında Manisa-Salihli nin Gökeyüp köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde bitirdikten sonra öğretmeninin ısrarlı istekleri üzerine babası onu şehre gönderip okutmak istedi. Ancak, mâlî -mâddî imkânları elvermediği için buna muvaffak olamadı. Küçük Yaman, babasının keçi sürüsünü gütmek üzere çobanlığa başladı.

Ne var ki, Gökeyüp köyünün yeşil ve serin dağları ona adeta zindan geliyordu. Bir şekilde kaçıp şehirde tahsilini devam ettirmek için plânlar düşünmeğe başladı. Bu maksatla tasarladığı bir plân gereğince, Salihli nin pazarı olan bir çarşamba günü, gütmekte olduğu keçi sürüsünü dağda bırakarak şehre geldi.

Pazar için şehre gelmiş bulunan köylülerinden, 6 kişiden 10 ar liradan 60 lira borçpara alarak İstanbul un yolunu tuttu. Orada yokluklar, zorluklar ve sıkıntılar içinde, ortaokulu Beyoğlu Ortaokulu nda, liseyi de ülkemizin seçkin liselerinden olan Kabataş Erkek Lisesi nde okudu.

Daha sonra İstanbul Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi ne girdi ve Filoloji Bölümü nü bitirdi. 1967&ndash 1987 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde yazarlık yaptı. Bu arada telif-tercüme, yirminin üzerinde esere imza attı. En kapsamlı çalışmasını ise YÛ NUS EMRE üzerine yaptı. 7 Haziran 2021 tarihinde Allah ın kendisine verdiği süreyi tamamladı, vefat etti. Evli ve dört çocuk babasıydı. Arapça, Farsça ve İngilizce bilmekteydi.

Eserleri

-Telif Eserleri-

İslâm Ahlâk ve Fazî leti
Gençlere Dî nî Bilgiler
Türklük Gurû r ve Şuû ru
Aklın Sesi veya Sağlıklı Çözüm
Yayınlanmayan Mülâkaat veya Bâb-ı Â lî `den Hâtıralar
Unutamadıklarım

İki Millî Mürşî d
Azrâil`e Meydan Okuyan İki Türk
Bizim Yû nus
Millî Varlık ve Bekaamızın İki Temel Direği
Ne Çabuk Unuttunuz
Yû nus Emre ve Deyişleri (7 cild)
Yû nus Emre ve Sergilenen Maskaralıklar
Yû nus Emre ve Mukaddes Görevi
Vuslata Eren Derviş Yû nus Emre
İki Mustafa mız

`height=

-Tercüme Eserleri-

Hak Yolcusunun Düstû rları (Ahmed Rufâî )
Gavs-ı Â zam Seyyid Abdülkadir Geylânî `nin Sohbetleri
Gafletten Kurtuluş &ndash 2 Cild (Ebülleys Semerkandî )
Müzekkin Nüfus (Eşrefoğlu Rû mî `den sâdeleşdirme)
İlâhî Nizâm (Gazâlî )
İlâhî Ahlâk (Gazâlî )
Kırk Esas (Gazâlî )
 bidler Yolu (Gazâlî )
 rifler Yolu (Gazâlî )
Ey Oğul (Gazâlî )

Ledün Risâlesi (Gazâlî )
Nû r Kandili (Gazâlî )
Va`z Risâlesi (Gazâlî )
Mukaddes Merdivenler (Gazâlî )
Kıstâs-ı Müstakî m (Gazâlî )
Mî râcüssâlikî n (Gazâlî )
Kavâidü`l-Akaaid (Gazâlî )