YÖK ün resmi internet sitesinde yayımlanan  rapora göre (İstanbul da 47 ve  Ankara da 13 olmak üzere 11 farklı ilde) Türkiye deki Vakıf Yükseköğretim Kurumları`nın sayısı 77 ye ulaştı.  Vakıf üniversitelerinde  öğrenci  sayısının ortalaması yaklaşık 6 bin olmakla birlikte 9 vakıf üniversitesinin 20 binin üzerinde öğrencisi bulunuyor.

Rapordan: Mezun vermiş olan vakıf üniversiteleri dikkate alındığında, 48 üniversitede kadrolu  öğretim üyesi  sayısının 100 ün, 27 vakıf üniversitesinde kadrolu öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının 40 ın üzerinde. 

Raporda 'Öğretim üyesi sayısı arttırılmalı öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı oranı düşürülmeli' denildi.

AY: Doğru bir karar ama, yabancı ülkelerde Dr. sını yaparak ülkeye dönenler bir sürprizle karşılaştı ve giderken tanına kurumlarının dönüşte denkliklerinin kaldırıldığını gördüler. Bu bir mağduriyet yarattı ve yıllardır verdikleri mücadele bir sonuçvermedi;  

Yine 50d`lilerin Dr.sını bitirdikleri gün, üniversite ile ilişkilerinin kesilmesi ayrı bir sorun yarattı. Zaten, böyle b,r kadronun açılması yanlıştı. Gençler, nasıl olsa Dr. bitinceye kadar bu yönetmelik düzeltilir ve yetişmiş insan gücünü kaçırmak istemezler diye düşündü. Ama, beklenen olmadı. YÖK, kapı gibi durmaya devam ediyor. O zaman, nitelikli ve ehliyetli Öğr.Ü y. kadrosu nasıl artacak?

2006-2016 arasında Y.Dil sorularını çalarak, jüriler ayarlanarak, dosyalara bakılmadan 5000`e yakın akademisyen Doç. olmuştu. Bununla ilgili de YÖK ve Cumhurbaşkanlığı bir adım atmadı. Akademi, sürekli kan kaybediyor. Kendi ellerimizle, yanlış/taraflı ilanlarla kurumları mahvediyoruz.

Rapordan: Vakıf Ü niversitelerinin kütüphane alanları ile kütüphanede yer alan basılı kitap sayıları da paylaşıldı. Buna göre, öğrenci başına düşen kütüphane alanına ilişkin olarak vakıf üniversitelerinin 2018 ve 2021 yıllarına ait verileri karşılaştırıldığında, 28 üniversitenin öğrenci başına düşen kütüphane alanının %50 den, 5 tanesinin ise %25 ten fazla büyüdüğü ortaya çıktı. Öğrenci başına düşen 'kitap sayısına' ilişkin olarak ise yine aynı yıllar arasında 23 vakıf yükseköğretim kurumunun 'öğrenci başına' kitap sayısının % 50 den, 11 tanesinin ise %25 ten fazla arttığı görüldü. Raporda, bu iyileşmeye rağmen, ulaşılan sayıların pek çok üniversitede yeterli bulunmadığı ve takip edildiği belirtildi.

AY: Elbette her üniversitenin kütüphanesinin olması güzel düşünce de bu bütçelerle nasıl olacak? Kütüphane için yaptığı harcamaların ortalaması 469 bin 906 TL. İstanbul`da 13 Devlet ve 45 Vakıf olmak üzere toplam 58  üniversite vardır. Ayrıca,  bir  üniversiteye  bağlı olmayan 4 Vakıf Meslek Yüksekokulu  var. Sizce, 58 kütüphane mi kurulmalı, yoksa merkezi noktalarda 5-6 Merkezi Kütüphaneler mi kurulmalı? Acaba, bu konuda, Şehir Hastaneleri örnek olabilir mi? İyi bir planlama yapılarak, bütçelerin boşa gitmesi önlenebilir.

Rapordan: Aynı dönemde reklam ve tanıtıma harcanan toplam rakamın 124 milyon 590 bin 536 lira, ortalamasının ise 949 bin 491 lira. Bu rakamın kütüphaneye yapılan harcamaların ortalaması ile kıyaslandığında 2 katı olduğu görüldü. Bir önceki yıl bu oran 4 katı olarak gerçekleşti ve alınan kararlarla getirilen sınırlamalar sonucu bu oranın azaldığı anlaşıldı' denildi.

AY: Her üniversite, özellikle Vakıf Ü niversiteleri, öğrenci kazanmak için çok reklam bütçesi ayırıyorlar. Elbette, bu kütüphane bütçesinden fazla oluyor. Bu konuda engel konabilir mi? Engel konulması doğru mu? Bizce, bu gibi işlerle uğraşmak yerine, kampüsü olmayan, binalarda açılacak/açılan üniversitelere izin vermemek gerekir. Öğrenci, üniversitede kampus hayatını yaşamalıdır, aidiyet böyle kazanılır.

Rapordan: YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A.  Yekta Saraç  ise rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, 'İlk kez 2018 yılında yayımladığımız rapor ile 2021 yılı raporumuz kıyaslandığında bazı üniversitelerdeki bilhassa kütüphane alanları ve kapalı mekânların artışı dikkati çekmektedir. Öğrencilerimiz için çok olumlu olan bu gelişmelere benzer bir şekilde vakıf yükseköğretim kurumlarındaki reklam ve tanıtım giderlerinin düşmeye, Ar-Ge harcamalarının yükselmeye başlaması Yeni YÖK ün şeffaflık ve açıklık politikasının kaliteye etkisini göstermektedir' dedi.

AY:  Kütüphanelerin artmasının ve reklam bütçesinin azalmasının 'şeffaflık ve açıklık' politikasının etkisi ile olduğunu zannetmiyoruz. 'Kaliteye etki' ancak 'nitelikli öğretim kadrosu', 'laboratuvar', 'araç-gereç' v.b. donanımlarla olur. Akademik ilanların kontrol edilemediği, alan lisansı mezunu olmayanların Dr.Öğr.Ü y. veya Doç. olarak atanması, Doç. lik kriterlerinde uygulanmayan ya da keyfiyete bırakılan kararların yer alması, üniversiteler lisans eğitimlerinin çıktılarının alınmaması, Dr. programlarının çok fazla artırılması, Y.lisans ve Dr. da yapılan tezlerin alana bir katkısının olmaması v.b. sorunların 'şeffaflık ve açıklık' politikası ile acilen çözülmesi gerekmektedir.

'Güzel Sanatlar Lisesi', neden 'Güzel Sanatlar Kız Lisesi' oldu? 

Çamlıca`da bulunan Ahmet Ratıp Paşa Köşkü, uzun zamandır restorasyondaydı, burası önceden Çamlıca Kız Lisesi`nin yemek ve yatakhanesi olarak kullanılıyordu.

Geçen ay bir vesileyle gündeme geldi, yapılan açıklamaya göre, buraya Güzel Sanatlar Kız Lisesi açılmıştı .

Güzel Sanatlar Lisesi, ülke genelinde 95, İstanbul`da ise 10 taneydi ve bu GSL`ler geçen yıl çeşitli üniversiteler himayesine alınmıştı.

Gelen bilgiye göre, İstanbul`da her ilçeye bir GSL kurulması planlanıyormuş ki, bunun kim/kimler tarafından planlandığını ve gerekçesini bilmek isteriz. Çünkü, ülkemizde bilinçsiz/siyasi yapılan her çoğalma enflasyon yaratıyor.O nedenle bu kararın karşısındayız. Önemli olan kurulanları nicelikten çıkarıp nitelikli hale getirmektir. GSL`nin sorunlarını bir panelimizde 'Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri SonuçRaporu' dile getirmiştik. 

Geçen ay Ü sküdar`daki A.R.P. Köşkü`nde  'Güzel Sanatlar Kız Lisesi' açılmış. Bu da yanlış bir karar olmuş. Çünkü, Güzel Sanatlar ve Müzik alanında kişinin cinsiyetine bakılmaz. Sınıflarda, atölyelerde ayrım yapılamaz..Yetenekler Allah (C.C.) tarafından verilmiştir.Cinsiyet, sadece analitik bir kategori olarak araştırma konusu olabilir. 

GSL`ler siyasete kurban edilmemelidir Bu anlayıştan Güzel Sanatlar ve Müzik alanına sinerji çıkamaz.Kısaca, bu okulun adı da 'Güzel Sanatlar Lisesi' olmalıdır.

`height=

Zaten,İHL`lerde, son yıllarda Güzel Sanatlar ve Müzik alanı çalışmaları artmıştır.Ayrı müzik  eğitimi almak ya da çocuğunu 'ayrı eğitime' ermek isteyenler için  İHL`ler çok fazladır. 2018 de 4 bin 340 olan İHL, 2019 da 13 Uluslararası Anadolu  İHL, 311 i sınavla öğrenci alan Proje Anadolu  İHL, 1590 Anadolu  İHL, 3 bin 535 İH Ortaokulu olmak üzere 5 bin 138`e ulaşmıştır.

`height=

Not: Bu tür kararların kim/kimler tarafından alındığını merak etmekteyiz. Ü st makamlar, 'ilgili kurumlara danışmadan' karar alıyorsa  alıyorsa yanlıştır. İlgili kurumlara danışılıyor da, onlar da MEB ile kötü olmayalım diyerek susuyor ve evet diyorsa bu daha da yanlıştır. Bakan.Yard. ve Mesleki Öğretim`den sorumlu Prof.Dr. Mahmut Özer`den bu konuda bir açıklama beklemek hakkımız olsa gerekir.