Orta sınıf kaldı mı? 1 Haziran, 2002 Capital dergisinde Prof. Dr. İlber Ortaylı ile orta sınıf üzerine bir röportajını okumuştum. İlber Hoca şöyle diyordu: 'Türkiye`deki iktidarların orta sınıfı kuvvetlendirme çabası hiçolmadı. Gerçek anlamda bir orta sınıf yaratılamadı Türkiye`de.'

https://www.capital.com.tr/ekonomi/makro-ekonomi/orta-sinif-kaldi-mi

Orta sınıfın tarihsel değişimini anlattığı röportajı yukarıda verdiğim linkten okuyabilirsiniz. 2002 Ak Parti`nin iktidara geldiği tarih! Araba o günden bu yana bir 'orta sınıf' uluşabildi mi?

Aristo 'Politika'da 'Yönetim, orta sınıfın elinde bulunmalıdır' der. Aristo (Aristoteles), içinde bilgi ile bilme etkinliğinin geçtiği her alana katkıda bulunmuş, Batı ve Doğu düşüncelerini etkilemiş en mühim birkaçfilozofdan birisidir. Yunan politik hayatını kavramada eşsiz olan Aristo döneminde, Yunan medeniyetinin klasik dönemi, bugün anladığımız manasıyla demokrasiden bir takım farklılıklara haiz olunması ve şehir-devletin kalıplarının dışına çıkılmaması gibi nedenlerden dolayı siyasal ve toplumsal manada erimeye yüz tutmuştu. Bu süreçiçerisinde kaleme aldığı eseri Politika, onun geniş ve tutarlı sistemindeki siyaset anlayışının olgun bir meyvesi olarak kabul edilir. Eseri, hocası Eflatun un Devlet indeki diyaloglarla aktardıklarının eleştirisini de içermektedir. Politika daki devlet iyi bir şey yapmak için toplanmış bir bütündür ve Aristo için devlet şehir-devlettir.

Aristo yönetimin orta sınıfın elinde bulundurmanın önemini şu şekilde açıklar:

Bütün ülkelerde üçsınıf vardır bir sınıf çok zengindir, diğeri çok fakir ve üçüncüsü bunların arasında yer alan sınıftır. Sınıfların en ılımlısı ve ılımlılık yolunda refahın nimetlerine sahip olabilecek sınıf da bu sınıftır. Bu sınıfın insanları akıl ve mantıkla hareket etmeye hazırdırlar. Çok güçlü olanlar, zengin bir ailede doğanlar veya sonradan zenginliğe erişenler veya öte yanda çok fakir ve çok zayıf olanlar veya durumlarından çok utananlar akıl ve mantık yolunda kolaylıkla gidemezler. Bu iki grubun birincisinden şiddetli ve büyük suçlular, ikincisinden ise hırsızlar, dolandırıcılar ve küçük çapkınlar çıkar. Onların iki tür suçkarakterize eder: birincilerin suçları, ellerindeki güçve şiddetten ikincilerinki derbederlik ve çapkınlıktan çıkar. Küçük çapkınlıklar, askerlik ve kamu hayatında görev alabilecek tarzda disipline tabi tutabilirlerse de, onların bu iki göreve karşı duydukları tiksinti ve kendilerindeki suçişleme temayülleri devlete zarar verir.

Ü lkedeki refahın sağladıklarından fazlasıyla nasiplerini alanlar, yani talihlerini iyi olanlar, zenginler, güçlüler ve yüksek mevkilerde dostları bulunanlar ne otorite isterler ne de otoriteye boyun eğmeye hazırdırlar. Kötülük, onların evlerinde başlar, İçinde yaşadıkları lüks ve bolluktan ötürü daha çocuk yaşlarında okula başladıkları zaman bile itaat etme itiyadını hiçbir zaman öğrenemezler.

Öte yanda, çok fakirler haysiyetlerinden çok şet kaybetmişlerdir. Böylece, bu iki grubun oluşturduğu bir şehir, hür insanlardan oluşan bir şehir değil, kölelerden ve efendilerden oluşan bir şehirdir: bir tarafta tepeden bakanlar, diğerinde haset edenler ve kıskananlar. Bir ülkede de dostluk ve iyi vatandaşlık için bundan daha öldürücü bir şey düşünülemez, zira iyi vatandaşlık, dostluk ve arkadaşlığa yol açar

Ama insanlar birbirlerine düşman oldukları zaman da aynı yolda yürümek istemezler.

Bir şehir, mümkün olduğu ölçüde eşitler ve benzerlerden oluşmalıdır, Eşitler ve benzerlerdir ki, orta sınıfı oluştururlar. Bundan böyle, orta sınıf vatandaşlarından oluşan bir ülke en iyi şekilde yönetilir onlar, bizim tabirimizle bir devletin tabii unsurlarıdırlar. Bir devletin sınırları içinde, kendilerini en çok güven içinde hissedenler, orta sınıf mensuplarıdırlar, zira onlar fakirler gibi komşularının mal ve mülküne göz dikmezler diğerleri de onların mal ve mülküne haset etmez. Gözlerini zenginlerin mal ve mülküne dikenler fakirlerdir. Orta sınıfa mensup olanlar, ne diğerleri aleyhine dolaplar çevirdiklerinden ne ede başkalarının onlar aleyhine dolaplar çevirdiklerinden hayat yolunda güven içinde ilerlerler.

Demek oluyor ki en iyi siyasi bir topluluk orta sınıf vatandaşlarından kurulur ve orta sınıfın büyük, mümkünse diğer iki sınıftan da büyük olduğu ülkeler muhtemelen iyi yönetilir, çünkü orta sınıf ülkedeki dengenin bozulmasını bir sınıfın diğeri üstünde hakimiyet kurmasını önler.