`height=

Değerli okuyucularımız, bugün sizlere sofralarda mutfaklarda hiçeksik olmayan fakirliğin sembolü olarak da dile getirilen kuru soğan üzerine bilgi paylaşımında bulunacağız;

Hani türkülerde konu edilen, 'Soğan ekmek yiyelim dön gel Zeynep`im' veya 'Yiğit muhtaçolmuş kuru soğana, bilmem söylesem mi söylemesem mi?' mısralarında duyguları net olarak dile getirmeye yarayan soğan;

Soğanın antibiyotik etkisi olduğu eski çağlardan beri biliniyor. Ama hepimiz kokusundan rahatsız olduğumuz için çok fazla tüketemiyoruz;

İşin önemine dikkatleri çekebilmek için önce birkaçönemli birkaçbilgiyi sizlerle paylaşayım.

Sonrasını ister okumaya devam edin ister itmeyin;

Soğan iyi bir kan temizleyicidir.

Soğan, kanı arındırır, kan dolaşımını hızlandırır, vücuttan toksinleri atar. Soğan çok iyi bir dezenfektandır. Soğan hızlı yara iyileştiricidir; Soğan mukus sıvılaştırıcıdır. Soğan soğuk algınlığı ve gribe karşı çok iyi gelen bir besindir.

Fakat bu rahatsızlıklardan şifa bulabilmek için soğanı sadece yememiz lazım gelmez.

Peki, başka ne yapmalıyız?

Örnek vermek gerekirse

1) Soğanı dilimleyip yatak ucunuza koyduğunuz zaman ne olur biliyor musunuz?

Şöyle birkaçsoğan dilimlerini bir tabağa yerleştirerek yatak başınıza koyduğunuzda ve odanızın kapısını kapattığınızda (kapıyı kapatmayı unutmayın) sabaha kadar solunum yollarınızın açıldığını göreceksiniz. Sinüslerinizin rahatladığını hissedeceksiniz;

2) Soğanı lapa haline getirip göğsünüze sürerseniz, balgam attırıcı olduğunu göreceksiniz. Dahası kabızlığınıza da iyi geldiğini göreceksiniz.

3) Soğan Dilim Ağrı Kesiyor;

Ayak sinir uçlarımızda 7 bin tane sinir ucu olduğunu biliyor musunuz? İşte soğan dilimlerini romatizma ağrılarının olduğu yere, ya da ayağınızın altına yerleştirip bir gazlı bez ile veya çorapla sarıp o şekilde uyuduğunuzda hem vücudunuzun dinlendiğini hem de ağrılarınızın geçtiğini göreceksiniz.

4) Tansiyonunuz çıktığında eğer ayak tabanınıza rendelenmiş soğan koyup bir süre beklerseniz rahatladığınızı da göreceksiniz.

Soğan yurdumuzda çoğu yerde birçok türü olmakla birlikte her tarafta yetiştirilmektedir.

Haziran &ndash Temmuz- Ağustos ayları arasında yeşilimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, 30-100 cm boylarında bir bitkidir.

Soğan çok eskiden beri bilinen kültür bitkilerindendir. Sümerler döneminden beri yetiştirildiği ve kullanıldığı, tarihî belgelerden anlaşılmaktadır.

Türkiye`de soğan üretimi yapılan bölgelerin başında Karacabey ve yöresi gelmektedir. Bu bölgede ziraatı yapılan soğan çeşitleri Kantartopu, İmralı ve Yalova 12`dir. Kantartopu yuvarlak, hafifçe basık, kırmızı kabuklu ve depolamaya dayanıklıdır. İmralı ise uzunca oval, kırmızı-kahverengi kabuklu, lezzetli ve bu bölgede tutulan bir çeşittir. Yalova 12, sarı soğan olarak da adlandırılır ve kantartopu çeşidinden seleksiyon yoluyla elde edilmiş beyaz etli, göbekli bir çeşittir.

Nasıl yetiştirilir?

Soğan ekilecek arazi sonbaharda 20-25 cm derinlikte pullukla sürülür. Şubat başından itibaren tav elde edilince biraz daha az derin olmak üzere tekrar sürülüp gübrelenir. Elde edilecek baş soğanların büyük ve dayanıklı olması için potaslı ve fosforlu gübre atılır ama fazla azotlu gübreler soğanlarda dokunun gevşek olmasına ve çabuk çürümesine sebep olur.

Hazırlanıp gübrelenen toprağa mart-nisan aylarında tohum ekilir. Dikimden bir ay kadar sonra çeşitli aralıklarla çapalama ve bakımı yapılır. Normal olarak soğan fazla suya ihtiyaçduymamasına rağmen, lüzumunda sulama yapılır. Soğanlar belli bir iriliğe erişip toprak üstü kısmının üçte ikisinin sararması, hasat zamanının geldiğini gösterir. Sökülen soğanlar ya örülerek veya çuvallanarak depolanır.

Tohum olarak kullanılan arpacıklar, serpme olarak metrekareye 5 gr hesabıyla ekilir. Sulama, kaymak kırma, seyreltme ve çapalama yapılmaz. Bu sebeple büyümezler ve böylece yaz sonunda soğan gibi hasadı yapılarak depolanır ve tohum olarak kullanılır.

Soğan nerelerde kullanılır?

Soğan çok eski çağlardan beri yemeklere çeşni veren bir sebzedir. Yeşil yaprakları ve kuru yumruları kullanılır. Soğanın içinde C vitamini bulunur ve besleyici ve iştah açıcı bir besindir. İçinde bulunan kükürtlü bir madde soğana acılık verir, gözleri yakar ve yaşartır.

Soğan, mikroplara karşı koyma gücünü arttırdığından, bir memlekete gelenin önce biraz çiğ soğan yemesi sıhhati için iyidir. Soğandan sonra kereviz veya sedefotu yenirse, fena kokusu gider. Peygamberimiz 'Soğan ve sarımsağı pişmiş olarak yiyiniz.' buyurdu. Çiğ de yenir. Müslümanları rahatsız etmemek için, soğan-sarımsak yeme konusunda elbette ki câmiye, toplantıya, bir görüşmeye vb. giderken dikkatli olmalıdır.

Soğan nice derde devadır

Kırmızı soğan türleri vardır. Bunlar meme ve kolon kanseri hücrelerini yok etmede en etkili olanlardır. Soğanların, kanserin önlenmesinde önemli bir rol oynayan kuersetin adı verilen güçlü bir bileşikleri vardır.

Yine Soğanda bulunan kükürt bileşiklerinden biri olan (S-metilsistein) ve kuersetin vücuttaki kan şekeri seviyesini kontrol etmede etkilidir. Soğanda bulunan kromun, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olabileceği belirtilmektedir.

Soğan iltihap ve alerji gidericidir.

Soğan hücrelerin histamin salmasını doğal olarak engeller. Böylece alerji tedavisine de yardımcı olur. Kuersetinin antihistaminik özellikleri de yukarıda da örnek verdiğimiz gibi burun tıkanıklığını azaltmada önemli bir imkandır. Soğanın antibiyotik etkileri yara iyileşmesi de ayrı bir pratik sağlık bilgisidir.

İşte bu sebeple astım ve alerjik rinit gibi, sinüzit gibi solunum rahatsızlığına sebep olan sorunları bulunanların soğanı bol tüketmeleri önerilir. Çünkü soğanda bulunan prebiyotikler burun tıkanıklığının giderilmesine ve böylece rahat bir nefes almaya dolayısıyla da uyku düzeninin sağlıklı olmasına sebep olur;

Soğan gözlere de iyi gelir

Soğanda kükürt olduğunu belirtmiştik. İşte bu göz merceğini olumlu etkiler ve göz sağlığına katkı sağlar. Soğan onun için gözlere de iyi gelir. Ayrıca antioksidan görevi gören ve glokom, maküler dejenerasyon ve katarakt riskini azaltan glutatyon adlı proteinin vücutta üretimi konusunda vücudu uyarır. Yine içinde bulunan selenyum gözdeki E vitamini ile birlikte göz hücrelerini korumaya yardımcı olur. İçindeki diğer ekstraktlar kornea bulanıklığına iyi gelir.

Soğan dişlere de iyi gelir

Evet soğan diş çürümelerine de iyi gelir. Dişleri çürüten bakterilerin soğan sayesinde azaldığı bilinmektedir. İçindeki tiyosülfinatlar ve tiyosülfonatlar (kükürt bileşikleri) bu görevi görmektedir. Ayrıca C vitamini bakımından zengin olduğu için hem dişlerin sağlıklı olmasına katkı sağlar hem antibiyotik özelliği iltihaplanmaların önüne geçer;

Soğan saçlarımızın canlanmasına ve büyümesine de katkı sağlar. Antibakteriyel ve antifungal bakımından zengindir soğan. Bu sebeple saçların beslenmesine ve büyümesine katkı sunar.

İçindeki bol miktarda bulunan sülfür içeriği ve antioksidanlar saçlardaki incelme, kırılma ve erken grileşmeyi de önler. Böylece saçların büyümesinde yardımcı olan kan dolaşımına destek olurlar.

Soğan zihnimizi geliştirir

Soğan antioksidan bakımından oldukça zengin bir sebzedir. Dolayısıyla beyindeki zararlı toksinlerin de vücuttan atılmasını sağlar. Soğan ekstraktlarının hipokampusu koruduğu bulunmuştur. Uzmanlar soğandaki sülfür bileşiğinin zihin bozukluğunu iyileştirdiği ve hafıza kayıplarını durdurmaya yaradığını belirtmektedir. Ayrıca soğanın baş dönmesine, epilepsi ve vertigo gibi hastalıkların tedavisine de iyi geldiği faydalı olduğu belirtilmektedir.

Daha nice faydaları vardır soğanın;

Acılı Adana kebabının yanında, çoban salatasında, ciğer kebabın yanında bolca kullandığımız soğanlar, vücudun ateşinin düşürülmesinde de etkilidir. Menopoz dönemlerinin hafif geçirilmesinde etkilidir. Oksidatif stresi azaltma için de tavsiye edilmektedir.

Soğandaki fitokimyasallar, C vitamini ile birlikte bağışıklığı güçlendirir.

Çiğ soğan, kötü kolesterol (LDL) üretimini düşürür. Soğan suyu dahi bazı yanıklarda anında rahatlamaya sebep olur.

Soğan vücudumuzun doğal koruyucusu, doğal dostudur;

Sağlıklı, hayırlı uzun ömür dileklerimizle;