Ne kadar iyi ya da kötü bir insan olduğunun bir önemi yok. Sana sülük gibi yapışanların senin iyi ya da kötü olmanla kesinlikle hiçbir ilgisi yok. Tek dertleri hayatta kalmak ve işlerini yürütmek. 

Seninle işleri bitene ve başka birine tutunana kadar onlar için iyi bir insansın! Seninle işleri bittiğinde, seni lekelemeye başlarlar. Asalak insanlar başka bir insana tutunmadan asla yaşayamazlar. Küflü, nemli havayı severler. Ortalığı karıştırmak, kaos yaratmak onlar için çok önemlidir. 

Onlar, kin ve nefret tohumlarını saçarak insanları birbirine düşürür, kendi rantını ve rahatını sağlar. Onlar için kan ve gözyaşı bir nimettir. 

Müslüman halkların düştüğü derin girdapların arkasında sülük gibi yaşayan parazitler vardır. 

Bu asalakların, Amerika yerlilerini, Afrikalı ve Hintli halkları köle gibi sömürdükten sonra İslam'ı baş düşmanları haline getirmeleri ve Müslüman kanıyla beslenmeleri tesadüf değildir. 

Yüzyıllar önce uyuşturdukları Müslüman halklar birbirlerini öldürürken Müslüman görünümlü Haçlıları Ortadoğu'ya sürmekten çekinmediler. Çanakkale savaşlarını bu açıdan da düşünmekte fayda var. Oradaki o şanlı direniş ve kutlu zafer, bağımsızlığımızın simgesidir. 

Tüm dünyaya Çanakkale cephesinin müdafaası ile aynı zamanda vatan müdafaasının da dersini vermiş olduk. Bir toprak parçasının ne kadar değerli olduğunu herkese öğrettik.  

14-15 yaşlarındayken bıyığı bile terlememiş, kalem tutan eller vatanı için şehit olmaktan çekinmemiştir. Çanakkale, inancın ve azmin zaferidir.  

Çanakkale Savaşları ile ilgili ciltler dolusu kitap yazanlar bile bugünden bakınca o ruhu yeterince aktaramadı, anlatamadı. Çanakkale ruhu turistik geziler düzenlenerek anlaşılamaz, hissedilemez. 

Çanakkale bir varoluş destanıdır. Çanakkale, inancın başarısıdır. Çanakkale ruhunu her zaman yüreğinizde taşıyıp, özünüze sahip çıkabilirseniz şehitleriz huzur içinde uyuyacaktır. 

Bugün için PKK, PYD gibi terör örgütleri haçlılarının güncellenmiş hali gibidir. İmanla küfür arasındaki mücadele hiçbitmeyecekmiş gibi devam etmektedir. 

Nebi İbrahim'i ateşe atarak yakmak istedikleri gibi, bugün de aynı haset, kin ve nefret içindedirler. 

Antik Yunan'da bilimi, felsefeyi ve inancı korkusuzca, canını feda edercesine savunanlara karşı takınılan tavırla, istenen fetvayı vermediği için hapse atılan İslam büyüklerine karşı takınılan tavır arasında hiçbir fark olmadığı için tarih tekerrür etmeye devam ediyor.  

Kim İslam'ı ve imanı yüceltmeye kalkarsa, birileri hemen fitne çıkarmaya çalışır. 

Merhum Adnan Menderes'i, Turgut Özal'ı, Necmettin Erbakan'ı ve onların siyasi mücadelelerini nasıl unutabiliriz? 28 Şubat Darbesini de, 15 Temmuz Darbe girişimini de unutma lüksümüz yok. 

Bugün için PKK, PYD terör örgütleri ve onların uzantıları haçlılarının güncellenmiş hali gibidir. İmanla küfür arasındaki mücadele hiçbitmeyecekmiş gibi devam etmektedir. 

AK Parti hükümetlerini baskı altına almaya çalıştılar. İstedikleri gibi yönetemediklerinde hemen kriz çıkarmaya giriştiler, istediklerini alamayınca terör eylemlerine başvurdular.  

Bizler halen Çanakkale ruhuyla direnirken, onlar haçlı zihniyetiyle bizimle savaşıyorlar. 

Ülkemizde ve dünyada İslam'ın ve imanın nuru sönene kadar sülük gibi davranmaya devam edecekler. Sülük gibi kan emecekler ve faydalı olduklarını söyleyecekler ama her zaman zararlı olacaklar. 

Bu kan emicilerin bitmeyen hesaplarını alt üst edecek bir Rabbimiz var çok şükür... 

Bu kan emicilere fırsat vermezsek, ikiyüzlülüklerini anlarsak onları kendi pisliklerinde boğarız. 

Yeter ki dilimize, dinimize ve bayrağımıza sahip çıkalım, bu tür kişilere karşı uyanık olalım ve amaçlarına ulaşmadan önce önlemlerimizi alalım.