Bir zengin cimrinin, mezar taşında şunlar yazılıydı: Toplamayı yapar, çarpmayı yapar, hayatta hiççıkarmayı bilmezdi öldükten sonra varisleri bölmeyi öğrendiler. İzmirli Haşmet Uslu.

Cimrilik bazen insanı gülünçdurumuna düşürür. Ne kadar oldu bilmiyorum bir haber okumuştum. Haber şöyleydi: Gitta J. (66) adlı bir Alman kadın, pahalı cenaze nakil masraflarından kaçınmak için İngiltere`de ölen eşi Kurt Willi J.`yi (91), hava yolu şirketi Easyjet ile normal bir yolcu gibi Berlin`e göndermeye çalıştı.

Gitta J, ölü eşini, üvey kızı Anke A. ile birlikte Liverpool John-Lennon havaalanına tekerlekli sandalye ile götürdü.

Bilet kontrolünün yapıldığı gişede yetkilinin Kurt Willi J.`ye birkaçkez sağlık durumunu sorduğu, cevap alamaması üzerine de doktor çağırdığı, doktorun Kurt Willi J.`nin 24 saat önce öldüğünü tespit ettiği kaydedildi.

Bu durum üzerine Gitta J. ve Anke A.`yı gözaltına alan polis, ölen adamın yakınlarının, 3 bin 300 avroluk cenaze nakil parasını ödememek için Kurt Willi J.`yi bu şekilde Berlin`e götürmeye çalıştığını tespit etti.

Hele cimrilik denince aklıma Mervan b. Ebu Hafsa`nın pişmiş kelle hikayesi gelir. Mervan b. Ebu Hafsa cimriliğinden et yemiyordu. Ta ki, fazlasıyla iştahı çekinceye kadar; Fazlasıyla iştahı çektiği zaman hizmetçisini gönderir, çok ucuz olduğu için bir kelle aldırır, kelle yerdi. Kendisine denildi ki:

-Yaz kış daima pişmiş kelle yediğini görüyoruz? Nedir bunun hikmeti bize anlatsan.

&ndash Ben pişmiş kellenin fiyatını biliyorum. Hizmetçinin bana ihanet edeceğinden eminim. Pişmiş kellede beni kandırmaya gücü yetmiyor ve bir de baş, hizmetçinin yiyeceği birşey değildir. Çünkü eğer hizmetçi bir gözüne, kulağına veya yanağına dokunsa derhal anlarım. Bir de baştan birkaççeşit et yiyorum. Gözü bir çeşit, kulağı diğer bir çeşit, dili bir çeşit. Hulkumu bir çeşit, beyni başka bir çeşit! Bütün bunlarla beraber pişirmek masrafından da kurtulmuş oluyorum. İşte benim için başta bu kadar faydalar vardır. Bundan dolayı baş yiyorum.

Cenap Sahabettin cimriliği şöyle tanımlar: 'Bazısının eli verir, gönlü vermez. Bazısının da gönlü verir, eli vermez. Her ikisi de cimridir.'

Cimrilikle alakalı mesnevide şöyle bahsedilir. Cimriliği ahmaklık olarak tabir edilir. Ahmak, dünyâya dört elle sarılır dünyâya ve dünyâ malına âşıktır. Cimri malını ne yer, ne de yedirir. Çünkü nekesin malı, canından kıymetlidir. Onun malını alacağına canını al, daha iyidir.

Cimri kişinin bir paylaşımda bulunacağı zaman kendisinden sanki bir parça kopuyormuşçasına rahatsız olur adeta;

Cimrilik sadece para pulla alakalı da değildir. Cimriliğin farklı şekilleri da vardır. Duygusal cimrilik, sosyal cimrilik ve psikopatik cimrilik gibi. Psikopatik cimrilik en tehlikeli olandır. Çünkü burada cimri kişilik yapısının yanı sıra zalimlik de vardır. Ekonomik güçedinmek için psikolojik baskılar ve şiddet uygulanabilir. Örneğin psikopatik cimrilik özelliklerine sahip bir iş adamı, çalışanlarının hakkını vermez, onları sömürebildiği kadar kullanır. Vergi gibi devlete ait ödemelerini yapmaktan kaçınır, vergi kaçırmak için her usule başvurur. Eline fırsat geçtiğinde yolsuzluk yapmaktan kaçınmaz. Bu nedenle psikopatik ve sosyopatik cimriler, olağanüstü ekonomik kazançlar elde edebilirler. Köleliğin temelinde de sosyopatik cimrilik vardır.

Cimri olan kişi kendini aşırı önemser. Başka insanların çıkarları önemli değildir.

Yani cimrilik, kendini beğenmişlik ve diğer kişilere güvensizlik ile ilişkilidir.

Cimri olan kişiler, sevgilerini gösterirken de cimridir. Kontrolü elinden kaybetmek istemezler. Sevgi gösterirken bile hesap kitap yaparlar. Cimri insanlar kesinlikle bencil ve narsist kişilerdir.

Cimri kişiler, kendilerini güvensiz hissetme eğiliminde olduğu için, var olan paralarını da harcama konusunda isteksizdirler. Ellerinde olan parayı tuttukları için, maddi durumları da çoğunlukla iyidir. Onlar için parayı ihtiyaçlarına harcamak, muhtaçlara yardımda bulunmak çok zor bir olaydır. Sadece kendisine değil, yedi sülalesine yetecek maddi gücü olsa bile, az bir para kaybında sanki iflas etmiş ya da batmış gibi kendilerini kötü hissederler.