2018-2019 Eğitim-öğretim yılı sona erdi.

Bu yazıda çocuklarla ilgili iki metni paylaşacağım.

İlki Halil Cibran`a ikincisi de ait çocuklara dair şiir, diğeri ise Abraham Lincoln un oğlunun öğretmenine yazdığı mektuptur.

Halil Cibran şunları söylüyor:

'Ve bebesini göğsüne bastırmış bir kadın dedi ki

'Bize Çocuklar`dan söz et!'

Ve o dedi ki:

'Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değil.

Onlar Hayat`ın kendine duyduğu hasretin oğulları ve kızları.

Onlar sizinle gelirler ama sizden değil.

Sizinle birlikte olsalar da size ait değil.

Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil,

Çünkü kendi düşünceleri var onların.

Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını değil.

Çünkü ruhları geleceğin evinde yaşar

Oraya düşlerinizde bile gidemezsiniz.

Onlar gibi olmaya çabalayabilirsiniz,

Ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın.

Çünkü hayat geri geri gitmez, dün ile oyalanmaz.

Sizler yaysınız ve çocuklarınız bu yaylardan fırlatılan canlı oklar.

Okçu sonsuzluk yolundaki hedefi görür.

Okları tez ve ırak gitsin diye var gücüyle gerer sizi O.

Okçunun elinde gerilmek size mutluluk versin.

Çünkü O, uçan oku sevdiği kadar dengeli yayı da sever.'

Abraham Lincoln un oğlunun öğretmenine yazdığı mektup ise şöyledir:

'Öğrenmesi gerekli biliyorum, tüm insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat bunu da öğret ona her alçağa karşılık bir kahraman, her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona.


Zaman alacak, biliyorum, fakat öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini de öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı. Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını...


Eğer yapabilirsen ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona sessiz zamanlar da tanı: Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği...


Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi...


Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona. Herkes birbirine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma...


Tüm insanları dinlemesini öğret ona. Fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret!


Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utançolmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini...

Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.

Ona nazik davran, fakat onu kucaklama çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun. Bırak cesur olacak kadar sabrı olsun.

Ona her zaman kendisine karşı derin bir inançtaşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inançtaşıyacaktır.

Bu büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsen, bir bak bakalım...
O ne kadar iyi, küçük bir insan oğlum.'

Hepimizin bu metinlerden çıkarması gereken nasihatlerin olması gerektiğini düşüncesindeyim.

Bu vesile ile öğretmen ve öğrencilerimize hayırlı tatiller diliyorum.