`height=

Kıymetli okuyucularımız, 1 Aralık 2018 Cumartesi günü Türkiye`de akupunkturun kurumsallaşmasının önderi Dr. Nüzhet Ziyal`e Pendik Özel Belge Hastanesinde 'Dr. Nüzhet Ziyal`e Saygı Günü' düzenlendi. Dr. Nüzhet Ziyal`in her biri meslekte duayen olmuş öğrencileri, dostları ve hastaları bu muhteşem organizasyona büyük ilgi gösterdiler. Programın adı gibi hakikaten saygı günü ve tam bir vefa örneğine şahit olduk. Bunun en temel sebebi de hocamızın her daim 'Halka hizmet, Hakka hizmettir','Halka hizmet edeni Hak yüceltir, evladım' demesindendir. Ve herkesin gönlünde de Hak onu yüceltmiştir.

Organizasyonu Prof. Dr. Turgut Göksoy düzenledi. Hocamız, Turgut hoca ile bu organizasyonu birlikte yapmamı lütfettiler. Ben de 'hocam bu projeyi Turgut hoca bizden önce tasarlamış ve size sunmuş. Hoca benden bir görev ister ise memnuniyetle yaparım'dedim. Sağolsun Turgut hoca her şeyi en ince detayına kadar hazırlamış. Özellikle salonun ambiyansı ve hafif müzik ortamında edebi bir şiir tarzındaki Nüzhet Ziyal biyografi sunumu hepimizi mest etti. Kendilerine bu vesileyle sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygı gününe hocamız Dr. Nüzhet Ziyal kıymetli eşi Rezzan Hanımefendi ile birlikte teşrif etti. Saygı gününe yurdun dört bir yanından katılan öğrencileri arasında kendisine en uzun süre öğrencilik ve birlikte mesai yapmış İsmail Maraş Hocamız da vardı.

Saygı Günü programı, ülkemizin kurucusu Atatürk`e bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardından Prof. Dr. Turgut Göksoy 'Günün anlamı ve bir akupunktur Sevdalısı Dr. Nüzhet Ziyal' başlıklı konuşmasını yaptı. Göksoy konuşmasında Dr. Nüzhet Ziyal`in çocukluğundan günümüze kadar hayatının özetini sundu. Ü stadımızın, hüzün ve başarı dolu çocukluk ve eğitim hayatının özeti anlatılan sunumda Dr. Ziyal`in akupunkturla tanışması ve akupunkturun kurumsallaştırılmasıyla ilgili süreci kronolojik olarak anlatıldı.

Önce Japonya sonra Çin

Hocamız İstanbul Ü niversitesi Tıp Fakültesi`nden 1946`da mezun oluyor. 1952`de Süreyyapaşa Sanatoryumu`ndan Göğüs Hastalıkları Uzmanlığını alıyor. Türkiye`nin ilk altı göğüs hastalıkları uzmanından biri ve Süreyyapaşa Sanatoryumunda ilk göğüs hastalıkları klinik şefliğini yapıyor. Yoğun bir klinik çalışma ve uzmanlık süreçlerinden geçtikten sonra 1970 senesinde Londra`da Oxford yaz okulunda olan kızını ziyarete gittiğinde kızının sınıf arkadaşının annesinin orada astım için akupunktur tedavisini olduğunu müşade ediyor. Kendisi onca yıldır göğüs hastalıkları uzmanı olmasına rağmen astımı medikal olarak tedavi edebilmiş değil henüz. Detaylar ve incelemeler sonucunda akupunktura sevdalanan hocamız, hemen villasını satarak şartlar gereği önce Japonya`ya gidiyor ve eğitim alıyor. Sonra Çin`de doktor Kuan`ı bulup ondan eğitim alarak Türkiye`de akupunktur ile ilk olarak astım tedavisine başlıyor. Ardından birçok hastalıkta da başarılı uygulamalar yapıyor.

Takip eden yoğun klinik uygulamaların sonunda üstadımız 1982 yılında Akupunktur Derneğini kurarak eğitimler için kurslar açıyor. Çok uzun ve yıpratıcı süreçlerden sonra üstadımız her engeli yılmadan aşıyor. En sonunda sağlık bakanlığı hocadan yönetmelik için çalışma yapmasını istiyor. Taslak hazırlanıyor ve 1991 yılında Türkiye`de ilk defa akupunktur bilimsel bir tedavi olarak resmen kabul ediliyor. Takip eden yıllarda da üstadımız Türkiye Akupunktur Derneği başkanı olarak yüzlerce doktora eğitimler veriyor. Bu eğitimlerden alınan sertifikaları da sağlık bakanlığı kabul ediyor.

Hocanın bu zorlu ve başarı dolu süreçte birçok ödüller alıyor, birçok uluslararası akupunktur derneğine üye olan üstadımız bu arada da 'Bilimsel Akupunktur' ve 'Bir akupunktur Sevdalısı' isimli eserlerini kaleme alıyor.

`height=

En kıdemli hekim

96 yaşındaki üstadımız ülkemizde halen aktif görev yapan en kıdemli hekim rekorunu da elinde bulunduruyor. Davetlilerce ayakta alkışlanan konuşmaların ardından programda 'Akupunktur Derneğinin Kuruluş Öyküsü ve Türkiye`deki Akupunktur Yayınları' konulu Prof. Dr. Baha Çelik Türkiye`nin Dünya Akupunktur Kuruluşlarıyla ilişkisi' konulu Dr. Murat Topoğlu 'Türkiye`nin Akupunktur Önderi Dr. Nüzhet Ziyal' konulu, İ.Ü . Cerrahpaşa Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Ü yesi Prof. Dr. Kemal Nuri Özerkan ve 'Bilimsel Akupunktura Dr. Nüzhet Ziyal`in Katkıları' konulu, İstanbul Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. İlhan Öztekin birer konuşma yaptılar.

Nüzhet Ziyal: 'Rabbime şükrediyorum'

Teşekkür konuşması için kürsüye davet edilen üstadımız 'Bu kadar güzel sözlere nasıl mukabele edeceğimi bilemiyorum çok zordayım' diyerek başladığı konuşmasında önce uzaktan yakından teşrif eden tüm öğrencilerine hastalarına ve davetlilere teşekkür etti.

Ü stadımız teşekkür konuşmasında şunları kaydetti:

'Muhterem arkadaşlar, muhterem beyefendiler ve sevgili hastalarım çok kıymetli kurs öğrencilerim, hepinize hoş geldiniz diyor sevgilerimi saygılarımı sunuyorum.

Bu konuşmama başlamadan önce beni 96 senedir yaşatan, her türlü imkânı bahşeden, ilahi bir ilmi öğrenmeme imkân veren, büyük kazalardan kıl payı kurtaran mahkeme kapılanından cumhurbaşkanı sofralarına kadar bana yardım eden yüce Rabbime şükranlarımı sunarak başlıyorum.

72 senelik aktif hekimlik çalışması sonucuna, Türkiye`nin en yaşlı çalışan hekimi olarak Sağlık Bilimleri Ü niversitesi rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl ve TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman tarafından ayrı ayrı ödüllendirildim. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız aynı sebeple köşke davet etti. Kendilerine müteşekkirim.

Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Dünya Kongresi Başkanı olarak beni desteklemişti. Kore Kongresinde de bize destek vererek bizim Kore`de devlet töreniyle karşılamamızı sağlamıştır. Nur içinde yatsın.

Değerli dostlar, Akupunktur ilmine hizmette dünya kongresinde şeref madalyası aldım. Türkiye`ye akupunkturu bilimsel olarak ilk defa getirmenin onurunu taşıyorum. Stockholm Dünya Kongresinde Fahri doktora payesi ve cübbesi verildi. İngiltere, Almanya ve Japonya`da ve daha pek çok başarılı bir 46 senelik bir akupunktur uğraşım var.

Bugün burada aziz dostum Prof. Dr. Turgut Göksoy`un çok uğraşarak bu toplantıyı tertiplemesi benim için ayrı bir onur ve zevktir. Kendilerine teşekkür ediyorum.'

Ü stadımız konuşmasını kendisine jest yapan isimlere teşekkür ederek tamamladı. Saygı günü alkışlarla Hoca`ya plaket takdimiyle son buldu.

Nüzhet Ziyal i anlamak;

Ü stadı bir programda anlatmak mümkün değil elbette. Ü stad sadece yukarıdakileri yapan bir hoca değildir. Onun mücadelesi bunların çok üstündedir. Yukarıda yazdıklarımız buzdağının görüneni esasen. Ü stad 70 li yıllarda İstanbul un en tanınmış simalarından ve kalburüstü kesimin doktoru. Maddi ve manevi olarak en üst seviyede bir yaşama sahip. Elit-Aristokrat camiasından... Tüm bunlara rağmen yüreğinin sesini dinleyen hoca, hastaları için herkes ve her şeyinden vazgeçmeyi dahi göze alıyor. İngiltere de gördüğü Akupunkturu öğrenmek için Dünya nın öbür ucuna kadar gidiyor. Onun tek derdi bu tedavi yöntemini öğrenip hastalarına faydalı olabilmek. Düşünün bir kere hocanın bulunduğu ortam çevre ve dünya bakışı ile en yakın arkadaşlarından bile ne kadar tepkiler gördüğünü; Nasıl olurda koskoca Nüzhet Ziyal o dönemlerde sözde tıpla alakası olmayan! şarlatanlık sayılan! kabul görmeyen tıp dışı bir alana girebilir. Bu kabul edilemez! Hocamızın verdiği mücadeleleri düşünün artık. Hangi akıllı! durduğu yerde bu kadar rahatını bozar ki? Ardından bitmiyor sürekli sağlık müdürlüğüne şikayetler, mahkemeler, iftiralar, hastalarında komplikasyon araştırmaları vs... yıllarca devam ediyor. Bundan dolayı Hoca akupunkturda Türkiye nin duayeni falan değil, Dünya da bu işin en tepesi ndeki adam Çünkü Dünya`daki akıpunktur otoritelerinin böyle bir mücadelesi yok. Onun kadar klinik tecrübe ve uygulama mevcut değil hiçbirinde. Hekimliği ve işine hakimliği o kadar üst seviyede ki yıllarca süren suçlamaların sonunda hepsini hakkı ile kazanmış bir bilim adamıdır. Ü stadımız onlardan fersah fersah ötesindedir. Hocanı verdiği mücadelenin büyüklüğünü ve yüceliğini bu gözle bakarak emsalsiz olduğunu görürsünüz.
O halka hizmet etti Hak da onu yüceltti.
Herşey için teşekkür ederim muhterem hocam...
Not: Acizane tavsiyem Bundan sonra her yıl 1 Aralık gününü 'Nüzhet Ziyal i anlama ve saygı günü' olmasını tavsiye ediyorum. Bu hayat ve hikayesini her yıl özellikle yeni mezun olan sağlık profesyonellerine anlatmak, onların geleceğine ışık tutması açısından son derece mühim olduğunu düşünüyorum.