Bu maçta Galatasaray`ı herkes favori olarak görüyordu ama beklenen galibiyet gelmedi. Çünkü Galatasaray oyunun ilk yarısında yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. Bu tip maçlarda, eline geçen fırsatları değerlendireceksin, atamazsan strese girersin. Nitekim öyle oldu. İlerleyen dakikalarda Fenerbahçe`nin direnci arttı. Maçın adamı Fenerbahçe kalecisi Altay, çok kritik kurtarışlara imza atmasına karşılık Galatasaray`ın kalecisi Fatih`e pek iş düşmedi. Tabii ki bunda Galatasaray`ın savunma oyuncularının payı büyük. Maçta sarı kart görmesine rağmen, Lyuindama mücadeleden kaçmadı ve ekstra enerji ortaya koydu. Galatasaray 6 kez tehlike bölgesine girerken Fenerbahçe 22 kez ceza sahasında topu oyuncularla buluşturdu. Ancak sarı lacivertliler kaleyi görmekten bir hayli güçlük yaşadı.

Bu sezon Taylan ve kaleci Fatih ile birlikte tüm maçlarda sahada 90 dakika kalan, Marcao, bu maçta da hatasız oynadı.

Maçın 23 dakikasında, Falcao topla buluşup tam ceza sahasına girecekken, Tisserand, topu eliyle oynadı. Hakem Ali Palabıyık ise sarı kart çıkartmakla yetindi. Var incelemesine rağmen bariz gol şansı olarak değerlendirmedi. Ceza çizgisinin hemen yanında tehlikeli bir noktada olan bu duran top şansını Falcao çok kötü kullandı. Zaten bu pozisyon dışında maçboyunca da Falcao pek görünmedi, Fenerbahçe defansı arasında kayboldu gitti. Falcao gibi Emre Kılınçda etkili olamadı bu maçta.

Fenerbahçe ikinci yarıya daha iyi başladı. Pasla rakip sahaya çıkan Galatasaray`ı 45 dakikadan 70 dakikaya kadar arası iyi baskı yaparak sahasından kolay çıkmasını engelledi. Tabii ki bunda Galatasaraylı futbolcularının yorgunluğunun da etkisi var.

Fatih Terim her ne kadar oyuncularını rotasyonlu kullanmış olsa da, Galatasaray bir Perşembe-Pazar oynaması oyuncuların yorulduğunu gösteriyor. Özellikle takımının ileri çıkmasında topu kullanmada aktif rol üslenen Marcao`nun yeterince dinlenme şansı olmadı. Çünkü Pazar gecesi Başakşehir karşısında ve Perşembe Hajduk Split karşısında 90 dakika takımı için büyük efor sarf etmişti. Aynı şekilde Taylan`ın da yorgunluk hissetmesi normal karşılamak gerekir.

Buna bir de sakatlığından dolayı takımda yerini alamayan Saracchi olmayışı da eklersek, Galatasaray ın hızlı atağa çıkmasını etkileyen faktör diyebirim.

Galatasaray her ne kadar, galip gelememesine üzülse de, uzun lig maratonunda sahasında aldığı golsüz beraberlik fena sayılmaz. Önemli olan Perşembe günü Rangers ile oynanacak play-off maçı. Çünkü 1 Ekim`de oynanacak Rangers-Galatasaray maçı Türk futbolu adına artık hayati bir önem taşıyor. Geçen sezon sonu UEFA ülkeler sıralamasında 11. basamağa düştük. Eğer şu an bulunduğumuz 11`inci basamaktan 12`ye düşersek, şampiyonumuz her halükarda play-off turu oynayacak. 13`üncülüğe düşersek şampiyonumuz ve kupa galibimiz bu kez 2 ön eleme turu oynamak zorunda kalacak.

Bu sezon Başakşehir ve Sivasspor zaten otomatik olarak gruplara kaldılar. Ancak bu takımlarımıza Galatasaray`ın da eklenmesi çok önemli. Zira Rangers, sıralamada hemen altımızda bulunan İskoçya`nın kalan iki temsilcisinden biri. Hem ülkemize puan gelecek, hem de  İskoçya`nın bir takımı devre dışı kalmış olacak. Ayrıca 13`üncü Ukrayna da yola 3 takımla devam ettiğini belirtelim. Yani 1 Ekim`deki Rangers-Galatasaray maçı, Türk futbolu için artık hayati öneme haiz.

Geçen yıl puan yükünü çeken Başakşehir, bu sene biraz formsuz. Sivasspor`un da Avrupa da çok bir tecrübesi yok. İnşallah takımlarımız bu sene Avrupa da başarılı olurlar. UEFA ülkeler sıralamasında tekrar yükselişe geçeriz.  Galatasaray da bu yükselişte lokomotif olur.