Bu yazımda, Türkiye`ninilk betonarme apartmanı unvanıyla mimari ve toplumsal tarihimizde tartışılmazbir önemi olan, Harikzedegân (Yangınzede) Kat Evleri`nden bahsedeceğim.İstanbul`un son büyük yangını 13 Haziran 1918 tarihliSultan Selim yangını idi. Yangına maruz kalanların tez elden iskan edilmesi enbüyük problem olarak görünüyordu.Devlet, en zor günlerinde altından kalkamayacağı bu felaketleri vatandaşlarının yardımseverliği ile aşmaya çalıştı. 'Harikzedegân İanesi (Yangınzedelere Yardım)' adıyla kampanyalar düzenlendi. Halkın dayanışma gücü ve yardımseverlik duygusu henüz kaybolmamıştı ki büyük meblağlar toplandı. 7500 evin yandığı Fatih-Vefa yangını ardından padişah Mehmed Vahideddin`in başkanlığında, eski sadrazam Tevfik Paşa`nın 2. başkanlığında kurulan Harik Komisyonu etkili bir yardım kampanyası düzenledi.

Hilafet ve Saltanat merkezinin imarı maksadının gözetilmesiyle padişahın başkanlığında kurulan komisyon tarafından toplanmasına teşebbüs edilen yardıma, Sultan Vahideddin 5 liralık bağışta bulunmuştu.

Harp zenginlerinden uluslararası şirketlere, savaştan çıkmış ülkenin harabeye dönmüş yoksul kentlerinden Osmanlı dünyası dışındaki Müslüman topluluklara kadar bağış zinciri genişledi. Ü stelik devlet yangınzedelere yardım için bağışlarla yetinmemiş, Şirket-i Hayriye vapur ücretleri ile Galata köprülerinin geçiş ücretlerine yaptığı zammı yangınzedelere yardım olarak tahsis etmişti. Sonuçta bağışlar ve diğer gelirlerle 500 bin lira kadar bir para toplandı. Harik Komisyonu bu paranın çarçur edilmesine fırsat verilmeden yangınzedelere konut inşa edilmesi için kolları sıvadı ve harabe İstanbul`un imarı yolunda bir adım atıldı.Binanın inşaatı dolayısıyla Hattat Kamil (Akdik)Efendi tarafından yazılan, Sultan Vahideddin`in övüldüğü bir belge davetlilertarafından imzalanır. Bu belge atlas keseye konulup, altın, gümüş, nikelsikkeler ile birlikte demir ve platinden mamul bir boru içinde temelebırakılır. Yangınzede 12.495 ailenin sefaletten kurtulması, hilafet merkezi olanİstanbul`un harabelikten kurtarılıp bayındır hale getirilmesi dileklerinin yeraldığı metin aynı şekilde bütün gazetelerde yer almıştır. Bundan sonrakurbanlar kesilip Kuran okunur ve tören dualarla sonlanır.

Laleli`de bulunan bu bina, Ekim 1920`de temeli atılan Türkiye`nin ilk betonarme apartmanıydı. Mimar Kemaleddin Bey tarafından yapılan bu binanın inşaat mütareke döneminde de devam etmiş ve 1922 de bitirildi. Proje tamamlandığında 25 dükkân ve 124 daireden oluşan ilk çok katlı sosyal konut projesi Laleli`de yükselmiş oldu.Daha ziyade İstanbul`un yangınlarla perişan olmuş bir bölgesini mamur hale getirmek, şehri modern bir yapı ile tanıştırmak maksadına yönelik bir proje olduğunu söylemek daha doğru olur. Yapıldığı yıllarda ilk önce yangın mağdurları kabul edilir. Müstakil evlerde oturmaya alışmış insanlara cazip bir mesken olamadılar, apartmanlara rağbeti çok alt düzeyde kaldı.

İstanbul kentinin yaşam alışkanlıklarının dışında tasarlanmış bir ortak kullanım alanı önerisi vardır. Hepsi ortak alana açılan ev-odalar burada barınan insanların sosyal yaşantısını kökten değiştirmiştir. İçe kapalı yaşayış, burada zorunlu bir paylaşımı gerekli kılan mimari şartların yönlendirmesiyle dışa dönük hale gelmiştir. Ortak kömürlük, çöp odaları, çamaşırhane gibi birimler o günün koşulları kadar sonraki uzun yıllar için de çok sıradışı ve 'lüks' kabul edilen uygulamalardır. Öyle ki, zor durumdaki aileler için yapılan bu yapı varlıklı ailelerden de büyük rağbet görmüş, daire fiyatları yükselmiştir. Yapılış amacındaki zaruriyetin üstünde bir maliyetle ele alınan bu yapılar, kentte mimarinin sosyal yaşam ve sosyal tabakalaşma ölçütlerini ne denli değiştirebileceğine önemli bir örnektir.

Boş kalan bazı daireler yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti`nin memurları için ikametgah olarak tahsis edilir. Bir süre Harik Komisyonu tarafından idare edilen apartmanın yönetimi, çıkan sorunlar nedeniyle 7 Haziran 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul Şehremaneti`ne devredilir. Belediyenin elinde de fazla kalmaz ve yeni dönemde çok önem verilen Türk Hava Kurumu`na (THK) tahsis edilerek Harikzedegân ismi yerine Tayyare Apartmanları olarak anılmaya başlar.
Artık Tayyare Apartmanlarının ilk kiracılardan az bir kesim haricinde kiracı profilinin yangınzedelerle hiçalakası kalmadı.

Bu tarihten sonra da, apartmanlara rağbet oldukça artmıştı. Tayyare Apartmanları hatırlı ve kalburüstü kimselerin mekânıydı artık.

Hayat pahalılığının acımasızca hüküm sürdüğü 2. Dünya Savaşı yıllarında emsallerine göre oldukça lüks daireler çok ucuz fiyatlarla kiraya verilince boş daire bulunmaz oldu. O yıllarda 73 ailenin 5 yıldır ev kiralamak için sıra beklediğinden bahsedilir. Bir süre varlıklı aileler için farklı ve prestijli bir tercih olan apartman, daha sonraları gelir düzeyi yüksek ailelerin daha mutena semtlere gidişi ve yeni yapılaşmanın o merkezlere yönelmesiyle birlikte eski görkemini kaybeder.
Yıllar içinde bakımsız kalan ve gözden düşen binalar daha sonra lüks turistik otele dönüştürüldü.