Bir umuttur yaşamak… 

İnsan yaşadığı talihsizliklerden ve başına gelen kötü olaylardan hüzün duyar. 

Hüzün, kalbin derinliklerinde hissedilen acıdır.  

İnsanlara rahatsızlık veren şeyin, olayların kendisi değil, bunlara getirilen yorumların ve bakış açılarının olduğunu söyler, Filozof Epiktetos… 

  

İnsan; en az kendiyle konuşur,  

İnsan; en az kendini suçlar,  

İnsan; en az kendine öfke duyar, 

İnsan; en az kendini dinler,   

Ve dahi insan en az kendini anlar… 

  

Gün geceye karışır, gece güne…  

Haftalar, aylar birbirini kovalar.  

Mevsimler mevsimleri takip eder.  

Yıllar birbirinin üzerine biner de biner…  

  

Akrep ve yelkovan aralarında amansızca yarışırken, bir ömür törpüsüdür zaman, eğeleye eğeleye, içten içe insanı tüketir ve sessizce alır başını gider… Ve geride acı ve tatlı hatıralarıyla bir avuç hüzün, bir yığın gözyaşı ve bir yudum mutluluk bırakır...  

  

Her şeye rağmen, insan, "geride bıraktığı izlerle" yoluna devam eder... 

  

Sakın durma… 

Sakın pes etme…  

Sakın umudunu yitirme… 

Ve sakın umma… 

Ummak, başkasından beklemektir… 

Sen yürümeye, yol almaya devam et... 

Bil ki, hayat akıp giderken, sen hüzünlüsün diye hiç kimse durup sana yol vermeyecek. 

  

Umut, hep vardır… 

Umut, güzel bir duygudur.  

Umut, hep ileri gitmemizi ister. 

Umut, içimizde esen meltem havasıdır.  

Umut, inananları hep dinç ve canlı tutar... 

  

Her sabah dünya yeniden kurulurken… 

Ve hayat devam ederken…  

Bazen bir hüzün, bazen bir umuttur yaşamak… 

Hasan Yakup CANGÜVEN