Bir netmiş bir net değilmiş. Bu net olmayan net bazen yakınları uzaklara bazen uzakları yakınlara götürürmüş.Net gittik net gitmedik ne çok ne az gittik öylece dümdüz gittik.

'Net`i Nettin gâri ' 

Adı net kendisi net olmadığı için yaptıkları, sundukları da net değilmiş. Net olmadığı için kendisine yalan havuzu, her şey uzmanı, süzme dolandırıcı, süzmeyen süzgeç, doğruyu eğriye eğriyi doğruya karıştıran bir tuzak diyenler de olmuş. Kurt mu kuzu mu bir türlü anlamadığımız bir net`miş bu.

İyi olana iyi kötü olana kötüyü verirmiş. 'Ne verirsen elinle o gider seninle.' anlayışını tam olarak yansıtan bir net`miş. Kötünün kötüsü, kedinin patisi, insanın katısı varmış içinde. İyinin iyisi, meyvenin sebzenin görüntüsü de varmış. İçinde dışında ne varsa o sızarmış ekrana ve ekrandan zihinlere sonra gönüllere girermiş.

Girermiş girmesine ancak kömür karası kalpleri göz alıcı parlak güzellikleri de 'net' inşa edermiş. İnşa ettiği kalplerden biri çöplük biri gül bahçesine dönermiş.

Bütün çizgileri belirgin olan, iyi görünen ya da iyi duyulan anlamına gelen 'net' değilmiş bu. Tam dersi her şeyi karıştıran, bağlayan öylece zamanı öldüren, üretmeyen nesillerin yetişmesi için gece gündüz çalışır, çalışır, çalışırmış. Hiçdurmaz oradan oraya o evden o eve, o telefondan o telefona dünyanın her yerini bıkmadan usanmada gezermiş. Kandırılmak isteyeni kandırır, evirir çevirir takla attırır her yalanı söyletir, her üçkağıtçılığı aktarırmış. Aktardıkça çorbaya dönen zihinleri kolayca kontrol edermiş.

Olumsuzluklar çabucak büyürken, milyon ve milyar takipçi kazanırken hak olanı, güzel olanı, iyi ve doğru olanı arayanlar üçbeş beğeniyle öylece ortada kalırlarmış. Net netliğini yapar ancak net olmayan insanlar 'netsizliği' 'net' deryasının içinde arar bulurlarmış. Olumsuzluklar bir çığ gibi büyürken iyi olan tomurcuk halinde kalır olgunlaşmaya bile zaman, imkân bulamazmış.

Sonra bir gün 'inter' isimli biri gelmiş. Tüm bilgisayarları birbirine bağlamış. Dünyada ne kadar bilgisayar varsa net ve inter sayesinde birbirine bağlanmışlar. Her bilgisayar diğer bilgisayarlar tarafından tanınmış. Sonra telefonları, tabletleri, elektronik her türlü cihazı birbirine bağlamışlar.

Kimin ne kadar sırrı varsa diğer bilgisayarlara taşımışlar. Bıkmadan usanmadan taşımışlar. Taşıdıkları bu sırlar o kadar çokmuş ki dev hafıza binaları, yer altı tünelleri kurmuşlar. Kimin ne kadar bilgisi, özeli, resmî olan olmayan neyi varsa bu dev odalarda biriktirmişler ve biriktirmeye devam ediyorlarmış.

Ü lkelerin ve insanların her türlü sırrını depolayan inter ve net sonra bu bilgileri istedikleri gibi kullanmaya başlamışlar. İnsanların kendi istekleriyle koydukları, paylaştıkları her türlü bilgiyi ve fotoğrafı başkasına göndermişler.

İstediklerini kral yapmışlar. İstemediklerini, sevmediklerini yalanlarla bıktırmışlar. Siz, siz olun inter ile net `in size sunduğu her imkânı bilinçsizce kullanmayın. İnter ile net her sırrı alır. Sonra insanı bayıltır ayıltır, kandırır, dolandırır, yalan söyletir, dert biriktirir ve bir gün bu olumsuzlukları aleyhinizde istediği gibi kullanır.

Net olmayan bu uçsuz bucaksız yalan ve sanal alemin cazibesine kapılmadan yoluna devam edebilen çok az insan kaldı. Sırlarımızı ve bizi daha yakından tanımak ve bütün bu bilgileri yine aleyhimize kullanmak için hiçdurmadan çalışıyorlar. 

İntersiz ve netsiz bir dünyada yaşamak, insan olarak kalmak mümkün olmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar.

Netin ve inter`in sadece iyilik, teknoloji ve insanlığın gelişimi için kullanıldığı günler çok yakında gelecektir diye umut edelim. Umut etmekle kalmayıp çalışalım. Her atılan yem için tavuk, her tavuk için de tilki olmayalım. Yemi üreten, tavuğu besleyen ve tilkiyi de tanıyan biz olalım.

Net ve inter tilkisi sizi her an kandırabilir. Tilkinin kargayı kandırıp ağzındaki peyniri kaptığı gibi. Ama bu tilkiler eski tilkilere de benzemiyor. Peynirle yetinmedikleri kesin. Bizi ve bize ait olan her şeyi almak isteyen tilkiler bunlar. Bu her şeyin içinde geleceğimiz de var geçmişimiz de var. Yalanları, hile ve oyunları kesinlikle biteceğe bezemiyor bu tilkilerin.

'Uyuma, uyandır, uyanık ol!' diyen tilkilere ya da yol yöntem gösterecek aslanlara ihtiyaçvar.

'Sakın ha! Net olmayan dünyada Inter`e güvenme!' diyen bir aslana hem de;

Güvendiğimiz dağlara kar da yağar taş da yağar borçda yağar dert de yağar.

İnter`in ve netin net olmadığını netsizlik içinde sırlarımızı kafasına göre dağıttığını, istediği gibi kullandığını gördük.

Kablolardan, uydudan muydudan vayfi(!) den mayfiden

İnter ve net düştü tabağımıza.
Karnımız da ağrıdı başımız da.
Kandırınca bizi attı on takla.
Artık çıksın şu ağzındaki bakla!
Bu son şanstır artık kendini akla!

Adı net kendisi net değil,
Sen sen ol sadece secdede eğil!
Ettin tüm dünyayı zır cahil.
Biz de artık dikkatle edelim tahlil.
Kaçma sen de ol bu konuya müdahil!

Bir net varmış bir net yokmuş.Net ölmeden ölmüş gönüllerin sayısı arttıkça artmış. Dünyayı avuçların içindeki küçücük cihazlardan yönetir olmuş. Çip takılacak diye bekleyenler çipin zaten takıldığını göremez olmuşlar. Net olmayan sanal dünyanın netsizliğini anlatan masal menüsünden soframıza düşenler bu günlük bu kadar olsun.

'Net`i nettin gâri!' diyen yapay zekalara selam durma zamanıdır :)