Öğretmenler odası, bir okulun kalbi gibidir. Arabanın motoru, uçağın kokpit odası ve onları yöneten en önemli noktadır, desek az bile söylemiş oluruz. Derslerin yorgunluğu, günlük konuların dile getirildiği, hayallerin, hayal kırıklıklarının ifade edildiği, öğrencilerin tatlı telaşı ve mesleki heyecanların harmanlandığı bu özel mekânda, her gün birbirinden farklı sohbetler en içten ve doğal haliyle döner. Peki, öğretmenler odasında neler konuşulur?

Öğrenciler her zaman ana temadır. Teneffüsteki bir koşuşturma, dersteki bir bakış, gülümseten ve duygulandıran haller, yaralı minik kalpler, ödevdeki bir eksiklik... Her öğrenci, öğretmenler odasında bir hikâyeye dönüşür. Bu hikayeler yazılmakta olan, kurgusu devam eden ama bir taraftan da sahnede canlandırılan hikayelerdir. Kimisi övgüyle, kimisi endişeyle, kimisi de tatlı bir tebessümle anılır. Öğretmenlerin ortak hedefi, her öğrenciye en iyi şekilde ulaşmak ve onları geleceğe hazırlamaktır, hiç şüphesiz.

Günlük mevzular da sohbetlere renk katar. Hava durumu, son çıkan filmler, ailevi gelişmeler... Bu sohbetler, öğretmenler arasındaki bağı güçlendirir ve samimi bir ortam oluşturur. Bir fincan çay eşliğinde edilen sohbetler, stres atmanın ve dayanışma duygusunu pekiştirmenin en güzel yollarından biridir. Bazen çay yerine filtre ya da Türk kahvesi ve onun da yanında neden bir Türk lokumu olmasın! Öğretmenler odası; öğretmenlerin doğal terapi alanı, huzur mekânı, dinlendiği, dertlendiği yerdir.

Öğretmenler odası, fikir alışverişi ve mesleki gelişmenin de merkezidir. Yeni eğitim yöntemleri, müfredat değişiklikleri, başarılı, ilginç, eğlendirici, sıra dışı ders planları... Öğretmenler, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak birbirlerini geliştirir ve yenilikçi çözümler üretir. Kıvılcımın yandığı odadır. Kibrit de kibritçi de onu yakan da öğretmendir ve hepsinin inşa edildiği, doğduğu, olgunlaştığı mekân burasıdır işte! Öyle sıradan bir mekân değildir yani.

Dersler, öğretmen özlük hakları, eğitim sistemi ve kitaplar da sıkça konuşulan konulardır. Öğretmenler, yaşadıkları sorunları dile getirir, çözüm önerileri sunar ve haklarını savunur. Eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve öğrencilere en iyi imkanların sunulması için ortak bir çaba gösterirler. En samimi eleştiriler burada yapılır. Resmi duvarların, maskelerin -bir yere kadar tabi- kaldırıldığı mekanlardır. Burada MEB, okul idaresi, eğitim öğretim kavramları, güncel meseleler, dersler ve öğretmenler kısacası eğitimle uzaktan yakından bağı olan kişi, kurum, kavram ne varsa eleştirilir. Bu eleştiriler olabildiğince doğaldır, içtendir. Not edilebilirse içinden çıkamadığımız birçok konunun çözümü bulunabilir bu konuşma ve eleştirilerde.

Farklı görüşlerin saygı gördüğü bir ortamdır öğretmenler odası. Herkes fikrini özgürce dile getirebilir, farklı bakış açılarına kulak verebilir ve ortak bir noktada buluşabilir. Bu sayede, öğretmenler odasında demokratik bir kültür ve hoşgörü ortamı oluşur.

Bu farklılıklar bir zenginliktir ancak sinir uçlarına ve sınırda olan davranış, söz ve durumlara dikkat etmekte yarar var. Geleneksel, dini, ahlaki, milli, manevi, aile konuları herkes için önemlidir. Bu konular kendi içinde farklı yorumlanabilir. Herkes bir diğerinin görüşünü, inancını, geleneksel değerini bir noktaya kadar idare eder. Dikkat edin, bir noktaya kadar diyorum! İşte o noktaya dikkat edilmezse öğretmenler odasının ahengi bozulur ve oda yangın yerine döner. Fikir savaşlarından sonra dedikodu savaşlarına, gruplaşmalara yol açar. Bu da eğitimcilerin kabul etmeyeceği durumlardır. O yüzden her öğretmen sınırını bildiği gibi başkasının sınırını da bilir, bilmelidir ve ona göre yol yöntem, muhabbet şekillenmelidir.

Öğretmenler odası, sadece sohbetlerin değil, dayanışmanın da evidir. Zor zamanlarda birbirine destek olan, sevinçleri paylaşan ve birbirinin yanında olan öğretmenler, bu özel mekânda adeta bir aile ortamı oluşturur. Araba alan birisi, nişanlanan, düğün yapan birisi varsa tatlılar yenir, iyi dileklerde bulunulur. Varsa bir cenaze; baş sağlığı dilenir, hüzünler konuşularak paylaşılır.

Öğretmenler odasında konuşulan her şey, ortak bir amaç için bir araya gelen insanların hikayesidir. Bu hikâyede, öğrenciler için en iyisini yapma arzusu, mesleki tutku ve insan sevgisi ön plandadır. Öğretmenler odası, geleceğe dair umutların ve hayallerin filizlendiği özel bir mekandır. Mekânın güzelliği insanın dilinde ve davranışta görünür. Yoksa mekân dediğin dört soğuk duvardan başka bir şey değildir.

Yazımızı öğretmenler odasında geçen sohbetlerden birkaç örnekle renklendirelim. Renkli mekanlar bakış açınızı değiştirebilir.

“Proje ödevlerini verdiniz mi?”

"Nisa, dersteki sunumunu çok güzel hazırlamış, çok gurur duydum."

"Mehmet'in son zamanlarda derslere ilgisi azalmış gibi, onunla konuşmam gerekiyor."

"Yeni müfredat hakkında ne düşünüyorsunuz?"

"Bu haftaki veli toplantısında neler konuşacağız?"

"Hafta sonu kim nerede, neyi planlıyor?

"Toplantıda belirlenen yeni kitap neydi? Bilen, okuyan var mı?

“Ordinaryüs bu hafta sonu mangal gibi yüreğiyle mangalda kül bırakmayacakmış, doğru mu?”

Öğretmenler odası, sohbetlerin, fikirlerin ve dayanışmanın kesiştiği bir noktadır. Bu özel mekânda, geleceğe dair umutlar filizlenir ve her öğrenci için en iyisi neyse çalışmalar ve konuşmalar o yönde olur.

Özetle, öğretmenler odası sadece öğrencilerin gelişimiyle ilgili değil, aynı zamanda öğretmenlerin mesleki gelişimiyle de ön planda bir mekandır. Farklı düşünce yapılarına sahip olan öğretmenlerin bir araya gelerek, fikir alışverişi yapmaları ve ortak noktalarda buluşmaları, öğretmenlik mesleğinin daha da ilerlemesine katkı sağlar. Bu da eğitim kalitesinin artırılmasına ve öğrencilerin başarısının desteklenmesine imkân vermiş olur.

Bu mekân, her günün başlangıcında müthiş bir güneşin değil yüzlerce “minik güneşin” yükselişine tanıklık eder. Burası, sıradan bir “oda” değil, aynı zamanda geleceğin mimarı olan öğrencilerin hayallerine yön veren bir mekandır. Mekânı anlamlı kılan “minik güneşlere” ve o güneşlere doğmayı ve batmayı öğreten adanmış yüreklere selam olsun!