Ne demişler;

Aşk ağlatır, dert söyletir.

Bu gün işleyeceğimiz konu, açıklanması biraz zor olmakla birlikte insan sağlığı için çok önemli olan bir konu.

Kolitis Ü lseroza;

Nedir bu?

Büyük tuvaletle birlikte kanamanın yanı sıra şiddetli ishal, kilo kaybı, karın ağrıları ve ateşle ortaya çıkan bir bağırsak hastalığıdır.

Kalın bağırsağın müzmin bir şekilde iltihaplanması söz konusudur.

İltihabi barsak hastalıkları sindirim sistemi kanalının kronik iltihabı ile karakterizedir ve en sık iki nedeni Crohn Hastalığı ve Ü lseratif Kolittir. Bu iki hastalık birbirine benzediği için iltihabi barsak hastalığı adı altında toplanmıştır.

Hastalığın görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişse de Batı toplumlarında daha sık görülür. En sık 20&ndash 40 yaşlarında başlar ama 55&ndash 65 yaşlarında da ortaya çıkabilir.

Her iki hastalık da alevlenmeler ve yatışmalar ile seyreder. Hastalığın alevlenme döneminde sindirim kanalında tutulan alan ödemli, şiş ve kızarıktır. Hastalığa ait belirtiler bu dönemde görülür. Alevlenme dönemini takiben oluşan sessiz dönemde hastalık kısmen yatışmıştır ve şikâyet yoktur.

Ü lseratif kolit sindirim kanalında sadece kalın bağırsağı ve rektumu tutar. Rektum tutulumu hemen daima vardır. Hastaların dörtte birinde hastalık sadece rektum tutulumuyla sınırlıdır. Tutulum miktarı hastalığın şiddeti ile orantılıdır. Crohn hastalığı ağızdan anüse kadar, sindirim kanalının herhangi bir bölümünü tutabilir, ama ince bağırsaklar (duedonum, jejunum, ileum) ve anüs çevresi genelde tutulur.

Sindirim sistemi...

Normalde vücut dış ortamdan tamamıyla yalıtılmıştır ve sterildir. Sadece üçsistemle dış etkenlerle direkt temas vardır. Deri, solunum sistemi ve sindirim sistemi. Bu üçsistemde de dış etkenlere maruz kaldığından vücuda zararlı maddelerin girmesini engelleyecek ve kendini koruyacak mekanizmalara sahiptir. Konumuz sindirim sistemi olduğuna göre bu konuyu daha ayrıntılı anlatalım.

Sindirim sistemi ağızdan anüse kadar bir tünel olarak düşünebiliriz. Ağızdan aldığımız besinler yemek borusuyla mideye iletilir. Burada mide asidi ve bazı enzimlerle parçalandıktan sonra ince bağırsağa geçer. Pankreastan ve ince bağırsaktan salınan sindirim enzimleri ile besinler en küçük yapı taşlarına ayrılır ve çoğu ince bağırsaktan emilir. İnce bağırsaktan kalın bağırsağa doğru gittikçe emilmeyen kısım posa olarak atılır.

Sindirim sisteminde bazı alanlar steril değildir. Normal mikrobiyal flora, sağlıklı insan vücudunda, zarar vermeden denge içinde yaşayan mikroorganizma topluluklarına denir. Örneğin ağzın ve kalın bağırsağın kendi florası vardır.

Sindirim sistemi dış ortamla içortam arasında bariyer oluşturur. Zararlı maddelerin kana geçmesini engeller. Sindirim sistemi hücrelerin özellikle barsak hücrelerinin müthiş bir yenilenme kapasitesi vardır.

Bazı enfeksiyonlar, kimyasallar, ilaçlar nedeniyle bağırsakların içduvarının zedelenmesi karın ağrısı ve ishale neden olabilir. Ayrıca emilim için gerekli olan barsak içyüzeyi zedelendiği için emilim bozukluğuna yol açar.

Bağırsak iltihabı neden olur?

İltihap, bizi enfeksiyonlardan ve diğer dış etkenlerden koruyan bağışıklık sisteminin bir cevabıdır. İltihap normalde kötü bir şey değil, aksine savunmanın bir parçasıdır. Ama vücut zararsız maddelere karşı da aynı etkiyi gösterir veya başlattığı iltihabı kontrol edemezse, iltihabın kendisi hastalığa neden olabilir. Sindirim kanalı iltihaplandığında doku şişer, kızarır ve kalınlaşır. Ağrılı yaralar (ülserler) oluşabilir ve bu yaralar kanayabilir.

İltihabi barsak hastalıklarının nedeni tam olarak bilinmiyor. İltihabi barsak hastalığının gelişiminde genetik, çevresel, enfeksiyöz, immunolojik (bağışıklık sistemiyle ilgili) ve psikolojik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Hastaların % 20-30`unun ailesinde veya akrabalarında bu hastalık vardır.

Bilinmeyen bir faktör veya bu faktörlerin birleşmesi sonucu bağışıklık sistemi tetikleniyor ve barsak duvarında kontrolsüz giden iltihabi bir reaksiyon başlatıyor. İltihabi reaksiyon sonucu barsak duvarı hasar görüyor ve kanlı ishale, karın ağrısına sebep oluyor.

Belirtileri nelerdir?

Hastalığın aktif döneminde görülebilecek belirtiler şunlardır:

*Karın ağrısı, kramplar şeklinde olabilir. Bazen akut apandisiti taklit bile edebilir.

*Kanlı ishal, ülseratif kolitte daha sık görülür.

*Dışkıda sümük benzeri akıntı (mukus) olması

*Sürekli tuvalete gitme isteği, rektumdaki iltihap nedeniyle olur. İltihabın derecesi arttıkça sistemik belirtiler ortaya çıkar, yani ateş, terleme, halsizlik, bulantı, kusma, eklem ağrıları.

*Kilo kaybı, özellikle Crohn hastalığında belirgindir. Çünkü ince barsak tutulumu emilim bozukluğuna yol açar.

*İştahsızlık.

*Kansızlık.

*Hastaların %10-20`si 'artrit, üveit, karaciğer hastalığı' gibi hastalığın barsak dışı tutulumuyla kendini gösterir.

*Nadir de olsa çocuklarda da görülebilir.

Komplikasyonları

*Ü lserlerden oluşan yaygın kanama,

*Bağırsaklarda yapışıklıklar ve buna bağlı tıkanmalar.

* Fistüller oluşumu

*Toksik megakolon ( akut bağırsak genişlemesi) oluşumu, ülseratif kolitin tehlikeli bir komplikasyonudur ve acil cerrahi tedavi gerektirir. Nadir görülür.

* Habaset, (kolon kanseri) Özellikle hastalığın ileri dönemlerinde kolon kanseri riski artar.

Nasıl teşhis edilir?

Teşhiste hastanın hikâyesi önemlidir. Alevlenmeler ve yatışmalarla süre giden karın ağrısı, ishal, ateş iltihabi bağırsak hastalıklarını düşündürür. Bununla birlikte

*Dışkı incelemesi,

*Tam kan sayımı,

* Sedimantasyon,

*Baryumlu Film,

*Endoskopi,

*Kolonoskopi,

*Sigmoidoskopi vb. gibi tahlil ve tetkiklerle teşhis edilebilir.

`height=

Kolitis ülseroza ve akupunktur tedavisi

*Klinik uygulamalarımızda, akupunktur tedavisi sonrası kolitis ülseroza vakalarında alevlenmelerin daha azaldığını ve daha çabuk geçtiğini müşahede ettik.

*Hastalık kontrol altına alındıkça kullanılan ilaçların dozunu azaltıyor bazen de ilaçsız takip edebiliyoruz.

* Akupunktur hastayı komple tedavi ettiği için vücudun bağışıklık sistemini dengeler ve direncini arttırır.

*Böylece hasta alevlenmeleri tetikleyebilecek yeni bir enfeksiyona daha az yakalanır.

*Daha az enfeksiyon demek daha az rahatsızlık demektir.

* Endorfin ve serotonin gibi maddelerin salgılanması için beyni uyarır. Böylece stres, depresyon gibi hallerin ortaya çıkmasını önler veya kontrol altına alır.

*Vücudu, iltihap etkilerini azaltıcı ve baskılayıcı özellikteki kendi steroidini salgılaması için uyarır. *Akupunkturun analjezik yani ağrı kesici etkisi vardır. Salınımını uyardığı endorfin ve enkefalinler bu etkiden kısmen rol sahibidir.

*Bağırsağın içve dış cidarının kanlanmasına ve beslenmesine sebep olur.

*Bağırsak boşaltım görevinin daha sağlıklı yerine gelmesini sağlar.

*Sindirim sistemini düzenler.

* Karaciğer ve böbrekleri uyararak vücuttaki toksinlerin atılmasını hızlandırır.