Takva nın üçmertebesi vardır:

1- Şirkten temizlenerek ebedi azaptan korunmak. Fetih suresinin 26. Ayet-i Celilesi buna işaret eder.

2- Büyük küçük bütün günahlardan sakınmak. Arâf suresinin 96. Ayet-i Celilesi ile bildirilen takva budur.

3- Kalbini Mevlâ dan meşgul edecek her şeyi terk etmek. Â l-i İmran suresinin 102. Ayet-i celilesi ile emredilen hakiki takva budur.

Hasılı takva, mertebesine göre ahirette zarar göreceği şeylerden kendini korumaktır. Takva sahibine müttaki denir. (Tefsir-i Beyzavi)

Abdullah bin Mutarrif (rahimehullâh):

'Sen iki adamla karşılaşırsın, birinin namazı, orucu, sadakası diğerinden daha çoktur, lâkin diğeri az ameli ile ondan daha çok sevap alır' dedi.

'Bu nasıl olur?' diye sordular. Dedi ki:

'Haramlardan ve haram şüphesi olan şeylerden sakınan kimsenin amelinin sevabı daha çoktur.' (Tefsir-i Taberi) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

'Siz şu altı şeyi yapacağınıza söz verin, ben de sizin cennete girmenize kefil olayım:

Konuştuğunuz zaman doğru söyleyin, verdiğiniz sözleri yerine getirin, size bir şey emanet edildiğinde hıyanet etmeyin, namuslarınızı koruyun, gözlerinizi haramdan sakının ve ellerinizi haramdan koruyun.' (Müsnedüş-Şihab)

Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

'Allâhü Teâlâ buyuruyor ki:

'Kulum! Sana farz kıldıklarımı eda et ki, insanların en abidi (çok ibadet edeni) olasın. Sana yasakladıklarımdan uzak dur ki,

insanların en veralısı olasın. Sana verdiğim rızka kanaat et ki, insanların en zengini olasın.' (Mektubat-ı İmam-ı Rabbani)

Hazret-i Ömer (radıyallâhü anh) derdi ki: 'Biz (Ashab-ı Kiram), bir harama düşmek korkusuyla dokuz helâli terk ederdik.'

Hayırlı ve sağlıklı günler diliyorum;