Kâtil İsrail ve işbirlikçisi ABD, Gazze’de hür dünyanın gözleri önünde 5 aydır soykırım yapıyor. Gazze şehirlerinde her gün onlarca çocuk, kadın ve yaşlının gözbebeklerindeki takvim, Firdevs cennetlerinde açmak üzere sönüyor.

7 Ekim 2023 tarihinden bugüne şehit sayısı 30 bini aştı. Heyhat! 30 bin şehitten; masumdan, kadından, çocuktan, yaşlıdan, hastadan, engelliden söz ediyoruz. Otuz bin insan, 30 bin hayat, otuz bin hayal, otuz bin âlem yok edildi. İslâm Dünyası öylece, hali üzere merfû vaziyette olup biteni seyrediyor! 
Soykırımın ilk gün ve haftalarında haber bültenlerinin ilk sırasında kendine yer bulan Gazze Soykırımı artık ne hikmetse kanıksandı! Oysa Gazze’de katliam durduruluncaya kadar, Filistinli kardeşlerimizin yaraları sarılıncaya kadar, Kudüs’ün başkenti olduğu özgür Filistin devleti kuruluncaya kadar içinden Gazze geçmeyen cümleler zâiddir. Ve dahi imkân ve kabiliyet sahibi herkes Filistin’deki kardeşlerinden sorumludur. 
Bu bağlamda Adıyamanlı geleneksel sanatlar ustaları “Gazze için bir şeyler yapmamız lazım gelir” mülahazasıyla Gazze Yararına Sanat Sergisi düzenledi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın himâyesinde 15 Şubat Perşembe günü Kâhta Müftülüğü’nün sergi salonunda kurdelası kesilen serginin tüm geliri Gazzeli kardeşlerimize gönderilecek.

Whatsapp Görsel 2024 02 18 Saat 11.23.00 5Cea47D2

Hamiyetli sanatkârlar Gazze’yi unutmadı!
Bu toprakların hamiyetli sanatkârları Gazze’yi unutmadı. Kâhta’yı öz sanatlarımızın gülşenine çeviren yardım sergisinde  Bursa Babı Nun Gelenekli Sanatlar Derneği Başkanı kemankeş hattat Mahmut Şahin ile birlikte hattat Halil Karaca, hattat Emre Özdemir, bakır kakma ustası Doç. Dr. Ebubekir İnan, hattat Ömer Taş, hattat Ramazan Taştan, hattat Şerife Ergen, hattat İbrahim Akgün, hattat Abdülhamid Özçelikel, hattat Hüseyin Seyhan Fidan, ebru sanatçısı Ahmet Çevik, filografi ustası Nazım Sağlık, Adıyaman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden Öğr. Gör. Büşra Kuruçay, Dr. Öğr. Üyesi Semih Çınar, Öğr. Gör. Mehmet Demiralp, hattat Mehmet Bayram ve ebru sanatçısı Mustafa Erkan, ebru, hüsn-i hat, bakır kakma, filografi, yağlı boya ve baskı sanat dallarında ürettikleri eserleriyle bir taraftan Gazzeli mazlumların maruz bırakıldıkları vahşeti işaret ederken diğer taraftan, insanlığı, kardeşliği, umudu ve dayanışmayı haykırdı.

Whatsapp Görsel 2024 02 18 Saat 11.20.38 332543A9

Kâhta Müftüsü Rıfat Çevik: Sanatın birleştirici gücü yardımları daha anlamlı hale getiriyor.
Serginin açılışında konuşan Kâhta Müftüsü Rıfat Çevik, ilçelerinin ülkemizin önde gelen sanatkârlarının ve Adıyaman’da sanat ve estetik çalışmalara râm olan hakikatli ustaların Gazze'ye müteveccih dayanışma etkinliğinin önemine  değinirken, sanatın birleştirici gücüyle yapılan yardımların daha da anlamlı hale geldiğini vurguladı. Özellikle, Kahta Müftülüğü Gençlik Merkezi'nde yapılan filografi eserlerine dikkat çeken Çevik, gençlerin sanat aracılığıyla kendilerini ifade etmelerini ve insani yardımlaşma ruhunu taşımalarını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
Sergi, bölgedeki sanatseverler tarafından yoğun ilgiyle karşılanırken, ziyaretçiler hem sanatın güzelliklerini hem de Gazze'ye yapılan bu anlamlı katkıyı bir arada deneyimleme fırsatını elde etti
Kâhta Müftülüğü'nün öncülüğünde düzenlenen bu anlamlı etkinlikte bir yıl önce enkaz altında kalan, yakınlarını kaybeden, evleri yıkılan, diğergâm sanatkârların insanlığa dair somut umutlarını temâşâ etmek mümkün.

Whatsapp Görsel 2024 02 18 Saat 11.22.15 0Cc441D9

Doç. Dr. Ebubekir İnan: Sergimiz insanlık için bir çağrıdır.
Etkinliklerinin Gazze'deki drama sessiz kalanları cesaretlendirerek sanatın gücü ile  tepki göstermeleri için bir örnek teşkil ettiğini belirten Adıyaman Üniversitesi’nin sanatkar Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebubekir İnan’ın sergi özelindeki mülahazaları “Sizleri önemli bir dayanışma etkinliğine davet etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Gazze'nin yaşadığı zorluklar ve dayanışma için bir araya gelme çağrısı, kalplerimizi sarsıyor ve bizi bir araya getiriyor.

Whatsapp Görsel 2024 02 18 Saat 11.23.45 512F7946

Bölgede Müslümanların israillilerle ilk teması Osmanlı'nın 16. yüzyılda bölgeyi fethetmesiyle başlıyor. Osmanlı İmparatorluğu, Kudüs ve çevresini kontrol ederken, Yahudi cemaatlerine genellikle hoşgörülü bir tutum sergilemiştir. Bu süreçte Osmanlı toprakları, Yahudi göçmenler için bir sığınak haline geldi ve bazı dönemlerde Yahudilere ayrıcalıklar tanındı. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından, Balfour Deklarasyonu (1917) ile İngiliz Mandası dönemi başladı. Siyonist hareket, Yahudi halkının Filistin topraklarında bir ulusal ev kurma amacını benimsemişti. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte Filistin toprakları, İngiliz kontrolüne geçti. Böylece siyonistler, Müslümanların bu tarihsel hoşgörüsünü ve alicenaplığını çok çabuk unutmakla kalmadılar, aynı zamanda bu kutsal topraklara bir daha asla huzur vermediler.

Savaşların diplomatik ilişkilere dahi engel olmadığı bir çağda savaşın argümanları da farklılaşmaktadır. Boykot, farkındalığın artırılması ve tarihin tüm gerçekleri ile her yaş grubundan, insanlara anlatılabilmesi çok büyük önem arz etmektedir. İsrail yaptığı propagandalarla ne yazık ki kendisinin hiç de azımsanmayacak bir kitle tarafından mağdur olarak algılanmasını sağlamaktadır.

Bu nedenlerle bu sergi, sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda insanlık için bir çağrıdır. Doğruların öğrenilmesi ve öğretilmesi için, Gazze'nin karşı karşıya olduğu zorluklar ve acıların duyurulması için, onları anlamak ve onlarla dayanışma içinde olmak için, tarafımızı belli etmek için bir duruştur.

“Sanat insanlık içindir!” diyerek, bu çağrımızın ve duruşumuzun özellikle kitleler üzerinde daha çok etkisi olabilen ülkemizde ve dünyadaki diğer sanatçılara örnek olmasını temenni ediyoruz.

Vakit, savaşın, çatışmanın ve acının gölgesinde kalan Gazze halkına ulaşmanın, onların seslerini duyurmanın ve onlarla birlikte olduğumuzu hissettirmenin vaktidir.
Bu organizasyona öncülük eden Dr. Muhammed Çevik’e, her türlü sosyal organizasyonlarda desteğini öğrencileri ile birlikte sunan Hattat Mahmut Şahin hocamıza, eser gönderen tüm sanatçı dostlarımıza, desteklerini esirgemeyen ismini sayamadığım tüm arkadaşlarımıza ve belki de en önemlisi bu güzel organizasyona ev sahipliği yapan Kahta Müftüsü Rıfat Çevik hocamıza şükranlarımı sunuyorum.” cümleleriyle ifadesini buldu.

Kahta Müftülüğü çok amaçlı salonunda 20 Şubat Salı gününe kadar ziyaretçilerini bekleyen yardım sergisine katkıda bulunan sanatçılara teşekkür ederken, yazımıza, ebru tezyinatına farklı yorumlar kazandıran sergi organizatörlerinden Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Çevik’in mesajıyla nihayet verelim.

Whatsapp Görsel 2024 02 18 Saat 11.24.09 7D4E32A5

Dr. Muhammet Çevik: Gazze’ye sanatın iyileştirici gücüyle el uzatmak gibi bir vazifemiz var.
“Kâhta Müftülüğü çok amaçlı salonunda 20 Şubat Salı gününe kadar ziyaretçilerini bekleyen yardım sergisine katkıda bulunan sanatçılara teşekkür ederken, yazımıza, ebru tezyinatına farklı yorumlar kazandıran sergi organizatörlerinden Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Çevik’in mesajıyla nihayet verelim: “Müteessiriz. Çünkü Gazze’de sadece insanlar ölmüyor, insanlık ölüyor. İçimizdeki insan ölüyor. Hayata dair, güzelliğe dair, iyiliğe dair ne varsa Gazzelilerle birlikte ölüyor. Kuşkusuz tarih boyunca kötülük, zulüm hep var olmuştur. Ama yaşananlar ekseriyetle zalimlerle mazlumlar arasında kalmıştır. Geri kalanlar çok zaman olan bitenden habedar dahi değildir. Bugün yaşadığımız ise tarihte eşi benzeri görülmeyen bir kötülüktür. Dünyanın gözü önünde, âdeta canlı yayında bir soykırım gerçekleştirilmektedir. 

Herkes, hepimiz bu katliamın bir parçasıyız. Dolayısıyla hepimiz sorumluyuz. Mesele Gazzelileri kurtarma meselesi değildir. Mesele insanlığımızı, vicdanımızı, ruhumuzu kurtarma meselesidir. Sosyal medyada destek vermek, boykot etmek, yardım kampanyalarına katılmak, protestolara, gösterilere katılmak, buğzetmek, dua etmek vs. yapabileceğimiz her ne varsa, ehven-i hayr namına, safını belli etme derdinde olan karınca misali, en azından kendi ruhumuzu, kendi insanlığımızı kurtarmaya yarayacak. Bu anlayışla biz de sanatımızı Gazzeli kardeşlerimiz ile dayanışmanın vesilesi kılmaya niyet ettik. Var olsunlar tanıdığımız sanatçı dostlarımız çağrımıza tüm kalpleri ile destek oldular. Eserleriyle kısa sürede zengin bir sergi açmamızı sağladılar.  

Bir yıl önce yaşadığımız büyük deprem felaketinden en çok etkilenen şehirlerden biri Adıyaman. Biz de görece daha iyi durumda olan Kahta ilçesinde sergimizi açmaya karar verdik. Kahta Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı uygun salonlarını tahsis ederek, serginin organizasyonuna ve tanıtımına destek olarak, kurslarında ürettikleri eserleri sergiye katarak bize destek oldular. Buradan ilçe Müftümüze ve personeline hususan teşekkür ediyorum. Anadolunun küçük bir ilçesinde sanat sergisi açarak ne kadar katkı sunabiliriz ki diye sorduk kendimize. Ama daha serginin ilk gününde gördük ki; iman varsa, imkan da varmış. Yaşlı aylığı ile vefat etmiş eşine mevlid okutmaktan vazgeçerek köyden Gazzelilere 5.000 lira yardım gönderen bir teyze, seyyar arabasıyla sattığı yeşillikten kazandığı ile eser satın alan bir kardeşimiz, para verip de eseri almayan 'onu tekrar satın, kardeşlerimize daha fazla yardım gitsin' diyen bir işçi, sergiyi gezerken 'bağış kutusu koyun, eser almaya gücümüz yetmiyor hiç olmazsa bir miktar katkı sunalım diyen sanatseverler.

Whatsapp Görsel 2024 02 18 Saat 11.24.30 Aec892F9

Hâsılı gördük ki köylüsü ve şehirlisi ile, zengini ve fakiri ile, sanatçısı ve sanatseveri ile Anadolu insanı, Adıyamanlılar, Kahtalılar,  dünyanın dört bir yanında Filistine, Gazzeye destek olmak için, insanlığın onurunu kurtarmak için çırpınanlar ile birlikte çırpınıyorlar. Bu sergi bize hala umut olduğunu gösterdi. İyilik yolunda yalnız olmadığımızı gösterdi. Umarım ülkemizin ve dünyanın politikacıları, idarecileri, karar vericileri bu canhıraş çabanın farkına varır da artık bu soykırımı sonlandırmak için somut bir şeyler yapacak cesareti bulur.”