Ramazan-ı Şerif ayı için 'elveda' cümlelerini kurmaya başladığımız şu günlerde gönül evlerimiz Kadir Gecesi`ne hazırlanıyor. Bu yazımızda biiznillah Osmanlı İstanbulu`nun kandil gecelerinin idrakine dair küçük bir parantez açmak istiyoruz.

İstanbullular tarafından kutlanmakta olan Mevlid, Regaib, Mirac, Berat ve Kadir gecelerinin gelişi, camilerin minarelerine bakılarak anlaşılır, kutlu gün ve gecelerde İstanbul camileri ile birlikte caddeler de kandillerle donatılırdı.

Kandil gecesi kutlamaları saray ahâlisinden geniş halk kesimlerine kadar şenlik ve ibadet havasında geçerken kandil geceleri özelinde müstesna kandil kültürü de oluşmuştu.

İstanbullular kandil günlerini oruçla, gecelerini ibadetle geçirirdi. Kandil gecelerinde tefekküre daha fazla zaman ayrılır, dua, ibadet ve tevbeler edilir, Kur ân-ı Kerî m tilâvet edilir, Mevlid okutulur, tekkelerde zikir halkaları oluşturularak kelime-i tevhid hatimleri yapılır, camiler ve camilerde bulunan Sakal-ı Şerifler ziyaret edilir, camilerde kurulan sohbet halkalarında akaid dersleri verilir, türbelere, evliya makamlarına gidilir, sohbetler dinlenir, fakirlere sadaka verilir, adak kurbanları kesilir, hastaların hatırları sorulur, iftar sofraları kurulur ve geçmişlerin kabirleri ziyaret edilirdi.

Gelişi top atışlarıyla duyurulan kandil gün ve gecelerinin uhrevî atmosferi İstanbul un manzarasını da değiştirir, hayırseverler tarafından sokak başlarında gelen geçenlere su ve lokma dağıtılır, yetimler sevindirilir, fırınlarda çörekler pişirilir aile reisleri evlerine şeker ve kandil çöreği götürürdü.

Kandil gecelerinde cami ve büyük konaklarda mevlid okutma âdeti söz konusuydu. Hâfız ve mevhidlanların kıraatlerinin sonunda sıra duagû lara gelirdi. Mevlid Gecesi`nde camiler kadar büyük konaklarda da Mevlid-i Şerifler okutulur, Regâib Gecesi`nde mevlid-i şeriflerle birlikte Regâibiyye okunur Miraçgecelerinde Şehzade Camii`inde, Sünbül Efendi Dergâhı`nda, Yenikapı Mevlevihanesi`nde, Merkez Efendi`de, Hüdâyi, Nasû hi dergâhlarında ve Tophane`deki Kâdirihâne tekkesinde Mi`raciyye kıraat edilirdi.

Berat Gecesi`nde camiler dolup taşar, mevlidler okunur Mahmil-i Şerî f, kızlarağası ve harem ağalarının tekbir sesleri arasında Topkapı Sarayı`na getirilirdi. Sultanların, kadın efendilerin, kalfaların ziyaret ettiği Mahmil-i Şerî f, Berat Gecesi`nin gündüzünde düzenlenen Surre Alayı heyecanına sahne olurdu.

İstanbul Ramazanlarında Kadir Gecesi`nin ayrı bir hususiyeti vardı. Camilere bu geceye özel mahyalar asılır, tek minareli camilere kaftanlar giydirilir halk, cami, mescid ve tekkeleri hınca hınçdoldururdu. 

Ramazan ayı boyunca okunmuş bulunan hatimlerin duaları Kadir Gecesi`nde yapılır, teravih namazlarının rekât aralarında cumhur müezzinlerinin okudukları ilahiler ve Ramazan ayına

vedâ nidaları hâzirunun gönül evlerinde tesir meydana getirirdi.

Kandil gün ve gecelerinde Cuma selâmlıklarında olduğu gibi halk saraya iletilmek üzere dilekçe yazarak ilgili görevlilere teslim ederdi. 

Kandil sabahı Mabeyn-i Hümâyû n`u tebrik için devlet erkânı saraya gelerek sultanın huzuruna çıkardı. II. Abdülhamid Han döneminde kandil günlerinin akşamlarında Küçük Mabeyn Dairesi`nde mevlid-i şerif okunurdu. Kıraat esnasında gülsuyu ve akide şekeri ikram edilir, özellikle Mevlid ve Kadir gecelerinde kandil alayları düzenlenir, alayın yürüyüş güzergâhındaki yollar elden geçirilir, sokak ve caddeler kandil, fener, meşale ve çarkıfeleklerle donatılırdı.

M. Halit Bayrı, kandil gün ve gecelerinde ve bunları takip eden birkaçgün içinde kandil münasebetiyle İstanbulluların birbirlerini tebrik ettiğini küçüklerin, büyüklerin ellerini öperek, 'Allah nice senelere yetiştirsin', 'Allah emsâl-i kesiriyle müşerref etsin' şeklinde hayır dualarını aldığını naklediyor: 'Kadınlar arasında kandil tebriki için ziyaretlerde bulunmak âdeti hâlâ bırakılmamıştır. Bu ziyaretlerde ziyaret edilen aile, misafirlerine kandil şekeri ikram eder, kandil tebriki, kandil gününden bir hafta sonraya kadar yapılabilir. İstanbul halkı, mübârek gecelerde Allah tan istenen her şeyin gerçekleşeceğine inanır. Bu sebeple kandil gecelerini sabaha kadar seccade üzerinde zikir ve ibadetle geçirenlerin sayısı az değildir.'