Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı sene sonu mesleki çalışmalarını tamamen uzaktan video izleme şeklinde organize etti. 

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Beyoğlu Mustafa Kandıralı Güzel Sanatlar Lisesi nin açılışında yaptığı konuşmada 'Ara dönemde olduğu gibi okul kapandıktan sonraki 20-24 Haziran 2022 tarihleri arasındaki mesleki çalışma döneminde, yani seminerler haftasında, öğretmenlerimize izin veriyoruz. Okula gelmeyecekler. Öğretmen Bilişim Ağıyla uzaktan eğitimle mesleki gelişimlerini tamamlayacaklar. Onun akabindeki 27-30 Haziran tarihleri arasında da Bakanlık tarafından idari izinli sayılacaklar. 1 Temmuz a kadar öğretmenlerimiz kendi girişimlerini kendileri planlayacaklar.'

Dolayısıyla öğretmenler bu yıl mesleki çalışma kapsamında bir hafta okullarına gitmediler. Verilen eğitim içeriklerinin memnuniyet oluşturduğu şeklinde paylaşımlar yapıldı. Ahmet Şerif İzgören, Nevzat Tarhan, Sinan Canan, Kemal Sayar, Cevdet Vural gibi sahasında önemli ve etkili isimlerden eğitim desteği alınması çok iyi tepkilerle karşılanmış sahada. Bu adımlar yerinde ve güzel adımlardır. Ancak olması gereken bu muydu? O konuda farklı görüşler var. Yoğun bir eğitim öğretim yılının sonunda öğretmenlerin en az bir hafta okullarında bulunmaları ve genel olarak geride bırakılan eğitim öğretim yılını değerlendirmeleri, kritik etmeleri, yapılan faaliyetleri birbirileri ile paylaşmaları ve daha iyiyi aramaları çok daha yararlı olabilirdi. Yine öğretmenleri motive edici ve dinlendirici faaliyetler de konulabilirdi programa. Nitekim bir çok özel okulun bu süreci dolu dolu geçirdiklerine dair paylaşımlara şahitlik ediyoruz.

Öğretmenler kurulları bir okul için en önemli kuruldur. Hakkıyla yapıldığında çok yararlıdır ve hakkıyla yapılacak olan bir kurul nerdeyse tam günü alabilir. Zümrelerin sene sonu çalışma raporları bir okul için büyük bir zenginlik kaynağıdır. Her zümre yıl içinde yapmış olduğu önemli etkinlikleri diğer zümrelerle paylaşabilir. Bu şekilde öğretmenler bir birinden ilham alırlar ve okul kültürüne katkı sunulur.  Yine çok önemli gördüğüm bir başka çalışma: bir sonraki yıl için düşünülen ders dışı etkinliklerin, gezilerin, sosyal ve kültürel faaliyetlerin planlanmasıdır. Yardımcı kaynak kitapların seçimi ve diğer kullanılacak araçve gereçlerin belirlenmesi de bu dönemde unutulmaması gereken bir iştir. Bir doğa yürüyüşü, piknik ya da eğlenceli bir aktivite de öğretmenler için son derece faydalı  olabilir. Öğretmenlerin de birlikte  eğlenceye, dinlenmeye ve öğrenmeye, keşfetmeye  hakları vardır değil mi?  Neden okullar öğretmenleri için yurt içi ve yurt dışı özel gezi programları düzenlemesin değil mi? Düzenleyen okulları takdir ediyoruz elbette.

`height=

Yoğun ve uzun geçen bir eğitim öğretim yılının sonunda kısa da olsa bir değerlendirme yapılmadığında bir çok başlık askıda kalmış, tamamlanmamış hissi bırakır insanda. O yüzden sıcağı sıcağına bir değerlendirme önemlidir. Değerlendirilmeyen bir durumda gelişme olmaz. Milli Eğitim Bakanlığı da bu süreci merkezi olarak planlamak yerine okul müdürlerine yetki ve sorumluluk vererek bu süreci değerlendirebilir. Her okulun ihtiyacı farklı olabilir. O yüzden bu tür çalışmaların yerelde planlanması daha doğru olur kanaatindeyim. Elbette ana çerçeve ve esaslar merkezi olarak belirlenebilir. Okullara, okul müdürlerine daha çok yetki  verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Her okul bu şekilde daha iyiye gidebilir. Daha iyi olmak için yerel imkanları da kullanabilir. En azından bir arayış içine girebilir.

`height=