'Yükseköğretimde Mesleki Eğitim Çalıştayı'nda Prof.Dr. Erol Özvar`ın açılış konuşmasına yorumlarımla devam ediyoruz.. 

'Özvar, yeni dönemde, yükseköğretim kademesindeki mesleki eğitim öğrencilerinin ve mezunlarının yanı sıra üniversitelerdeki 'eğiticilerin de niteliğinin artırılmasının' öncelikli hedeflerinden biri olduğunu aktardı.  'Beceri eğitimine dayalı' mesleki eğitim için öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısını yüksek gördüklerini vurgulayan Özvar, yeni dönemde bu sayıyı düşürmek için çalışacaklarını anlattı. Başkan Erol Özvar, 'Ü lkemizde Kovid-19 salgınıyla birlikte ekonomide ve iş gücü piyasasında yaşanan dönüşümlere ve 11. Kalkınma Planı nda belirtilen meslek profiline uygun iş gücünün yetiştirilmesi için yükseköğretim programlarında güncelleme yapılacak. Bu bakımdan mesleki eğitimde müfredatın güncellenmesi, her mesleğe ait becerilerin seviyelere göre belirlenmesi, yetkinliklerin tanımlanması ve geleceğin mesleklerine yönelik becerilerin, örneğin dijital beceri, eleştirel düşünme, yenilik ile problem çözme becerileri gibi öğrencilere kazandırılması öncelikli atacağımız adımlar arasında olacak.' şeklinde konuştu.'

AY: '11.Kalkınma Planı` için şunları yazmışım

11.Kalkınma Planında Kültür/Sanat; (1)

https://www.tyb.org.tr/goktan-ay-11-kalkinma-planinda-kultursanat1-39263h.htm

11.Kalkınma Planı ve   'Eğitim' Maddeleri; (2) 

https://www.ittifakgazetesi.com/11-kalkinma-plani-ve-egitim-maddeleri-2-m1126.html

Ü niversitelerdeki 'eğiticilerin de niteliğinin artırılmasının' öncelikli hedeflerden biri olduğunu söylemek, güzel de bize göre en zoru bu; Çünkü, akademisyenler, özellikle Prof.` lar 'burunlarından kıl aldırmıyor, alt unvanlarla olan merdivenleri kaldırıyor yeni bir güçbirliği sınıfı' oluşturuyor, mobbing uyguluyor, idarecilik peşinde koşup atanınca göreve gelmiyor, rektörler idarecileri (YÖK atadığı için olsa gerek)  takip edemiyor v.b.

Nasıl olacak?

'Erol Özvar, Türkiye iş gücü piyasasında iş gücü arz ve talebi arasındaki nicelik ve nitelik uyuşmazlığının önemli bir sorun olduğunun altını çizerek, 'Ü niversiteler ve sanayi kuruluşları arasındaki iş birliğinin güçlenmesi ile çalışma alanlarına göre sanayi tarafından Başkanlığımıza iletilecek istihdam projeksiyonları ile üniversite kontenjan planlamalarının daha rasyonel yapılabileceğine inanıyoruz.' ifadesini kullandı.'

AY: Başkan Özvar`a teşekkür ederiz. Sürekli 'nitelik ve nicelik uyuşmazlığının yararı olmadığından, sorun çıkardığından' bahsetmiş. 'İstihdam projeksiyonları ile üniversite kontenjan planlamalarının daha rasyonel yapılabileceğine' işaret etmiş. Bu nedenle Fakülte Dekanlarının üreten, çalışan, mesaisini fakültesine harcayan, sosyal, makama güçveren v.b özelliklere sahip olması gerekir. Bugün için bazı rektörler dahil Dekanlar için de bunları söylemek çok zordur.

'Yeni dönemde yaşanabilecek olağanüstü durumlara karşı yeni işyeri eğitim modellerinin geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Özvar, şu bilgileri paylaştı: 'Mesleki eğitimin niteliğinin arttırılması, üniversite sanayi iş birliğinde daha somut adımlar atılması noktasında Uzmanlaşmış Meslek Yüksekokulları gündeme gelecek. Meslek yüksekokullarında çok sayıda program yerine bir program üzerinden uzmanlaşmış meslek yüksekokullarının fevkalade önemli bir işlev göreceğini, üniversite-sanayi iş birliğinde bilhassa ekonominin ihtiyaçduyduğu nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanmasında fevkalade roller oynayabileceğini düşünüyoruz. Bu sebeple uzmanlaşmış meslek yüksekokullarının açılması gündeme gelecektir. Bu açıdan üniversitelerimizin çok kıymetli temsilcilerine buradan bu konuda bir adım atmalarını, bu konuda bu mesele üzerinde biraz düşünmelerini ifade etmek isterim.  Yükseköğretim Kurulu olarak önümüzdeki günlerde bu konuda yükseköğretim kurumlarımızla paylaşacağımız birtakım usul ve esaslar gündeme gelecektir. Akabinde üniversitelerimizde bu konuda çalışmaların başlatılmasını kendilerinden isteyeceğiz. Bu açıdan meslek yüksekokullarını daha etkin, sanayinin beklentilerine daha doğrudan nitelikli iş gücünün kazanılmasına katkı vereceğine inanıyoruz.''

Bu söylemde Uzmanlaşmış Meslek Yüksekokulları olmasını doğru bulmuyoruz. Çünkü, bir kurumun başına ne eklerseniz, diğerler arasında bir kıskançlık oluyor. MEB`in  'proje okulları' gibi. YÖK`ün 'Araştırma Ü niversiteleri' gibi; 'Mesleki eğitimin niteliğinin arttırılması' na evet, ' üniversite sanayi iş birliğine' evet, ama kurumları 'nicelik olarak' çoğaltıp, niteliklerini artırmayıp, bazılarını ayırmak doğru olmasa gerek. Ve, üstte söylendiği gibi, 'planlamanın doğru olmadığının' bir göstergesi olacaktır. Onun yerinme, 'Butik Ü niversite' modeli en doğru çözümdür.

'Grup çalışmalarının ardından yapılan grup raporlama sürecinin ardından yapılan istişareler neticesinde sonuçraporu hazırlanarak değerlendirmelerde bulunuldu.'

AY: Rapor tarafımıza ulaştırılırsa, görüşlerimizi dile getirmek isteriz.