Yükseköğretim Kurulu tarafından, 'gençistihdam' oranının artırılması ve yeni dönemde yükseköğretimde 'mesleki eğitimin yol haritasının' belirlenmesi amacıyla YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar`ın katılımıyla  'Yükseköğretimde Mesleki Eğitim Çalıştayı'  (11 Kasım 2021 / Ankara​)  gerçekleştirildi.

Elbette, çalıştayların yapılmasını doğru buluyoruz, ancak arşivlerde daha önce yapılan ve raporlaştırılmış o kadar çok belge var ki?

Örnek olarak, 2011`de yine YÖK tarafından düzenlenen YÖKY.Doç.ler çalıştayı`nda birim sorumlusu ve akademik sunucusu olarak, http://www.musikidergisi.net/?p=1869 olarak gerekçeleriyle hazırladığımız rapordan bir madde bile gerçekleşmedi. 

2014`te sorumuşum: Güzel Sanatlar/Sanat Tasarımı birim raporundan ne gerçekleşti?!; (9)

  https://www.internethaber.com/guzel-sanatlarsanat-tasarimi-birim-raporundan-ne-gerceklesti9-1227649y.htm

Yıl, 2021, 2018`deki 7100 sy.yasa ile Y.Doç.ler tenzili türbe ile Dr.Öğr.Ü y. oldular, üstelik bu kanunun tenakuzlarını

'7100 sy.Yasaya Göre Akademideki, 'Öğr. Ü yesi Sınıfı' Doğru mu?

https://www.tyb.org.tr/goktan-ay-7100-sy-yasaya-gore-akademideki-ogr-uyesi-sinifi-dogru-mu-46186h.htm'

 

  yazdığımız halde. Mesela YLisans ve Dr. olmayan akademisyenler Dr.Öğr.Ü y. olabilir mi? Bu yasa ile oldular..

Şimdi, bu konular için çalıştaya gerek var mı? Şu üçyazım bile çözüme odaklı, 35.000 eski  Y.Doç., 7100 sy.yasanın revizyonunu bekliyor.

Başkan Prof.Dr Erol Özvar`ın, çalıştaylarla zaman geçirmesi, aleyhine olmaktadır. Zaten kurul üyelerinin değişmemesi en büyük dezavantajıdır Akademi, çözümcü yaklaşımlarla denklik, 50d, 33a, af, 7100 sy.yasa v.b. gibi çok kolay çözümlenecek konularında müjde bekliyor.

  Çalıştayla ilgili linkten konuşulanları değerlendirmeye çalışalım.

https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2021/yuksekogretim-mesleki-egitim-calistayi-duzenlendi.aspx?s=09

  'Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren YÖK Başkanı Erol Özvar  endüstrinin ve özel sektörün ihtiyaçduyduğu 'nitelikli insan gücünün' karşılanması için 'mesleki eğitimin' önemli bir itici güçhaline geldiğini belirterek Kovid-19 salgınıyla yaşanan küresel krizin seyri ve süresiyle ilgili yaşanan belirsizliğin, mesleki eğitimin önümüzdeki dönemde daha da önemli bir rol oynayacağını ortaya koyduğunu söyledi.  '

AY: YÖK Başkanı Erol Özvar`ın, nitelik ve mesleki eğitiminin öneminden bahsetmesi çok önemli. Bu konuda, MEB Bakanı Mahmut Özer`in söylemleri  ile de uyumlu gözüküyor.Evet, covit-19 belirsizliği halen devam ediyor. Ama, mesleki eğitime mutlaka gereken ağırlık verilmelidir.

'Başkan  Özvar, 2025 e kadar dünyada, 'dijital dönüşüm' nedeniyle 85 milyon işin yok olabileceği, aynı zamanda yeni çalışma hayatına daha uyumlu 97 milyon yeni işin ortaya çıkacağının öngörüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti: 'Son yıllarda, çalışma hayatında yaşanan değişimler neticesinde, iş gücü piyasasında 'ileri düzeydeki yeterliklere sahip' insan kaynağı ihtiyacının giderek artacağı ve daha önce bir yükseköğretim programından mezun olan yetişkinlerin de 'yeterliklerini geliştirmek' amacıyla tekrar bir mesleki eğitim programına kaydolma eğilimi göstereceği gerçeği, hepimizce hazırlıklı olmamızı gerektiren bir gerçektir. Bu kapsamda, mesleki eğitimde geleceğin mesleklerinin ve yeni mesleki eğitim modellerinin belirlenmesine, esnek meslek profillerinin oluşturulmasına ve bu yönde öğrencilere gerekli becerilerin kazandırılmasına yönelik stratejik çalışmalar ivedilikle hayata geçirilmek zorundadır.'

AY: Evet, doğru söylemler. Demek ki, her kurum dijital çağa ayak uydurmak için kendini yenilemeli, ileri ve çok sayıda yeterliğe sahip gençlerin yetiştirilmesini planlamalı, mezun olan yetişkinlerin de bir eğitim programı/semineri dahilinde bu eğitimlerle donatılmalı, 'yeni mesleki eğitim modellerinin' belirlenmesine, esnek 'meslek profillerinin oluşturulmasına' yönelik stratejik çalışmalar yapılmalıdır. Burada, eğitim kurumları yöneticilerimize ve akademisyenlere çok fazla görev düşmektedir.  YÖNETİCİLERİN VE AKADEMİSYENİN KALİTESİ DE BURADA BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKACAKTIR. 

  ​

'YÖK Başkanı Özvar, 25-64 yaş aralığındaki üniversite mezunlarının istihdam oranının OECD ortalamasının yüzde 84, Türkiye için bu oranın yüzde 74 olduğunu belirterek, şunları söyledi:  'Bütün taraflarla birlikte Yükseköğretim Kurulu olarak yeni dönemde bu oranın yükselmesine katkı vermek temel hedeflerimizden birisi olacaktır. Bu kapsamda, bugünkü çalıştayın odak noktası, yükseköğretimde yalnızca meslek yüksekokulları değil, tüm yükseköğretim programlarında verilen 'mesleki eğitimdir' Zira meslek yüksekokullarında olduğu kadar üniversitelerin mühendislik, tıp, eczacılık, arkeoloji ve sosyoloji programlarında da mesleki eğitim verilmektedir. YÖK ün yeni vizyonuna göre, üniversitelerin istihdama sağlayacağı katkı, Başkanlığımızın izleyeceği önemli 'performans kriterlerinden' birisi olacaktır. Ulusal ve uluslararası iş gücü piyasasını takip eden ve kendi mezunlarının istihdamını izleyen bir üniversite yönetimi anlayışının hakim kılınmasını önceleyeceğiz.'

AY: Yükseköğretimde yalnızca 'meslek yüksekokulları' değil, tüm yükseköğretim programlarında verilen 'mesleki eğitimdir' söylemi önemlidir. Çünkü, ülkemizde meslek eğitimi deyince, sadece iki yıllık  MYO`lar akla geliyor. Ü niversitelerin mühendislik, tıp, eczacılık, arkeoloji, müzik, güzel sanatlar ve sosyoloji programlarında da mesleki eğitim verilmektedir. İş gücüne yapacağı katkının,  'performans kriterleri' nin takip edileceği, iyi niyettir, ama ülkemizde maalesef 'iyi olan uygulamaların' devam ettirilmemesi' gibi kötü huyu vardır. 'Kendi mezunlarının istihdamını izleyen bir üniversite yönetimi olmak' benim sürekli savunduğum bir tezdir. Çünkü, siyasilerimiz de ve  akademi de ' biz yetiştiririz, iş bulmak zorunda değiliz' görüşü yaygın ve hakimdir. İnşallah diyelim.

Devam edecek; .