Prof.Dr.İnayet AYDIN ile yaptığımız  söyleşinin üçüncü  bölümünü yayımlıyoruz.

`height=

AY: 'Akademik Etik' kitabını neden yazdınız. Zaten her kurumun ve üniversitenin etik kurulları yok mu? Ne anlatmak istediniz?

AYDIN: 'Akademik Etik' kitabını yazma nedenimi, kitabın giriş bölümünde aşağıdaki gibi açıkladım  

'Akademik etik konusunda bir kitap yazma fikri çok uzun süredir gündemimde oldu. Bu kitabı 2010 yılında yazmaya karar verdim, ancak konu o kadar karmaşıktı ve akademik dünya konuya o kadar farklı yaklaşıyordu ki kitabın içeriği ve kapsamını belirleme konusunda çok sıkıntılı bir dönem geçirdim. Sürekli yeni okumalar yaptım ve akademik dünyada her geçen gün etik sorunların daha da artması beni bu kitabın gerekliliği konusunda daha fazla ikna etti.' 

Akademik etik konusu 'bilim, araştırma ve yayın, eğitim ve öğretim, akademik yönetim, bilirkişilik ve hakemlik, danışmanlık, ticari faaliyetler gibi birbirinden çok farklı alanlarda ele alınması ve ilkesel düzeyde tartışma ve uygulama konusu edilmesi gereken' bir alandır. Yani akademik dünyada işlev gösteren herkesin bir biçimde tarafı olduğu sorunlar, akademik etiğin konusunu oluşturmaktadır. 'Bilimsel yanıltma, intihal, yazarlık hakları, öğrencilerle ilişkiler, meslektaşlarla ilişkiler, ticari faaliyetler, akademik yükseltmelerde yapılan sahtekârlıklar, akademik sınavlardaki etik sorunlar' gibi konular akademik etiğin alanına girmektedir. 

Bu kitap akademik dünyada etik ilke ve kurallar konusunda okuyuculara bir ışık tutmak ve doğru bildiğimiz yanlışlar konusunda bir farkındalık oluşturmak için yazıldı. Elbette burada ele alınan konulara pek çok akademisyen çeşitli nedenlerle karşı çıkabilir. Örneğin 'kendinden aşırma' olarak adlandırılan etik dışı davranışı 'insan kendinden çalamaz' diyerek karşı çıkanlar olabilir. Ya da 'akademisyenler doğrunun ne olduğunu kendileri bulabilirler, bir kılavuza ihtiyaçları yoktur' diye kökten bir karşı çıkış da sergileyebilirler. 

Peki bu durumda doktora öğrencisinin tezini yayına çevirip kendini de birinci isim yazan bir akademisyen karşısında, öğrencinin birinci yazarlık hakkı nasıl ve kim tarafından savunulacak? Öğrencilerin onur ve kişilik haklarına söz ve eylemleri ile zarar veren pek çok akademisyen karşısında öğrenci hak ve sorumluluklarının da tanımlanmış olması gerekmez mi? 

Akademisyenler ile öğrenci ya da idari personel arasındaki asimetrik güçnedeniyle ilişkilerde zaman zaman etik dışı talepler ve baskılar olabilmekte midir?

Tüm insanlar gibi akademisyenlerin de her birinin bir kişisel 'içahlakı' vardır. 

Ancak bu içahlak her zaman etik ikilemlerin ya da çıkar çatışmalarının yaşandığı birden çok tarafı olan 'dış ahlakın' gereklilikleri ile uyumlu mudur? 

Gece yarısı araştırma görevlisinin ya da doktora öğrencisinin kendisini hava alanında karşılamasını isteyen ve sahip olduğu güçve otorite ile karşısındaki kişiyi bunu yapmaya boyun eğdiren akademisyenin içahlakını kabul etmek durumunda mıyız? 

Bu tür kişileri durduracak dış kurallar olması gerekmez mi? 

Kendi araştırmasını yapması ya da
çevirilerini tamamlayıp rapor haline getirmesi için araştırma görevlisini zorlayan bir akademisyen karşısında araştırma görevlisi kendisini nasıl koruyacaktır?

Her gün hakem, jüri, bilirkişi olarak başkaları hakkında bilim ve bilimsellik adına karar veren akademisyenlerin 'eylem ve işlemlerinde etik sorumluluklarını ihlal ettiklerinde' nasıl bir mekanizma işleyecektir?

Hak kayıpları ya da kayırmalar nasıl önlenecektir?

Onca emek verdiğiniz çalışmaların başkaları tarafından kendine mal edildiğini gördüğünüzde nereye başvuracaksınız?

Evrensel doğrular ve yanlışlar konusunda ortak bir noktada birleşemeyen bir topluluk nasıl bir 'bilgi topluluğu' olabilir?

Bilim insanları otorite karşısında 'gerçeği' savunma cesaret ve gücünü nasıl koruyacaktır?

Dışsal baskılar karşısında gerçeği, yalnızca gerçeği savunma gücünü nasıl koruyacaktır?

İşte bu gibi soruların yanıtlanabilmesi ve sorunların ortadan kaldırılabilmesi için, akademik dünyada yer alan bütün akademisyen ve öğrencilerin kendi paylarına düşen sorumlulukları en iyi biçimde yerine getirmesi ve haklarını da sonuna kadar savunabilmeleri için akademik etik konusunu çeşitli boyutları ile ele alan bu kitabı yazma sorumluluğunu üstlendim. 

Ü niversitelerde 'Akademik Etik Kurulları' olması çok önemlidir ama 'akademik etiğin üniversitede yaygınlaşması' ve 'bir etik kültürü oluşturulabilmesi' için her şeyden önce 'etik farkındalık, etik yeterlik, etik cesaret ve etik karakterin' geliştirilmesi gereklidir. Bunun için de akademik etik bilgisinin bütün akademik dünya mensupları tarafından öğrenilmesi ve tavizsiz uygulanması gerekmektedir.

Devam edeceğiz;