Değerli okuyucularımız geçen yazımızda sinüzit hakkında bilgi paylaşımında bulunmuş ve bu yazımızda da bu paylaşıma devam edeceğimizi belirtmiştik.

Sinüzitin belirtileri nelerdir?

Sinüzit genelde üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası devam eden burun akıntısı ile kendini gösterir. Sinüzitin sık görülen belirtileri şunlardır:

Koyu sarı-yeşil burun akıntısı

Geniz akıntısı (Normalde de sinüslerde üretilen mukus buruna, oradan boğaza süzülerek yutulur. Ama az miktarda olduğu için çoğumuz fark etmeyiz. Sinüzitte bol miktarda mukus üretimi olduğu için kolaylıkla fark edilir)

Yüzde yanaklarda, alında, göz çevresinde dolgunluk, ağrı, basınçhissi özellikle aşağı eğildiğinde artan baş ağrısı tipiktir.

Koku alma duyusunun azalması ya da kaybolması, tat alma da etkilenebilir

Burun tıkanıklığı

Bazı hastalarda yukardakilere ek olarak aşağıdaki belirtiler de görülebilir:

Ateş

Yorgunluk, halsizlik

Ü st dişlerde ağrı (maksiller sinüslerin dişlerle olan komşuluğu nedeniyle)

Kulaklarda ağrı, basınçhissi

Kronik öksürük

Ağız kokusu

Sinüzit kronikleşir mi?

Genelde üçaydan daha uzun süren sinüzite kronik sinüzit denir. Akut sinüzitin tam olarak iyileşmemesi ve sinüzit gelişmesini kolaylaştıracak anatomik bozukluklar, allerjik hastalıklar, sigara, bağışıklık sisteminin zayıf olması nedeniyle sık enfeksiyon geçirme, silianın yapısal bozukluğuna yol açan bazı genetik hastalıklar kronikleşmeye zemin hazırlar. Belirtileri akut sinüzitten daha hafif olabilir. Ateş, yüzde dolgunluk ve başağrısı belirgin değildir. Geniz akıntısı, ağız kokusu, öksürük görülebilir.

Sinüzit başka hastalıklara yol açar mı?

Sinüzit, nadir olmakla birlikte ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Enfeksiyon göze, kemik yapılara beyine ve önemli damarlara yayılabilir.

Bunun dışında sinüzitle beraber sık görülen bazı rahatsızlıklar vardır. Örneğin kronik sinüziti olanların önemli bir kısmında migren de görülür. Bu hastalarda sinüzitin tedavisiyle migren şikayetleri de geriler.

Kronik sinüzit allerjik hastalıklarla da sık görülür. Karşılıklı neden sonuçilişkisi vardır. Yani yukarıda da bahsettiğimiz üzere allerji, sinüzite neden olabilir. Sinüzit de allerjik rahatsızlıkları tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir.

Nasıl teşhis edilir?

Sinüzit teşhisinde hastanın hikâyesi ve fizik muayene çok önemlidir. Özellikle akut durumlarda herhangi bir görüntüleme yöntemi kullanmadan da teşhis konulabilir. Röntgen ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri ve burun endoskopik muayenesi tanıda yardımcıdır. Özellikle iyileşmeyen, kronikleşen sinüzitlerde tomografi önemli anatomik detayları gösterir.

Sinüzit nasıl tedavi edilir?

Sinüzit tedavisinin amaç enfeksiyona neden olan mikroorganizmaların öldürülmesi ve sinüsün drenajını sağlamaktır.

Antibiyotik: Sinüzite en sık neden olan mikroorganizmalara yönelik antibiyotik kullanılır. Tedavi süresi yaklaşık iki haftadır. Rastgele antibiyotik kullanımı antibiyotik direncine neden olur. Yani normalde sinüziti tedavi edebilecek bir antibiyotik yetersiz kalır. Bu durumda farklı bir antibiyotik eklemek gerekebilir. Her hasta olduğunda hemen antibiyotiğe başlamak çok sık karşılaşılan bir durum olsa da yanlıştır ve antibiyotik direncine neden olur. Doktorunuza danışmadan antibiyotik kullanmayın.

Mikropların öldürülmesi tek başına yeterli değildir. Eğer sinüsler açılmazsa mikropların üremesi için uygun ortam devam edecektir. Sinüslerin drenaj için dekonjestan içeren burun spreyleri kullanılabilir. Dekonjestanlar burun içindeki dokunun şişmesini önleyerek ostiumların açık kalmasını sağlar. Beş-yedi günden uzun süre kullanılmamalıdır, aksi halde burun akıntısını azaltacağı erde arttırır. Arıcak içinde adrenalin benzeri madde bulunduğundan tansiyon hastalarında kullanılmamalıdır. Kullanmadan önce doktorunuza başvurunuz.

Steroid (kortizon) içeren burun spreyleri burundaki iltihabı baskılayarak ödemi çözer. Özellikle allerjk hastalarda kullanılır.

Mukusu incilten mukolitik denilen ilaçlar da kullanılmaktadır. Mukolitiklerin de yan etkileri vardır, kullanmadan önce doktorunuza danışınız.

Antihistaminik ilaçlar: Allerjide belirtilere yol açan histamin maddesinin etkilerini azaltır. Yalnız mukusu koyulaştırdığından sinüzit tedavisinde ancak belli hasta gruplarında dikkatle kullanılır.

Ameliyat gerekir mi?

Ameliyat ancak burun içindeki anatomik bozukluk nedeniyle kronik ve tekrarlayan sinüzit geçiren hastalarda düşünülür. Ameliyat sinüziti tedavi etmez, ama sinüzite neden olabilecek bozuklukları düzeltir. Bu şekilde tekrarlayan sinüzit atakları olmaz ve sinüzit olsa da iyileşmesi daha kolay olur.

Sinüzit ameliyatı tehlikeli midir?

Sinüsler beyine, önemli damarlara ve gözlere çok yakın olduğundan ameliyat deneyimli doktorlar yapmalıdır. Ameliyat sonrası hastaların belirli bir dönem takip edilmesi gerekir.

İlaçdışında evde uygulayabileceğim bir tedavi yöntemi var mı?

İlaçtedavisine ek olarak evde uygulanacak bazı yöntemler iyileşmeye yardımcıdır ve rahatlama sağlar.

Buhar tedavisi: Buhar mukosilier hareketlere faydalıdır. Hastalar genelde sıcak bir duş sonrası burunlarnın açıldığını ve kendilerini daha rahat hissettiklerini ifade ediyor. Evde su kaynattıktan sonra yüzünüzü havlu sarın ve çok yanmamasına dikkat ederek buhara tutun. Yalnız su kaynadıktan sonra ocağı kapatın. Kaynamakta olan suya yüzünüzü tutarsanız, yüzünüzü yakabilirsiniz.

İrrigasyon: Eczaneden alacağınız serum fizyolojikle veya evde hazırlayacağınız tuzlu suyla burnunuzu temizleyerek açık kalmasını sağlayabilrsiniz. Bunun için enjektör kullanabilirsiniz. 5-10 cc tuzlu suyu enjektöre çekin İğne kısmını çıartın ve günde yaklaşık beşer kez her iki burn deliğine sıkın (enjektörün iğneli cun çıkarmayı unutmayın:)Bu şekilde yapacağnız irrigasyon sinüslerin boşalmasnı kolaylaştıracaktır.

Bol su için. Bu şekilde mukus akışkanlığını koruyabilirsiniz

Akupunktur ve sinüzit tedavisi

Akupunkturla sinüzit tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar almaktayız. Akupunkturun sinüzit hastalığındaki ve diğer birçok hastalıktaki tedavi edici etkilerinin temelini şöyle sıralayabiliriz:

Akupunktur vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek direncini artırıyor. Bu işi lökositleri, antikorları ve gama globulinleri artırarak yapar. Enfeksiyonlarda da bu özelliği sebebiyle etkilidir. Böylece hasta herhangi bir enfeksiyona daha az yakalanıyor. Daha az enfeksiyon demek daha az rahatsızlık demektir. Sık sık grip, nezle, anjin, faranjit, kulak iltihabı olan çocuklarda bağışıklık sistemleri kuvvetlendirilip, bu hastalıklara yakalanma riski oldukça azaltılmaktadır.

Vücudun kendi steroidini salgılanması sağlanıyor. Böylece yara içeriden tedavi ediliyor. Dışarıdan alınan steroid çocukların büyümesini engellediğinden, akupunktur tedavisi dışarıdan steroid alımını bıraktırarak çocukları bu tehlikeden kurtarmış oluyor.

Alerji reaksiyonlarını oluşturan salgılar azalıyor.

Ödem çözücü özelliğiyle sinüzite yol açan ostium tıkanmasını önlüyor.

Alerjik reaksiyonda en önemli rolü üstlenen immünglobülin-E akupunktur tedavisi sonrası ciddi anlamda azalıyor, örneğin 900 üniteden 200 üniteye düşüyor.

Vücudun genel dengesini düzeltiyor.

Özellikle sık sinüzit atağı geçiren, antibiyotiklerle tam iyileşme sağlanamayan, allerjik bünyeye sahip hastalarda akupunktur mevcut tedavi yöntemleri arasında en etkin olanıdır. Hastanın sinüziti tedavi olunca, burnu açılıp ağızdan nefes almaya başlayınca önceden var olan halsizlik, gün boyu yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü düzeliyor. Migren ataklarının sayısı ve şiddeti azalıyor veya tamamen ortadan kalkıyor.

Sağlıklı günler dileğiyle;