Bu kısımda Cumhuriyet dönemine gelmeden önce Osmanlı`da kadına verilen haklara da kısaca değinmek istiyorum. Hak, bireyin özgürlüğünü kullanabilme yetkisinin ona tanınmasıdır. Bu tanınma bir yetke, siyasal otorite tarafından verilmektedir. Yasalar önünde kadın-erkeğin eşitliği, seçme ve seçilmede eşitlik gibi unsurlar aynı zamanda haklardır. Bu anlamda Türkiye`de kadına çeşitli hakların verilmesi de Osmanlı zamanında başlamıştır.

Osmanlı`da kadına bakış siyasal ve düşünsel gelişmeye bağlı olarak farklı zamanlarda farklı algılanmıştır. Selahaddin Asım`ın Meşrutiyet Dönemi`nde (Tahminen 1910 yılında) yazdığı 'Osmanlı`da Kadınlığın Durumu' isimli eserinde Türk kadınlığının gerilemesi yahut  'karılaşmak' kavramı etrafında konuyu irdelediği görülmektedir.

Osmanlı`da 1908 den itibaren başlayan II. Meşrutiyet dönemi  fikir hareketlerinin çok fazla yaşandığı bir dönemdir. Yine, Batı`dan birçok fikrin ülkemize girdiği ve yer bulduğu devirdir. Siyasal anlamda geçiş dönemi yaşandığından dolayı da yönetimde 'otorite boşluğundan' bahsetmek mümkündür. İmparatorluğun tasfiyesi ile ulus devlete doğru gidişin yaşandığı bunalım dönemidir. Dolayısıyla her alanda farklı paradigmaların tartışılması, yaşanması ve oluşması görülmektedir. Kadın konusundaki tartışmalar da bu dönemde çok yoğundur. Bu konuda yayınlanan dergilerin de en çok 1911- 1923 yılları arasında neşredildiği görülmektedir. Yine II. Meşrutiyet dönemimin bir doktora tezine (Şefika Kurnaz, II.Meşrutiyet Döneminde Türk Kadını,DT.,HÜ AİİTE.,Ankara,1995.) konu olması da dönem hakkındaki yargımızı güçlü kılmaktadır.

1843 yılında kadınlar Tıbbiye mektebi bünyesinde ebelik eğitimi almaya başladı. 1847`de kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye yayımlandı. 1856`da köle ve cariye alınıp satılması yasaklandı. 1858`de Arazi Kanunnamesi`nde mirasın kız ve erkekler arasında eşit olarak paylaştırılacağı hükmü yer aldı. Böylece kadınlar ilk kez miras yoluyla mülkiyet hakkını kazandı.1858`de Kız Rüştiyeleri açıldı. 1869`da Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlandı. 1870 yılında Kız öğretmen okulu Dar-ül Muallimat açıldı. 1871`de Mecelle nin (Osmanlı Medeni Kanunu) uygulanması için çıkarılan Hukuk-ı Aile Kararnamesi ile evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması, zorla evlendirmelerin geçersiz sayılması düzenlendi. 1876`da Kanun-i Esasi (ilk Anayasa) kabul edilerek temel haklar düzenlendi. Kız ve erkekler için ilköğretim zorunlu hale getirildi.1897 yılında ise kadınlar ücretli işçi olarak çalışmaya başladı.1913 yılında da kadınlar ilk kez devlet memuru olarak çalışmaya başladılar. 1914`te tüccarlık ve esnaflık yapabilme hakları tanındı.1914 yılında ise İnas Darülfünunu adı altında kızlar için bir yüksek öğretim kurumu açıldı.

      Türkiye`de 1980 öncesine kadar Osmanlı ve Osmanlı kadını ile ilgili olumsuz bakış açısı ağırlıktayken 1980`den sonra ise bu bakış açısı olumluya doğru dönüşmüştür. Kadın konusunda da 1980 sonrasında yapılan tezlerin, yazılan ve yayınlanan kitapların artması da görüşümüzü doğrulamaktadır.