Bugün İttifak gazetemizde bir mâ nâ sultanını Ü stad Nail Ö zkaya&rsquo yı misafir ediyoruz. Muhterem Ö zkaya ile öznesinde mâ nâ ve Halvetî lik olan bir e-sohbet gerçekleştirdik.
Efendim, evvelemirde ailenizden ve ceddinizden bahseder misiniz?
Uşaklıyım. Ailem, tabiri caizse yedi asırdır bu topraklarda ikamet etmekte.Büyük babam Halil Ö zkaya 14 sene cepheden cepheye savaşmış bir gazi . Babaannem 103 yaşında vefat etti. Sırlıydı, ukba â lemine göçeceği saati babama söylemişti.
Cennetmekâ nın ismi neydi? Biraz kendilerinden bahseder misiniz?
Tabii ki&hellip Zehra Ö zkaya. Babaannem 9 yaşında iken Gediz, Ilıcasu&rsquo dan Uşak&rsquo a gelmiş.
Kimlerden?
Kabakadılar (soyadı kanunundan önce bilinen lakabımız.)&hellip Babaannem Uşak&rsquo ta Kabakadılar&rsquo da yetişmiş.
Kabakadılar ismi nereden geliyor?
Kabalıktan gelmiyor tabii ki&hellip Sülalemizin mensupları genelde vücut olarak iri, kalıplı insanlar. Bir dönem Uşak kadılığı yapmışlar. Erkeklerinin boyları genelde 1.80 cm.&rsquo nin üzerindedir. Bunun için Kabakadılar denmiş. Ben de öyleyim.
Efendim, babanız&hellip
Babam Alaettin Efendi. Susurluk. Elazığ, Kütahya ve Uşak Şeker fabrikalarında çalışmış. Sanat okulu mezunu bir rafineri maliplant yardımcısı. Ruhi Yamalıoğlu ağabey ile mesai arkadaşı. Almancası ve Fransızcası vardı. Almanlar ustalar tarafından yetiştirilmişti. Ç ok güzel resim yapardı ki bu kabiliyet bize de intikal etmiştir.
Valideniz&hellip
Annem Uşak&rsquo tan, Kemahlıların kızıdır. Kemahlıların kızı Neriman. (Ataları Kemah&rsquo tan gelmiş)
Ebeveyniniz hayatta mı?
İkisi de sırlandı. Annem benim yanımda vefat etti. Devlet hastanesine götürdüm kendisini. Annemin ölümünü mâ nâ da gördük. Babamın evinde büyük bir deprem oldu. Böylelikle annemin ebediyete intikal edeceğini anladım. Vefâ tından 53 gün önce de kalp ameliyatı olmuştu. Haddizatında kalp ameliyatı olmasını istememiştim. Ç ünkü ayağından alınacak damar da 80 yaşında, kalbi de 80 yaşında&hellip Mevcut keyfiyette gidilebileceği yere kadar ilaçla gitmesini istedik.
Sonra&hellip
Bizim ameliyattan yana olmamamız aile içinde yanlış anlaşılmalara sebep oldu. Ameliyattan sonra az önce bahsettiğim rüya zuhuratı olunca yanına gittim. Birlikte bol bol fotoğraf çektirdik. Babam da bu durumu fark etti. Ama sesini çıkarmadı. Mezkû r fotoğraf çekiminden 3-4 gün sonra annemin ayağı kaydı, yere düştü ve kendisini tekrar Uşak Devlet Hastanesi&rsquo ne kaldırdık. Orada gerekli tahliller yapıldı. Doktor anneme öncelikle hastanede yatması gerektiğini, hastaneyi tercih etmemesi durumunda da mutlaka evinde yatması lazım geldiğini söyledi. Annem yüzünü bana çevirerek 'evime gitmek istiyorum oğlum' dedi. 'Peki' anne dedim. Bu durumda hemşirelerden sondasını çıkarılmasını istedik. Sonda çıkarılırken annemin kalbi durdu. Doktorlar 40 dakika kadar müdahaleden sonra biiznillah geri geldi. Geri gelince kendisini anestezi servisine asansörle çıkardık, iki görevli ile birlikte. Bu esnada validem benimle gözleriyle, sessizce vedalaştı. Anestezi servisinin kapısından henüz içeriye giremeden daha ruhunu teslim etti, 31 Mart 2018 tarihinde&hellip
Rahmetullâ hi aleyhâ .
Kardeşlerime annelerini yarın eve getireceğini ve bir şeyinin olmadığını söyledim. Hastanede herhangi hezeyana neden olmamak için annemin sağlığının iyi olduğunu söyledim ve böylelikle kardeşlerimi hastaneden uzaklaştırdım.
Kaç kardeşiniz var?
İki kız kardeşim var. Biri benden dokuz yaş küçük, diğeri iki yaş büyük&hellip
Sonra&hellip
Gece yarısından sonra babama gittim. Durumu anlattım.
Babanız hayatta mı?
Babam da geçtiğimiz yılın temmuz ayında vefâ t etti. Babam da annem de sırlılardı. Cemalettin Kunat (ks) tarafından irşad edilmişlerdi.
Kendilerine rahmet olsun. Ü stadınız Cemalettin Kunat ile nasıl tanıştınız?
Cennetmekâ n Cemalettin Kunat&hellip Yakup Baba&rsquo ya (ks) bağlıydı. Yakup Baba vefâ t edince babam Cemalettin Aziz&rsquo e intisap eden ilk üç müritten biri oldu.
Cemalettin Kunat (ks)
Diğerleri kimlerdi?
Ruhi Yamalıoğlu ve Uşak Burma Camii&rsquo nin eski imamlarından, hafız Abdullah Tez.
Sözün bu yerinde 10 Temmuz 2021 tarihinde vefâ t eden Ruhi Yamalıoğlu ağabeyimiz için de bir paragraf açalım müsaadelerinizle&hellip
Ruhi Bey (ks) sırlı bir insandı. Ma seyir bedava derdi. Riyazat ehliydi. Bir deri bir kemik kalmasının sebebi seyir ve açlık, açlık, açlık&hellip Erbain üstüne erbain. 92 yaşında ruh emanetini teslim etti. Ruhi Bey, Ali Rıza Efendi Hazretleri&rsquo nin torunuydu, çocukluğu onun yanında geçmiş. Ali Rıza Efendi&rsquo den sonra Yakup Baba&rsquo da talebeliği devam etmiş. İrşad edildikten sonra mürşide ihtiyacı olmadı. Bizi mâ nâ da seyrettiğinden bizim yanımızda yer aldı. Aslen Cemalettin Kunat&rsquo ın (ks) mürididir. Posta olan saygısından dolayı mütemadiyen bizim yanımızda yer aldı. Kardeşimdi, yoldaşımdı, ağabeyimdi. Rahmetler olsun.
Ruhi Yamalıoğlu ve Aleaddin Ö zkaya
Şimdi, söz sırası Cemalettin Kunat&rsquo ta (ks)&hellip
Hakiki mâ nâ ehli, büyük bir zattı. Evimize de sohbet için geliyordu. O dönemde Uşak Şeker Fabrikası&rsquo nın lojmanlarında oturuyorduk. Sohbete geldiğinde ben de o sohbetleri dinliyordum.
Cemalettin Kunat
Nelerden bahsediyordu?
Azizimin iki yönü vardı. Bir şeriat yönü, bir de mâ nâ yönü. Şeriatten de, hakikatten de bahsederdi. Bizim yanımızda daha çok hakikatten bahsederdi. Mana ağırlıklı olurdu.
Nasıl intisap ettiniz?
Kendisine dervişi olmak istediğimi söyledim. Bu tercihte ne annemin ne de babamın en ufak bir dahli oldu.
Kaç yayındaydınız?
13 ya da 14 yaşındaydım.
Sonra&hellip
Ben kendisine talebimi arz ettikten hemen sonra aynı gün, aynı saatte bizi biat ettirdi. İyi ki de bu talebi yapmışım.
Biatten bahseder misiniz?
Tabii ki&hellip Cebinden tesbihini çıkardı, 'tut evladım' dedi. İki eliyle imamenin altından sağından ve solundan tuttu. Onun ellerinin altından da ben tuttum. Biatı böylelikle yaptırdı, akidi yaptırdı.
Nail Ö zkaya ve Cemalettin Kunat (ks)
Nail Ö zkaya: Gerçek bir mürşid-i kâ mile yolum uğradı.
Şöyle söyleyeyim gerçek bir mürşide, mürşid-i kâ mile yolum uğradı. 'Mürşidi kâ mil olanın gayet yolu â san imiş.' Ben bu lezzeti tattım. İlk günden itibaren rabıtayı verdi.
İki kaşın arasında çekti hatt-i istiva
Alleme l esmayı talim etti ol hattan Huda
Seyr-i suluk süreçlerinizden bahseder misiniz?
Tabii ki&hellip Rabıtayı biliyorsunuz, biz bizzat yaşadık. İrşad diriden diriyedir, hiçbir zaman ölüden diriye irşad olmaz. Kesinlikle olmaz. Karşı karşıya olacak, göz görecek, kulak duyacak&hellip Sadece kulak duyması da yetmez. Kitaptan okuyarak bu sır bilinse de son nefeste elden alınır. Faydası olmaz. Bu â lem şuhut â lemidir, â lem-i müşahededir, göz görecek ve kulak da duyacak bahusus gönül de hissedip yaşayacak. İşte o zaman sırlanılır.
Bunun avâ ma yansıması nasıl olur?
Cuma namazlarında olur. Cuma günleri hocalar bunu Cuma vakti, halkın önünde yaparlar, buna sünnet derler, hâ lbuki sünnetle ilgisi yoktur, içtihattır. Miracı anlatır. O kapıya, minbere, hutbe kapısına gelip oradaki kıyam hali, sureti insan, içi hayvanken, işte o kapıdan içeriye girme, o içeri girme hali, secde et ve Rabbine yaklaş' emri mucibi (Alak Suresi-19). İşte bu keyfiyet, 'Secde eyle â deme tâ kim Hakk a kul olasın' sırrıdır. O kapıdan hutbe kapısından içeriye işte böylece girilir. O kapıdan içeriye girilince esmada ve ef&rsquo alde, sıfatta ve zatta hiçlik yaşanır. Bunlar yaşandığı zaman Hazret-i Peygamber&rsquo in (sav) 'El-fakru fahrî /Fakirlik medar-ı iftiharımdır' buyurduğu noktaya gelinir.
Sana ait bir şey yok ki zaten. Hiçlik varlık elbisesinden soyulmuş olmaktır. Gelinen nokta dördüncü basamakta sidre-i müntehadır. Â dem sıfatını kazanma noktası&hellip Bunlar, teveccüh odasında konuşulan şeyler bu kadarla iktifa edelim&hellip
Nail Ö zkaya, Cemalettin Kunat (ks) ve Valide Sultan
Eyvallah&hellip Sonra&hellip
Buraları biiznillah Cebrail Aleyhisselâ m&rsquo ın yardımıyla akılla gelinen noktadır. Cebrail&rsquo in (as) 'Ya Muhammed (sav) buradan sonra bir adım daha atarsam yanarım' dediği nokta bu noktadır&hellip Bundan sonrasındaki makamlar gönülle çıkılır. Yani bunlar bekâ makamlarıdır. Bekâ makamlarına da çıktıktan sonra &lsquo Ahadiyet&rsquo e gelinir. Azizim Cemalettin Kunat (ks) teravih namazından sonra bir sohbetinde avucunu yumruk yaptı başparmagını kaldırdı. orada bulunan kardeşlerimin içinde 'seni ben böyle yetiştirdim, makamının kıymetini bil, deyişi var. Aynı sözlerini bayramda da tekrarladı, kardeşlerimin içinde, yol kardeşlerimin içinde. 'Makamının kıymetini bil, geldiğin yerin kıymetini bil' dedi. Bunlar 42 yılın yaşanmışlıkları, birkaç yılın değil. İnsanların, müridlerin anlayamadığı, idrak edemediği bir nokta da velayetle Ahadiyettir. Ç oğu velayet ile Ahadiyeti birbirine karıştırır. Hâ lbuki aralarında kilometrelerce fark vardır. Gerçekten fark vardır. Velayete gelen 'ben oldum' der. Yol bitmemiştir, devam eder. Hâ lbuki aklı bir kenara bıraktıktan sonra yola gönülle devam etmesi lazım gelir. 'Mecnun ol, aklını tamamen bir kenara koy' demek istemiyoruz tabii ki. Peki, ne istiyoruz? 'Gönlü, aklın önüne geçir' demek istiyoruz. Bu farkı algılayamıyorlar ve ortaya benlik çıkıyor. Böylelikle benlikle egolarını besleyerek tevhide devam ediyorlar. İşte bu korkulan bir şeydir. Bu durumu Muhammed İbn-i Arabi&rsquo nin, 'Arifler Satrancı'nda gurur olarak gösterilmiştir. Gurur, yılanın başıdır, düşüş yeri ise zillettir.
Her şehrin manevi büyükleri vardır. Bu bağlamda Uşak&rsquo ın manevi büyükleri kimler?
Buna cevap vermeyelim. Sırlı insanlarımız pek çoktur.
Ali Rıza Efendi Hazretleri&rsquo nden bahseder misiniz?
Kendisi Eskişehirli Sadık Baba&rsquo da yetişmiştir. Mesleği dülgerlikti. Ç ok münzevi bir hayatı vardı. Kendisini Sadık Baba halvete atmıştır. Halvet bilirsiniz 40 gündür (kırk gün, bir erbain.) Halvette ilk zamanlarda bayağı eziyet çekmiştir mübarek. (Kime azar, ona nazar babından&hellip )
Rahmeti vesile kılarak Ali Rıza Efendi&rsquo nin hayrulhalefi Yakupzade Mustafa Efendi&rsquo yi de konuşalım.
Yamalı (ks) Hazretleri&rsquo nde tahsil görüyor. Ç ok sert mizaçlı bir zat. Ü stadı Yamalı (ks) vefâ t ediyor ve cenazesine gidiyor. Validesine 'bugüne kadar annemdin, bugünden sonra evladımsın öp elimi' diyor. Kendisine aile içinde çok büyük tepki gösteriliyor. Bu tepkiyi gösterenlerden biri de Ruhi Ağabeyimdi. Bu tepkisi Kütahya Şeker Fabrikası&rsquo na gidinceye kadar sürüyor. Orada Mehmet Dumlu ile tanışıyor.
Mehmet Dumlu kimdir?
Mehmet Dumlu, Halvetî Şabaniye tarikatının Yakupzade&rsquo de yetişmiş olan, velayete getirilmiş ama mürşidlik vasfı olmayan bir talebesidir. Sıfat mürşididir Mehmet Dumlu. Onun vasıtasıyla Yakup Baba&rsquo ya mürid olmuştur. Yakup babadan sonra arkadaşlıkları devam etse de farklı kulvarda yürümüştür ikisi. Ruhi Efendi, Cemalettin Azize intisap etmiş. Mehmet Dumlu ise mürşidliğini ilan etmiş Kütahya&rsquo da.
Serbestoğlu Cemaleddin Kunat&rsquo a da (ks) değinelim&hellip
Yakupbaba&rsquo ya intisap etmiş onda yetiştirilmiş, bir zat mürşididir. Tüm seyr-i sülukunu onda tamamlamıştır.
Seyr-i sülük deyince&hellip Efendim, sözün bu yerinde 'Zahirimiz halk ile batınımız Hak ile düsturunu açar mısınız?'
Hay hay&hellip Zahirde biz dünyaya tabiyiz. Yaşantımızı halkın içinde geçiriyoruz. Yani onlarla alışverişimiz ve akrabalık münasebetlerimiz var. Yani bu durumda zahirimiz halk ile&hellip Ama bu zahirin için de batınımız var, manamız var. (TEVHİD) Bu da Hak ile. Dünya denge yeridir. Ç ünkü her şeyi veçhi ile yaratılmıştır. Nedensiz bir oluşum yoktur. 'Ol' dedi bir kere.
Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri&rsquo nin (ks) yaşadığı dönemin İslâ m dünyasının genel durumu nasıldı?
O devrin şöyle söyleyeyim. Birçok tarikatı izlemiş mübarek. Birçok tarikatın sıfat mürşitlerinin iradesinde olduğunu, dolayısıyla postların boş olduğunu görmüş. Bakmış ki birinde 10 yıl, birinde 20 yıl, bir diğerinde de 40 yıllık boşluklar var. Abiler tarafından yönetilen tarikatlar var. Bunlara şahit olmuş. O zaman Cenab-ı Hakk&rsquo tan niyazla yeni bir tasavvuf tüzüğü oluşturmuş.
&lsquo Tüzüğü&rsquo açar mısınız?
Tabii ki&hellip Birincisi 'bir mendil kuruyasıya postum boş kalmasın' demiş. İkincisi, çağın en büyük hastalığı verem. 'Müritlerim verem olmasın' demiş. Ü çüncüsü 'müritlerim suda boğulmasın' demiş. Dördüncüsü 'enkaz altında kalmasınlar' demiş. Beşincisi 'ateşte diri diri yanmasınlar' demiş.
Pekiyi mürit de olsa insan&hellip Ateşte yanmaz mı?
Yanar tabii ki, bal gibi de yanar. Elini tutar da ateşin içine sokarsan bittabi yanar&hellip
Pekiyi nasıl yanmaz?
Ani gelişen olaylarda şefaat şemsiyesi müride açılır. Bunun pek çok örneği vardır. Bir anda gelişiveren olay müride kesinlikle zarar vermeyecek hale getirilir. Derviş, yola ihanet ederse, mürid-i mürted olursa yanar. Dervişin mutlak olması lazım gelir.
'Mutlak' derviş nedir?
Müritler üçü ayrılır. Mutlak mürid, azizin sözünden dışarı çıkmayan, emrine gönülden itaat eden, sorgulamadan verilen görevi yerine getiren zattır. Bunlar çok rahattır. Bunlarda tevhid bilinci gelişmişse velayete çok çabuk gelir.
İkincisi&hellip
İkincisi Mecaz Derviş. Kendisinde adiyet duygusu olmasına rağmen ibadetlerini ve verilen dersleri düzenli yapmayan ama bununla birlikte kendisini mürid saymaya devam eden yol talebeleridir mecaz dervişlerdir.
Ü çüncüsü&hellip
Ü çüncüsü ise az önce bahsini ettiğim mürid-i mürted olanlardır. Daha çok dinden dönenlere mürted derler. İbrahim Ethem bey az önce Alak Suresi&rsquo nin 19&rsquo uncu ayet-i celilesinden bahis açmıştık. '&hellip Secde et ve Rabbine yaklaş.' Secdeden vazgeçip azizinin sözlerindeki hikmetleri anlamayan, 'bundan da ne ola ki' diyerek sırtını dönüp gidenlerdir mürted dervişler. Bunlara rahmet kapıları kapanır ve su-i hâ time ile ölürler.
Halvetî yolunun esaslarını da konuşalım&hellip
Her yolun kendine has özellikleri var. Her pir kendine ait bir kural koymuştur. Bizim yolumuzda halvet esastır. 40 güne 'erbain' denir. Günümüzde ise buna pek gerek duyulmamaktadır.
Neden?
Halkın içinde Hakk&rsquo ı müşahede ederek 'edep yâ hû ' sınırlarında yaşayarak erbaini geçirmek tercih edilmektedir Günümüz ortamında insanlar iş, aş, geçim derdinde, sıkıntılarla mücadele ediyorlar. İşleri gereği bu halveti yapmak gerçekten zor olmakta. Bu yükü, işi, 40 tonluk bir kamyona 5 tonluk bir yük yükleyerek geçiştiriyoruz.
Bu ne demek!
Bu şu demek! Bakara Suresi&rsquo nin 286&rsquo ıncı ayet-i kerimesi mealen şöyledir:
'Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): 'Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevla&rsquo mızsın. Kâ firler topluluğuna karşı bize yardım et.'
Allah (cc) burada bir nevi makbul duayı tarif ederek kullarına 'Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.' şeklinde dua edilmesini öğretmiş. Yük hafifletmek önemli. Mâ nâ sultanları da sevenlerinin, müritlerinin yüklerini hafifletir bir nevi. Bu keyfiyet, bakışla, gönülle ilgilidir.
Pekiyi nasıl bakılacak ve dahi görülecek!
Her baktığında hakkın veçhini gör. Hiçbir şey gayesiz var olmadı. Mürit, bu bilinçle hareket ederse menziline varır. Şair, 'Ben bir Köroğlu yum dağda gezerim/Esen rüzgâ rlardan hile sezerim' demiş. Göz açık olmak lazım gelir. Görmek için de mutlak surette kafa gözü lazım gelmez. Gönül gözüyle de görülür. Derviş böylelikle etrafını irdeler ve izler. Bir köşede iki kişi konuşsa bile kendisine onlardan bir hisse çıkarır. Karşısındakini mürşidi yerine koyar, huzurda olduğunu düşünür. Mürid, ikinci, üçüncü şahıslarla teşrik-i mesailerinde huzurdaymışçasına davranır, edep dâ hilinde konuşur. Bunlara dikkat eden çabuk yol alır.
'Ben bilmez idim gizli ayan hep sen imişsin
Tenlerde vü canlarda nihan hep sen imişsin
Bu cihan içre senden nişan ister idim ben
Ahir şunu bildim ki cihan hep sen imişsin.'
Ne güzel söylemiş mübarek.
Günlük ibadetin yanında 70 binlik hatm-i tevhidimiz vardır. Buna devam ettikçe bir müddet sonra tecelliler başlar müritte. Kimi esma ile kimi müsemma ile yürür.
Mirac nasıl yaşanır?
Hutbe konusunda bunun cevabını vermiştim.
Halvetî seyr-u sülukunde zikrin yeri ve önemi hakkında neler söylenebilir?
Zikir olmazsa olmazdır&hellip Cehrî ve hafî zikir&hellip Halvetî &rsquo de zikr-i cehrî esastır. Bununla birlikte zikr-i hafî de yapılır. Biz azizimde cehri ,hafi ve kalbi zikri de gördük. Bunu da devam ettiriyoruz biiznillah.
Halvetî liğin asırlara sâ rî olarak asırlar boyunca geniş bir hüsn-i kabul görmesinin başlıca â milleri nelerdir?
En büyük hususiyeti postun hiç boş kalmaması ve gerçek mürşitlerce yönetilmesidir. Günümüzde de öyle mi? Maalesef sahtesi de çok!
Halvetî lik ülkemizde ve özellikle Balkanlarda yaygın bir tarikat, bunu neye bağlıyorsunuz?
Yolda zorluğu son derece az, son derece anlaşılabilir bir yapısı var. Dervişe aşırı kolaylıklar sağlayan erkâ nı var. Yormadan götürüyor, yormadan, usandırmadan, bezdirmeden tevhid bilinci içinde&hellip Mütevazı olarak söylüyorum. Tepeden bakma yok. Halvetî dervişleri gerçeği görerek, bilerek yaşıyorlar. Tevhidi yaşıyorlar. En önemlisi rabıta olmazsa olmaz. Rabıta hiçlik&hellip Hiç düşünce. Teslimiyeti tâ mme.
Efendim, günümüzde birçok şeyh var ve bunlar hakkında 'icazeti yoktur, nakıs şeyhtir' tarzında eleştiriler yöneltiliyor. Bu hususta ölçü nedir? Tasavvufa yönelmek isteyen insanlar nelere dikkat etmelidir?
Bu yola talip olan kişi Bol bol şu duayı yapmalı, az önce de değindiğimiz gibi&hellip 'Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevla&rsquo mızsın. Kâ firler topluluğuna karşı bize yardım et.' Ve duasına şöylece devam etmeli: 'Ya Rabbi, sana yönelmek, seni bilmek, seni anlamak istiyorum. Yardımına ihtiyacım var. Beni tali yollarda oyalama. Bana zatından bir mürşit gönder.' Bunu bol bol desinler. Bunu yaparken hiçlikle yapacaklar. Herhangi bir mal, mülk, sağlık dilemeksizin. Aksi takdirde Hz. Allah kahrından verir, biz lütfuna talip olalım. Allah bu yalvarışta olana mutlaka bir Hızır gönderir. Burada dikkat edilmesi gereken kendisine bir mürşit gösterildiğinde asla ve asla işine karışılmamalı ve teslimiyet gösterilmelidir. Şeriata aykırı davranış istemezler. Devlete ve millete son derece saygılıdırlar. Politika politikacıların işidir. Mürşidin işi devlet yönetmek değildir. Siyasetle işi olmaz. O, insandan  dem yetiştirir. Merak edenler Musa Aleyhisselâ m ile Hızır Aleyhisselâ m&rsquo ın kıssana müracaat edebilirler.
Nasıl davranacak?
Biati sorgulamayacak. Sana gösterildi. 'Ey İbrahim Ethem kulum, bana bunlarla yaklaştın. Sana bir gerçek mürşidi gösteriyorum.' Gerçek mürşid arayışında olana mürşidi mâ nâ da gösterilir. Bu durumdaki kişi gidip onu bulup ona biat edip o yolda arkasına dönüp bakmadan yürümelidir.
Bahsettiğiniz şeyh-mürşit kimdir? Şeyhte hangi özellikler bulunur?
O, iki elle yaratılmıştır! Onda hem celâ l hem de cemâ l özellikleri bulunur. Gerçek mürşitler Allah&rsquo ın iki eliyle yoğrulur! Sadece cemâ l yahut sadece celâ l varsa kaç ondan. Yani hem cemâ l hem celâ l her ikisi de mevcut olmalı bir mürşitte. Bunu şöyle tarif edelim ve yerine koyalım. Mazhar-ı tam hali olmalı. Mazharda eksiklik ve noksanlık olmaz.
Zat ve sıfat mürşidlerine/şeyh lerine değinir misiniz?
Oldukça ince ve nazik bir konu. Bunun mutlaka ayrı bir makalede irdelenmesi lazım. Günümüzde çok yaşıyoruz. Ç oğu tarikatta Sıfat mürşitleri postu işgal ederler. Müritlerini tali yolda yürütürler. Her velayete getirilen post ehli değildir. İçlerinden yalnız bir tanesi vazifeli kılınır. Mürşid kadar değerli ahadiyette olan müridler de vardır. Bunlar benlik davası ortaya koymaksızın hayatlarını davam ettirirler. Münvezi hayatları vardır. Ruhi Yamalıoğlu merhum da bunlardan biriydi. Ç ok ince bir noktadır. Şimdiki zamanda velayettekilerin çoğuna benlik gelmektedir. 'Ente'den 'ene'ye geldiler. Ö zellikle mürşit vefâ t edince bu 'ene' onlarda 'ego'ya dönüşür ve en kötü durum da budur. Kendi egolarına yenik düşerek kendilerini mürşid ilan edenler çıkar içlerinden. Bunlar yola katkılarının olduğunu düşünür, hâ lbuki gerçek yolda yürümek isteyen müridleri tali yola getirip oyalayan simsarlardır. Gerçek mürşidlerin Allah yar ve yardımcısıdır. Onlara mürid olmak ne güzeldir. Onlar mana&mdash Kur&rsquo an&rsquo dır. En güzel saki onlardır. Hepsine buradan en kalbi duygularımla selamlar ve saygılar&hellip
Bir de tasavvuf karşıtı olup 'şirktir, bidattir' diye ağır eleştiriler yönelten bazı gruplar var, onlara nasıl cevap verilmelidir?
Şimdi dört katlı bir bina var. Bu dört katlı binanın birinci katı şeriat, ikinci katı tasavvuf, üçüncü katı marifet, dördüncü katı hakikattir. Şeriattaki kişi dördüncü kattakinin ahvalini ne bilsin! Ü çüncü kattakinin de halini anlayamaz. Birinci katta bulunanın penceresinden ancak tabiatın, çevrenin bir kısmı gözükür ve dolayısıyla cümle hayatı gördüklerinden ibaret zanneder. Birbirlerini nasıl anlasınlar ki! Bu durumda herkes kendi bildiğine doğru diyor.
Sizin ilave etmek istediğiniz hususlar nelerdir?
Şeriat temel alınarak mutlaka mâ nâ öğrenilmelidir. İnsan sadece teorikle yetinmemeli pratiğe de yönelmelidir. Şeriatin emrettiği ibadetlerin yanında bu nafile ama özelden özel. mutlaka tasavvuf, hakikat ve marifet ilimleri de öğrenilmelidir. O ilim öğrenilmezse 'ölmeden önce ölünüz' sırrını keşfetmek imkâ nsız hale gelir.
Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Mesajı, Niyâ zî -i Mısrî Hazretleri&rsquo nden alalım:
(&hellip )
Görünse taşradan bir vasf-ı fâ il,
İçinden de biri olsa mukâ bil,
Yakına yardım eyle olma hâ &rsquo il,
Hakî kat ehlinin olmaz nişâ nı.
Anı uran urur ağlatmak için,
Ya gayret gösterir darlatmak için,
O da ağlar darılır çatmak için,
Hakî kat ehlinin olmaz nişâ nı.
(&hellip )
Hakikat ehlinde nişan aramayın. Gönlünüzdeki tecellilere bakın.
(&hellip )
Müridden mürşide gönderileri&hellip
Bir ahadiyet dervişinden tecelli.
Bir bayan dervişin içeriği mükemmel ötesi olan tecellisi.
Bu posta ilk oturduğumda Niyâ zî -i Mısrî Hazretleri&rsquo ne niyaz ettim. Kendisinden hediye istedim. Kendisinden hediye isteyince kendisinde zuhur eden bu zuhuratı tecelli ettirerek bizdeki anlamı perçinledi.
Doğdu ol sadr-ı risâ let basdı arş üzre kadem
Saldı o nur-i nübüvvet pertevin fevk&rsquo al-ümem
Ç alınıp tabl-ı beşâ ret geldi şâ h-ı enbiyâ
Gulgule doldu cihana kondu ol sahib&rsquo â lem.
Bize değerli zamanlarınızı ayırıp bu kıymetli bilgileri verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz, muhterem Nail Bey. Allah razı olsun&hellip
Uşaklı mâ nâ sultanları&hellip